Atatürk, Filistin için Avrupa'ya rest mi çekti?

Atatürk, Filistin için Avrupa'ya rest mi çekti?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün  Kudüs ve Mescid-i Aksa için Avrupa'ya rest çektiği iddia edildi. Murat Bardakçı da o iddiaları yazdı. Gerçek ortaya çıktı

Atatürk’ün 1937'de TBMM'de yaptığı bir konuşma uluslararası arenada gündeme geldi.

KANIMIZI DÖKMEYE HAZIRIZ

Atatürk’ün Avrupa’ya Filistin konusunda ültimatom verdiğini gösterir açıklamaları şöyle:

Biz vakıa bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik.

Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız. Avrupa'nın bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur.(Yenişafak)

BELGE GERÇEK AMA BÖYLE BİR DEMEÇ YOK

Atatürk'ün Filistin konusunda Avrupa'ya ültimatom verdiği ve "kanımızı dökmeye hazırız" dediği 1937 tarihli TBMM'deki konuşma gerçek mi? Kudüs kriziyle birlikte gündeme gelen o belge, hafta sonu gazetelerde yer almıştı. Yankı uyandıran olayın gerçeğini Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı, bugünkü köşesinde anlattı. Bardakçı, Atatürk'e atfedilen sözlerin yalan olduğunu ancak belgenin gerçek olduğunu yazdı.

BELGE GERÇEK AMA: (...)Meseleyi uzatmadan, kısaca ifade edeyim: Belge, yani Şükrü Kaya’nın yazısı gerçek ama içerisinde geçen ve Atatürk’e ait olduğu iddia edilen ifadeler yalandır! Atatürk’ün böyle bir demeci yoktur, Meclis’te bu şekilde bir konuşma yapmadığı zabıtlardan da bellidir; iddia edildiği tarihte Meclis tatildedir, üstelik 1937’de “Hâkimiyet-i Milliye” adında bir gazete de mevcut değildir, ismi 1934’te “Ulus” olmuştur!

1924’te hilâfetin kaldırılmasının ardından İngiliz baskısı altında ezilen Hind Müslümanları tuhaf bir ikilem içerisinde kalmış, hem hilâfet sevdasına düşmüş, hem de hilâfeti lâğveden Mustafa Kemal’i “müstakbel halife” görmeye başlamış, memleketini işgalden kurtaran Atatürk’e duydukları hayranlıkla ona ve Türkiye’ye hayli sık yer vermişlerdir. Ama yazdıkları haberlerin tamamı doğru değildir, alâka çekmesi veya Hind Müslümanları’nı bağımsızlığa teşvik etmesi maksadıyla ortaya sık sık hayalî iddiaların da atıldığı olmuştur.

Şükrü Kaya’nın yazısında sözü edilen haber de işte bunlardan biridir...

Devlet Arşivleri’ndeki belgeleri inceleyenler bilirler: Yabancı memleketlerdeki Türk temsilcilikleri, Türkiye hakkında çıkan bütün yazıları tercümeleri ile beraber Dışişleri Bakanlığı’na yollamakta ve bu yazılar arasında önemli görülenler İçişleri yahut Dışişleri Bakanı veya zamanın Matbuat Umum Müdürü tarafından Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanlığına gönderilmektedir.

HAFIZA KAYBININ BÖYLESİ!: Bombay Chronicle Gazetesi’nde Atatürk’e atfedilerek yeralan ve Şükrü Kaya’nın Başbakanlığa gönderdiği yazıda sözünü ettiği gazete haberini de Hindistan’daki diplomatik temsilciliklerimizden biri Ankara’ya yollamış ve İçişleri Bakanı Şükrü Kaya bu haberin sadece “sevkıyatını” yapmıştır. Haberi Hindistan’dan Türkiye’ye kimin gönderdiği ise hâlen kapalı olan Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nin senelerdir bitmeyen tasnifi tamamlandığı zaman anlaşılabilecektir."