'Bilim, insanı hayallerinin ötesine taşıma gücüne sahiptir'

'Bilim, insanı hayallerinin ötesine taşıma gücüne sahiptir'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin Seferihisar’da düzenlediği Yaz Eğitim Kampının 17. ‘sinde “Türkiye’de Siyasal Dönüşüm ve Dijitalleşme” konulu panele konuşmacı olarak katıldı.

Yıldırım Kaya konuşmasında,” İnsan fiziki yetersizliğine rağmen, bilimin izinden gittiğinde, dünyanın en mükemmel gücüne dönüşebiliyor. Bilimin yolundan giden toplumlar; dünyayı değiştirme, dönüştürme ve insan hayatını hayallerinin ötesine taşıma gücüne sahip oluyor. Günümüzde, insanın hayallerini zorlayan şeyler, klasik deyimiyle “tek tuşla” ve “saniyeler içinde” gerçekleşebiliyor.” dedi.

“Bizler dijitalleşmeden önceki dönemi gören, yaşayan nesiller olarak, dijitalleşmeye geçişe de tanıklık ediyoruz.” diyen Kaya, “ Bilimin ürettiğini nasıl kullanılacağımız konusu, siyaset kurumunu da yakından ilgilendiriyor. Teknolojiyi insanlığa hizmet için mi kullanacağız, yoksa tam tersini mi yapacağız? İnsanoğlu hem kendini, hem de dünyayı yok edebilecek bir güce erişmiştir. İlk denemesini de atom bombasını kullanarak yapmıştır. Tercih bizim! Ya bilimin nimetlerini insanlığın ayaklarının altına sereceğiz, ya da siyasetin kör kuyusuna dalacağız.” diye konuştu.

Kaya, “Türkiye’nın tarihi, Cumhuriyetimizin ilk kuruluş ve kalkınma yılları hariç darbeler tarihidir. Son döneme kadar, Türkiye halkı sadece askeri darbeleri biliyordu. Ancak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, OHAL ile gelen 20 Temmuz sivil darbesiyle de tanıştı. Askeri darbelerde olduğu gibi, sivil darbede de özgürlükler kısıtlandı, yargıya tamamen el koyuldu, meclis devre dışı bırakıldı…Milletvekilleri tutuklandı, Belediye başkanları görevden alınıp, cezaevlerine atıldı. Belediyelerin yönetimi kayyumlara devredildi.” dedi.

"BERBEROĞLU DEMOKRASİ DERSİ VERİYOR"

Kaya, tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun da yargısız infazlardan nasibini aldığını söyleyerek, “Enis Berberoğlu bugün de ilacını almadı. Tutsak olmasaydı alacaktı. ‘Direnmek özgürlüktür’ diyerek, tüm darbeci zihniyetlere içerden demokrasi dersi vermeye devam ediyor.” İfadelerini kullandı.

Birçok mesleki ve toplumsal konuların konuşulduğu etkinliği, çok sayıda sanatçı, yazar, akademisyen, mühendis ve 100 kadar katılımcı takip etti.

İşte CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın o konuşması:

DÜNDEN BUGÜNE SİYASAL DÖNÜŞÜM VE DİJİTALLEŞME POLİTİKALARI

İnsan fiziki yetersizliğine rağmen, bilimin izinden gittiğinde, dünyanın en mükemmel gücüne dönüşebiliyor. Bilimin yolundan giden toplumlar; dünyayı değiştirme, dönüştürme ve insan hayatını hayallerinin ötesine taşıma gücüne sahip oluyor. Günümüzde, insanın hayallerini zorlayan şeyler, klasik deyimiyle “tek tuşla” ve “saniyeler içinde” gerçekleşebiliyor.

İletişim şeklimiz, çalışma ilişkilerimiz, üretimimiz teknolojik gelişmeler doğrultusunda değişiyor. En az emekle, en yüksek verimliliği alabiliyoruz, en kısa zamanda, en mükemmel sonucu elde edebiliyoruz, en az maliyetle, en iyisini üretebiliyoruz.

Bizler dijitalleşmeden önceki dönemi gören, yaşayan nesiller olarak, dijitalleşmeye geçişe de tanıklık ediyoruz.

Bilimin ürettiğini nasıl kullanılacağımız konusu, siyaset kurumunu da yakından ilgilendiriyor. Teknolojiyi insanlığa hizmet için mi kullanacağız, yoksa tam tersini mi yapacağız?

Politik tercihimizi; dünyadaki açlığı sonlandırmaktan yana kullanabiliriz, kanser tedavisi için yapılan araştırmalara bir yenisini ekleyebilir, dünya çocuklarının eğitimi için kullanabilir, enerji sorununu çözebiliriz… Ya da en akıllı silahları üretip satabiliriz…

İnsanoğlu hem kendini, hem de dünyayı yok edebilecek bir güce erişmiştir.
İlk denemesini de atom bombasını kullanarak yapmıştır.
Tercih bizim!
Ya bilimin nimetlerini insanlığın ayaklarının altına sereceğiz, ya da siyasetin kör kuyusuna
dalacağız.

PEKİ, TEKNOLOJİYİ KULLANMADA VE DİJİTALLEŞMEDE TÜRKİYE'DE SON DURUM NE?

Herkesin elinde son model akıllı telefon olması kimseyi yanıltmasın. Halkımızın sanıldığı kadar teknolojiyle ilişkisi üst seviyelerde değil. Pahalı cep telefonlarını kullanmak, olsa olsa üretmeden tüketen toplumların acı bir yansıması olabilir.

Dünyada teknolojileri kullanmada ilk sıralarda, Finlandiya, ABD ve Norveç bulunuyor. Türkiye ise bu kategoride 55. sırada yer alıyor. Dijital içeriğin kullanımında ise ilk sıraları; Tayvan, Norveç ve Finlandiya paylaşırken, Türkiye 56. sırada kalıyor.

TÜRKİYE'DE SİYASETİN DÖNÜŞÜMÜ

Türkiye’nın tarihi, Cumhuriyetimizin ilk kuruluş ve kalkınma yılları hariç darbeler tarihidir. Son döneme kadar, Türkiye halkı sadece askeri darbeleri biliyordu. Ancak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, OHAL ile gelen 20 Temmuz sivil darbesiyle de tanıştı.

Askeri darbelerde olduğu gibi, sivil darbede de özgürlükler kısıtlandı, yargıya tamamen el koyuldu, meclis devre dışı bırakıldı…

Milletvekilleri tutuklandı, Belediye başkanları görevden alınıp, cezaevlerine atıldı. Belediyelerin yönetimi kayyumlara devredildi.

Yargısız infazdan nasibini alan, CHP İstanbul Milletvekilimiz Enis Berberoğlu da tutuklanarak cezaevine koyuldu.

Enis Berberoğlu bugün de ilacını almadı!
Tutsak olmasaydı alacaktı!
“Direnmek özgürlüktür!” diyerek, tüm darbeci zihniyetlere içerden demokrasi dersi vermeye
devam ediyor.

Demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin olmadığı bir ülkede, çıkartıp satacağın petrolün de yoksa ekonomin çöker. Demokrasiyi yok ederek, ekonomiyi ayakta tutamazsın. Çünkü ekonomi ve demokrasi birbirini tamamlar ve güçlendirir.

1980 darbesinde de siyasi partiler, sendikalar, dernekler kapatılmış, siyasiler yargılanmış ve siyaset yapma yasağı getirilmişti.

Bugün herkese darbeci diyenlerin desteklediği, 12 Eylül 1980 darbesinde, CHP kapatılmış ve mallarına el koyulmuştu. 9 Eylül 1992 yılına kadar da kapalı kalmıştı.

12 Eylül askeri darbesi ile 20 Temmuz 2016 sivil darbelerinin sonuçlarına baktığımızda birbirine çok benzediğini görüyoruz.

12 EYLÜL 1980 "ASKERİ" DARBESİNDE NELER OLDU?

Tüm yurtta sıkıyönetim ilan edil, siyasi partiler, sendikalar, dernekler, gazete ve dergiler kapatıldı. TBMM lağvedilip, dokunulmazlıklar kaldırıldı, siyasiler gözaltına alınıp tutuklandı.

Yasama, yürütme ve yargıyı yetkisi Milli Güvenlik Konseyi’nde toplandı. Yönetime KHK çıkarma yetkisi verildi.

171 kişi işkence edilerek öldürüldü, 50 kişi idam edildi. On binlerce insan gözaltına alındı, işkence edilip, tutuklandı.

Gazeteler kapatıldı, gazeteciler tutuklandı. Kitaplan yasaklanıp yakıldı, yurt dışına çıkma yasağı getirildi. 30 bine yakın kişi işten atıldı

24 Ocak kararları ile ekonomik yaptırımlar uygulamaya sokuldu. Özelleştirmeler başlatıldı. Ve sonunda 1982 darbe Anayasa’sı %92 oyla kabul edildi.

Bütün bunlar 12 Eylül 1980 askeri darbesinde yaşanmasına rağmen, bugün yaşadıklarımıza ne kadar da benziyor değil mi?

20 TEMMUZ 2016 "SİVİL" DARBESİNDE NELER OLDU?

Tüm yurtta OHAL ilan edildi. Türkiye KHK’larla yönetilmeye başlandı.

Adalet, AKP’nin denetimine girdi!

Kamudan ihraç edilenlerin sayısı 150 bin kişiyi aştı, açığa alınan sayısı 50 bine ulaştı. Tutuklu sayısı 50.000’e yaklaştı. İhraç edilen öğretmen sayısı 50.000 oldu. İhraç edilen hakim/savcı sayısı 3.500’ü geçti. Tutuklu gazeteci sayısı 150’ye yaklaştı. İhraç edilen akademisyen sayısı ise 6 binin üzerine çıktı.

Dernek, vakıf, sendika, hastane, okul, üniversite, televizyon, gazete, radyo ve dergiler kapatıldı. İnternete kısıtlama getirildi, internet siteleri kapatıldı, sosyal medya denetim altına alındı ve gazeteciler tutuklandı.

Yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Muhalif olan herkesi FETÖ’cü ilan edildi.

İşkence ve kötü muamelenin boyutları ise ilerleyen süreçte ortaya çıkacaktır.

12 Eylül’de sağ sol çalışması dediler, 12 Eylül “askeri” darbesini yaptılar. 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan FETÖ’yü devlete kendileri yerleştirip, 20 Temmuz “sivil” darbesini yaptılar.

Darbenin “askerler” ya da “siviller” tarafından yapılması sonucu değiştirmez. Darbe, demokrasiyi yok etmek için halka kurulan baskı yöntemlerinden sadece biridir.

Halkı demokrasiyle buluşturacak olan, yine halkın kendisidir…