YURT yazarı Mustafa Dolu, “AKP kurulup iktidar olduğu 2002 yılından bu yana MHP zaten AKP ile ittifak halinde değil mi ki, şimdi yeni bir “Cumhur ittifakı” yapıyorlar? AKP ne zaman dara düştü de MHP Hızır gibi yetişmedi ki?” sorularını gündeme getirdi.

Mustafa Dolu, ‘Başarısız liderler ve ittifak mı koalisyon mu?’ başlığıyla kaleme aldığı yazıda, “Bir ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olanların konuşmalarını dinledikten sonra akla ilk gelen, mahalle kadınlarının kavgası oluyor” yorumunu yaptı. Dolu, şunları yazdı:

“Atılan çamurlar, iftiralar ithamlar yerine gider mi? Evet gider. Sonra âşıkların atışmaları gibi sözü bir başkası alır ve yine o gergin hava sürdürülür ithamlar yapılır. Buradaki söylemlerin aslının olup olmadığı da hiç önemli değildir. Aslı olan belgelense bile, “Yalandır, iftiradır. Bunlar doğru çıksın hemen makamımdan ve görevimden ayrılacağım” denilerek tabana mesaj verilir.

Sonra ortaya konulanlar doğru çıkınca da, “Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir” deniler ve sayfa kapatılır.

‘EYYY BU ÜLKEYİ YÖNETENLER’

İşte bunlardan birkaç örnek.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 2019 seçimlerine kadar Başbakanlık yapacak olan Binali Yıldırım, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’na dediklerini bırakmadıklarını unutup, yeniden Genel Başkan seçildiğinde ya da hasta olduğunda, tebrik edip geçmiş olsun dileklerinde bulunuyorlar.

Aynı şeyleri geri dönüp Kılıçdaroğlu yapıyor.

Şimdi ben onların seslenmeleriyle “EEEYY bu ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar bir araya gelin ve çare arayın. Ülkemiz savaşta, terör belasıyla başımız dertte, Ortadoğu da emperyalist güçlerle boğuşuyoruz, ekonomimiz kötü, insanlar karamsar, işsizlik almış başını gidiyor. Hak, hukuk, adalet hak getire. Dış borcumuz katlanıyor. Tarım ülkesiyiz ama başta et, peynir, yağ, sebze, meyve ve baklagiller bir yana, saman ithal ediyoruz saman” diye haykırsam haksızlık mı yapmış olurum!..

MHP Lideri Bahçeli ile eskiden parti lideri olan ve şu an hükümette bakanlık koltuğunda oturanların neler dedikleri daha dün gibi akıllarımızda ve arşivlerde duruyor.

Şimdi ise can ciğer kuzu sarması ve kraldan çok kralcılıkları sürüyor. Siyaset, etik böyle bir şey midir? Bir insan geri dönüp geçmişine bakmaz mı yahu?

İTTİFAK MI KOALİSYON MU?

AKP kurulup iktidar olduğu 2002 yılından bu yana MHP zaten AKP ile ittifak halinde değil mi ki, şimdi yeni bir “Cumhur ittifakı” yapıyorlar?

AKP ne zaman dara düştü de MHP Hızır gibi yetişmedi ki?

Bu iki parti referandumda da ittifakını sürdürdü. Ancak YSK’nın aldığı mühürsüz oylar geçerlidir kararından sonra referandum 51,2 ile geçti. O zaman “Atı alan Üsküdar’ı geçti” denilmedi mi?

Peki, bu iki partinin Kasım seçimlerinde aldığı oylara bakılınca yüzde 11,5 ve 49,5 iken bu oyların referandumda neden düştüğünü bilmiyorlar mı?

Biliyorlar ve adına “Cumhur ittifakı” dedikleri metni bu nedenle imzaladılar. AKP, tek başına iktidar olabilse ve Cumhurbaşkanını seçecek oya sahip olsa MHP için söylediklerini sineye çekip bu ittifaka evet der mi?

Elbette demez.

Pekiii, MHP tek başına seçimde barajı geçeceğini bilse, kendilerinin AKP için, AKP’nin de kendileri için söylediklerini unutu bu ittifaka evet der mi?

Elbette demez.

‘BU BİR İTTİFAKTIR’

Bu durumda ikisinin de birbirine ihtiyaçları var. Bu bir ittifaktır koalisyon değildir. Bu ittifa seçimi kazansa hükümet parlamentodan kurulmayacağı için buna koalisyon diyemeyiz.

Tüm bunları göz ardı ederek bankamatik vekillik edeceklere de hayırlı olsun denemez mi?

Karşı cepheye baktığımızda, referandumu kazandıklarını ve YSK’nın müdahalesiyle kaybettiklerini her fırsatta dile getiren ve seçimlerde, “Ülke tekrar demokrasiye ve parlamenter sisteme dönecek, hak, hukuk adalet en ince detayları ile işleyecek, ülkemizde yoksul aile kalmayacak, işsizlik büyük oranda azalacak, ülkemize ve komşularımıza huzur gelecek ve ülkemiz dünyanın parlayan yıldızı olacak. Ülkemizde ne ezilen ne ezen insanca hakça bir düzen olacak" diyenlerin ittifakın da çalışmalarını duyuyor ve izliyoruz.

Haydi bakalım tüm bunları değerlendiren halkımız demokrasi meydanında neye karar verecekler bekleyip göreceğiz.”