Biri CHP'li başkan biri AKP'li... 'Halkın başkanı' ile 'magandanın başkanı' arasındaki fark

Biri CHP'li başkan biri AKP'li... 'Halkın başkanı' ile 'magandanın başkanı' arasındaki fark

Türkiye bu hafta sonu 2 saldırıyı konuştu. Saldırılardan biri CHP'li Eskişehir Belediye Başkanı'na magandaların silah çekmesiydi, diğeri ise AKP'li Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan'ın tartıştığı esnafı, koruması ve şoförünün hastanelik etmesi... İki olay arasındaki fark...

Türkiye haftasonunda 2 tane saldırı skandalını konuştu. Saldırılardan biri CHP'li Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e yapıldı. Büyükerşen her zaman olduğu gibi Eskişehir sokalarında korumasız güven içinde geziyor, halkla dertleşiyor, problemleri yerinde belirliyordu. Yenibağlar Mahallesi Haller Gençlik Merkezi’nin karşısındaki Hat Boyu’nda yasal olmayan bir durumla karşılaştı. Bazı cafelerin halkın yolunu kesecek şekilde dışarı masa ve sandelye atmasına müdahele ederek, kaldırmalarını istedi. Bu sırada tartışma çıktı ve eski bir sabıkalı olduğu belirtilen Mahfuz Banlı ve adamları Yılmaz Büyükerşen’e önce yumrukla saldırdı, ardından silah çekti. Halk başkanına siper oldu, saldırganlar kaçtı.

Bu sırada eski bir sabıkalı olduğu belirtilen Mahfuz Banlı ve adamları Yılmaz Büyükerşen’e önce yumrukla saldırdı, ardından silah çekti. Çevredekiler müdahale edince saldırganlar kaçtı. 

YILMAZ BÜYÜKERŞEN' SALDRIMA NEDENLERİ

Büyükerşen saldırıdan sonra yaptığı açıklamada kendisine saldırılma nedeninin rant olduğunu belirterek "bizim bu olaydan çıkardığımız ders, bu doğan ranttan kanunsuz şekilde yararlanmak isteyenler var. Yani pay almak istiyorlar o rantlardan, kanunsuz bir şekilde bu olay da aslında temelinde böyle bir arzu ile şehirlerde baş gösteren rant çeteleşmesi, rant için mafya bozuntuluğunun bir örneğidir. Küçük mafyalar, küçük çeteler oluştu. Gazetelerde kimler olduğunu, ne yaptıklarını, ne ettiklerini gördünüz. Bu ve bunların bana yaptıkları saldırının hiç önemi yok. Önemli olan hepimizin el birliğiyle hangi partiden olursa olsun, iktidar olsun muhalefet partileri olsun, halkımız olsun el birliğiyle bu türlü şehirlerde çeteleşme, mafyalaşmanın önüne geçmek için tabloya bakmamız lazım. Bunlar nereden besleniyorlar, nasıl doğuyorlar. O meşhur bizim trenin yerin altına alınmasıyla ortaya çıkan büyük hat, 1,5-2 kilometrelik bir hat. Orası sadece bizim Devlet Demiryolları Genel Müdürü ve yardımcılarıyla imza altına aldığımız yeşil alan diye imar planında geçirdiğimiz ve yürüyüş yolu olan, Devlet Demiryollarının bize müracaatıyla oranın temizliği, bakımı için de bir gelir kaynağı oluşturmak amacıyla 100 metrelik mesafelerde 5 tane 20 metrekarelik büfeler yaptılar betondan. O büfeleri kiraya veriyor. Kiraya verince o dünkü saldırının muhatabı olan, daha doğrusu beni muhatap alanlar ve efradı, ayda 30 bin liraya Devlet Demiryollarından kiralıyor. Eskişehir’in ikinci alt kiracıya 60 bin liraya yakın bir paraya kiraya veriyor. Görüyorsunuz rantlar aradan nasıl çıkarılıyor. Bu çok açık ve çıplak. Büfede ne satılır? Su, meyve suyu, bisküvi, sakız satılır değil mi. Devlet Demiryollarının isteği de makuldü, biz de numarataj verdik. Tepebaşı Belediyemiz de ruhsat verdi. Büfe ruhsatı verdi ama orayı hepiniz gördünüz kilometrelerce masa, sandalye, hatta görmeyenler için yapılan değnekle takip edilen yol izlerinin üstüne dahi masa ve sandalyeler yığılmak suretiyle açık kahvehaneler, hangar gibi çadırlar, şimdi buraya gelirken gördüm söküyorlar. Sandalyeleri filan da apar topar topluyorlar. Kanunsuzluğun farkındalar veya toplattırılıyorlar” ifadelerini kullandı. 

AKP'Lİ BAŞKANIN KORUMASI VE ŞOFÖRÜ ESNAFI HASTANELİK ETTİ

Türkiye'nin konuştuğu diğer saldırı ise Uşak Belediye Başkanı AKP'li Nurullah Cahan´ın koruması ile makam şoförü, esnafa meydan dayağı atmasıydı. 

60 YAŞINDAKİ ESNAFI HASTANELİK ETTİLER

İstanbul Düğün Salonu´nda nikah kıyan Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan’ın çıkışta önünden geçtiği tekel bayisinin işletmecisi 60 yaşındaki Mehmet Otur ile tartışmaya başladı. Cahan tartışmadan sonra olay mahallinden ayrıl, arkasından koruması polisi H.U. ile şoför S.S., yaya olarak Mehmet Otur´un işyerine geldi.

Taraflar arasında önce tartışma, ardından da kavga çıktı. Kavgada, koruma polisi H.U. ve şoför S.S., Otur’u tekme ve yumruklarla yerlerde sürükleyerek dışarı çıkardı. Buradada devam eden kavgayı gören çevre sakinleri, polise haber verdi. Gelen ekipler, psikolojik rahatsızlığı bulunan ve KOAH hastası olan Mehmet Otur’un ellerini kelepçeleyip, H.U. ve şoför S.S. ile birlikte polis merkezine götürdü. Tarafların birbirinden şikayetçi olması üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Kafası ve vücuduna ciddi darbeler alan Otur, doktor raporu aldı.

POLİS SİLAH ÇEKTİ İDDİASI

Olayı anlatan Mehmet Otur, “Akşam işyerimde bağlama çalarken, tanımadığım iki kişi gelerek, Belediye Başkanı’nın düğün salonunda olduğunu, çıkışta esnafla istişare edeceğini söyledi. Ben de `Sakın ha arkadaşım, ben tanımadığım, bilmediğim kişiyle görüşmek istemiyorum´ dedim. Biraz terslenip gittiler. Aradan bir saat sonra işyerime Başkan’ın koruması yanında iki kişi ile gelerek, `Sen belediye başkanının yanında nasıl bizim onurumuzu ayaklar altında alırsın. Neden başkana küfrettin?´ dedi. Ben neden küfür edecekmişim deyince, bana ‘Sen DHKP-C´li misin?’ diyerek kafa attı, denk getiremeyince ben ona kafa attım, ardından da ben polisim diyerek silahını çıkardı. Ardından tekme ve tokatlarla beni işyerimden yerlerde sürükleyerek sokağa çıkardılar. Sokakta da şiddetleri bitmedi. Madem böyle bir konu var, memlekette polis var. Şikayet edersiniz gelir alırlar. Bunlar kendileri gelip saldırıyor. Bu nasıl adalet?” dedi.

“ÇOK SAYIDA DARP İZİ MEVCUT”

Aldığı darbeler sırasında ağzındaki implantı ve protezi kırılan Otur, “Yüzüme, çeneme, kasıklarıma ve boğazıma çok sayıda darbe aldım. Savunmasız haldeyken yerde bile tekmelediler. Ağzımdaki implant ve protezim kırıldı. Boğazımda ve vücudumda çok sayıda darp izi mevcut. Olayın ardından polis ekip otosu geldi. Beni ve diğerlerini aynı ekip otosuna bindirdiler ve ekip otosunda dahi aynı kişilerin saldırısına maruz kaldım. Devletin korumasında, devletin otosunda darp edildim. Karakolda her ikisinden de şikayetçi oldum. Ben karakoldayken de işyerim açık kaldı. İşyerimden neler alındı, neler kayboldu bilmiyorum” diye konuştu.

VATANDAŞ ENGEL OLAMADI

Bu arada kavga an, saniye saniye civardaki güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde, Belediye Başkanı’nın koruma polisi ve makam şoförü yaya olarak işyerine geldiği, bir süre sonra da Otur ile tartıştığı görülüyor. Ardından işyerinde yumruklar ve tekmeler havada uçuşuyor. Esnafı arasına alan ikili, tekme ve yumruklarla yer düşürüp, sürüyerek dışarıya çıkarıyor. Çıkarırken de tekmelemeyi sürdürüyor. Yerde savunmasız yatan esnafa sokakta da şiddet uygulayan ikiliyi ayırmak isteyen vatandaşlar, başarılı olamıyor.

AÇIĞA ALINDILARI

Uşak Valiliği İl Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden, yapılan yazılı açıklamada, koruma polisi H.U. ve şoför S.U.’nun açığa alındığı duyuruldu. İdari soruşturma başlatıldığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

“İşyeri sahibi Mehmet Otur ile Uşak Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru H.U. ve UTAŞ şirketinde görevli makam şoförü S.S. arasında bir tartışma meydana geldiği; neticesinde şahısların birbirlerini darp ettikleri ve karşılıklı hakarette bulundukları anlaşılmıştır. Şahıslar birlerinden karşılıklı şikayetçi olmaları üzerine haklarında savcı talimatıyla adli soruşturma ve Valilik makamınca idari soruşturma başlatılmış olup, soruşturmanın selameti açısından polis memuru ve şoför açığa alınmıştır. Konu ile ilgili adli ve idari soruşturma halen devam etmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”