Altaylı'dan çok konuşulacak YSK yorumu

Altaylı'dan çok konuşulacak YSK yorumu

Yüksek Seçim Kurulu'nun verdiği İstanbul kararının kendisini mağdur ettiği dile getiren Habertürk yazarı Fatih Altaylı, "Acaba diyorum Yüksek Seçim Kurulu’nu dava mı etsem!" dedi.

Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul'da seçimlerin yenilenmesi kararı verdi. Habertürk yazarı Fatih Altaylı bugünkü yazısında, Haftalardır yazıyorum. Tek kuruşluk bir açıklama duymadım. O yüzden ben en iyisi dava mı açsam diyorum" ifadelerini kullandı. Altaylı ayrıca, çok ciddi bir zaman ve para kaybının da olduğunu belirtti.


Altaylı'nın yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Acaba diyorum Yüksek Seçim Kurulu’nu dava mı etsem! Kurulun kararlarına yargı yolu kapalı elbette ama kurul üyeleri bizatihi layüsel değiller. Yani hesap sorulamaz, hikmetinden sual olunamaz değiller. Niye mi dava edeceğim? Kendi hatalarından dolayı beni mağdur ettikleri için. Kime oy verdiğim önemli değil, oyum çöpe gitti. O tarihte İstanbul’da olabilmek için uçak bileti alıp İstanbul’a döndüm.

Sabahın köründe kalkıp oy atmaya gittim. (23’ünde yine gideceğim merak etmeyin.) Tüm emeklerim boşa çıktı. Üstelik şimdi 23’ünde tatilden bir kez daha geri döneceğim, peşin ödediğim kirama rağmen yazlıktan ez az 3 gün daha az yararlanacağım.

Çok ciddi bir zaman ve para kaybım var. Niye? YSK görevini layığıyla yapmadı diye. Diyebilirler ki; “Bizde kusur yok, ilçe seçim kurulları hata yapmış”.

Anlamam kardeşim. İlçe seçim kurulları bana mı bağlı, size mi bağlı. Üst makam olarak onların yaptığından sorumlu değil misiniz?
Alttakinin hatası baki kalacaksa üste bir “Yüksek” kurula ne gerek var. Sizin işiniz onları denetlemekti. Siz kalkıp “Bize güvenin dünyanın en güvenli seçimini yapıyoruz” dediniz. Biz de güvendik. Şimdi anlıyoruz ki, bize doğruyu söylememişsiniz. Oldu mu yani! Ve bütün mesele kamu görevlisi olması gereken sandık kurulu başkanlarından dolayı başımıza geldi. İlçe seçim kurulları kamu görevlisi olmayan kişileri sandık kuru başkanı olarak atamış! Şimdi o ilçe seçim kurulları hakkında suç duyurusunda bulunmuşsunuz.

Peki ya şimdi onlardan “Vallahi de billahi de bu isimleri bize en yüksek mülki amir verdi. Bunların kamu görevlisi olup olmadıklarını biz ne bilelim. Kaymakamlardan gelen listelerden seçtik” deseler ve bunu kanıtlasalar ne olacak!

Sonuçta o kaymakamlar İçişleri Bakanlığı’na bağlı. O kaymakamlardan hesap sorulacak mı? Ya bu yanlış listeler bile bile verilmiş ve “Hini hacette bunu dayanak yaparak seçimi iptal ettiririz” diye düşünülmüşse. Belki saçma ama geliyor akla. Kızmasın kimse…

Şüpheciyim arkadaş, düşünebilirim. Bakın bunları haftalardır soruyorum. Haftalardır yazıyorum. Tek kuruşluk bir açıklama duymadım. O yüzden ben en iyisi dava mı açsam diyorum. Belki orada anlatırsınız. Gerçi YSK ile davalık olma konusunda ağzım yanık ama.

Yine de… Bir ihtimal…"