Alçı'dan yasa tasarısına sert tepki: Çok tereddütlüyüm...

Alçı'dan yasa tasarısına sert tepki: Çok tereddütlüyüm...

Erkeklere istismar ve şiddet konusunda hak veren yasanın gündeme yeniden gelmesi Nagehan Alçı'yı öfkelendirdi.

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, "Çok tereddütlüyüm… Bu tasarı derinlemesine tartışılmalı" başlıklı yazısında, "Şimdi birkaç gündür benzer bir başlıkla yeniden bir tasarının Meclis’e gelmesi gündemde. Ancak öğrendiğim kadarıyla bu kez arada bir fark var. Adalet Bakanlığı ve Aile Bakanlığı devreye girebilir."  dedi

İşte Nagehan Alçı'nın yazısı:
Kasım 2016’da yaşanan tartışmaları hatırlarsınız. Erken yaşta evlilik nedeniyle cezaevinde olanlara yönelik bir düzenleme yapılmaya çalışılmıştı. Erkek tahakkümcü kafa tarafından kötüye kullanılmaya çok açık bir kanun tasarısıydı bu.

Bir erkek eğer 13-14 yaşında bir kızı kaçırıp tecavüz ettiyse ve sonrasında “Aman kız ele güne rezil olmasın” diye evlendirilmişse, o erkeğin affedilmesinin de yolunu açan, yazarken bile tüylerimi diken diken eden içeriğe sahip bir tasarıydı bu. Tasarıda “Tecavüz, cebir, şiddet gibi olaylar varsa af kapsamı dışında görülür” deniyordu ama bunların nasıl tespit edileceği tarif edilmiyordu.

Biliyoruz ki, bazı aileler ülkemizde kız kaçırıp cinsel olarak istismar etme vakalarında, tecavüze uğrayan kızın “İsmi daha fazla lekelenmesin” diyerek olayın üstünü örtüyorlar. Bu tecavüzlerin çoğu polise bildirilmiyor ve kayıtlara geçmiyor.

“Tecavüze uğrayan kızla artık kimse evlenmez” denerek de eğer o tecavüzcü evlenmeyi kabul ederse, kız “Baş göz ediliyor”. Bunları içim kan ağlayarak yazıyorum ama maalesef gerçeklerden kaçış yok.

Hâlbuki tecavüze uğrayan masum bir kızın kirlendiği düşüncesi İslamiyet’in asla kabul etmeyeceği cahiliye döneminden kalma bir merhametsizliktir.

EN ETKİLİ İTİRAZ KADEM’DEN GELMİŞTİ

2016’da bu tasarı gündeme geldiğinde toplumun geniş kesimleri buna tepki göstermiş, bunların içinde en etkili ses KADEM’den çıkmıştı. Genel Başkan Yardımcılığını Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yaptığı dernek yaptığı açıklamada tam da yukarıda bahsettiğim hassasiyetleri dile getirmişti.

Şöyleydi açıklama: “Tasarının en önemli çıkmazlarından biri cebir, tehdit ve iradeyi etkileyen hususların tespitinin son derece zor olduğudur. Kaldı ki cebir ve tehdit olmasa bile küçük yaşta bir kız çocuğunun kendi iradesi nasıl tespit edilecek? Bu konunun da ayrıca değerlendirilmesi gerekir.”

“BU KEZ FARKLI” DENİYOR

Bu itirazlar sayesinde 2016’da tasarı komisyona geri çekildi ve gündemden düştü. Şimdi birkaç gündür benzer bir başlıkla yeniden bir tasarının Meclis’e gelmesi gündemde. Ancak öğrendiğim kadarıyla bu kez arada bir fark var. Adalet Bakanlığı ve Aile Bakanlığı devreye girebilir.

Geçen sefer yasanın geri çekilmesi için çaba sarf eden KADEM’in hazırladığı raporlar, çalıştaylar inceleniyor ve bu kez erken evlilik nedeniyle mağduriyet yaşayan, eşleri cezaevinde olduğu için zor durumda olanları tecavüz ve istismar mağdurlarından ayırt etmek için kadın-erkek arasında yaş farkı gibi birtakım kıstaslar belirlenmeye çalışılıyor.

Bu durumda olan 3800 vaka bulunduğu söyleniyor. Duyduğuma göre 2016’daki gibi herkesi aynı kazana atan bir mantıkla değil, her bir vakayı ayrı ayrı inceleyip, rıza ile olan evlilikleri ayırt etmeyi hedefleyen bir mantıkla hareket edilmek isteniyor.

Ancak konu çok hassas ve istismara açık. O nedenle Meclis’teki bütün partilerin desteği ve koordinasyonu ile ilerlemek bence çok önemli.