CHP'den peş peşe 'seçim güvenliği' ziyaretleri

CHP'den peş peşe 'seçim güvenliği' ziyaretleri

CHP heyeti, Saadet Partisi'ne ziyarette bulundu. Görüşme sonrası iki partiden de açıklamalar geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 'seçim güvenliği' konusunda dün  Büyük Birlik Partisi'ne (BBP), Demokratik Sol Parti (DSP), Büyük Türkiye Partisi (BTP), Demokrat Parti'yi (DP) ziyaret etti. CHP bugün de görüşmelere ara vermedi. CHP heyeti  Saadet Partisi(SP) ve Halkların Demokratik Partisi'ni (HDP) ziyaret etti.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, beraberindeki genel başkan yardımcıları Muharrem Erkek, Lale Karabıyık ve İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu ile Saadet Partisi ve Halkların Demokratik Partisi'ni ziyaret etti.

HDP Genel Merkezi'ndeki görüşmenin ardından açıklama yapan Özel, AK Parti ve MHP tarafından hazırlanan seçim ittifakına ilişkin düzenlemeleri de içeren kanun teklifi üzerine siyasi partilere yaptıkları ziyaretleri HDP ile sürdüklerini söyledi. 

HDP'li yöneticilerin kendilerini kabul ettikleri bir toplantıda konuyla ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Özel, şu ifadelere yer verdi:

"CHP olarak paketle ilgili endişelerimizi beş ana başlıkta özetledik. Paketin içinde mülki idare amirlerinin yetkilerini genişleten ve uygulamaya dair belirsizlik yaratan düzenlemeler var. Oy verme günü oy pusulalarına müdahaleyi mümkün kılan düzenlemeler var. Oy verme işleminde yapılan hatalar ya da kasıtlar sonucunda ortaya çıkan durumu cezasız kılan ve bu oyları geçerli kılan düzenlemeler var. Sandık kurulu ve sandık alanına ilişkin yapılan düzenlemeler. Sandıkların güven içinde, kişilerin kendisini baskı altında hissetmeden, özgürce oy kullanmalarını engelleyecek birtakım düzenlemeleri barındırıyor. Yurttaşların özgür iradeleriyle kullanacakları oyun adil bir şekilde sayım ve dökümünün yapılmasına engel olan düzenlemeler var"

"KAYGILARIMIZ ORTAK"

Bu başlıklarda yaptıkları çalışmaları HDP heyetine de anlattıklarını belirten Özel, "Hemen hemen bütün tespitlerimiz, kaygılarımız ortak. Ama diğer partilerde olduğu gibi burada da üzerinde ortaklaştığımız birinci husus, OHAL şartlarında bir seçime gidilemeyeceği" diye konuştu.

"ADALETSİZLİKLERİN HEPSİNE İTİRAZ EDİYORUZ"

Özel, OHAL'in bir an önce kaldırılmasını isteyerek, "Seçimle ilgili getirilen adaletsizliklerin hepsine itiraz ediyoruz. Ayrıca KHK ile getirilen propaganda eşitsizliği noktasındaki düzenlemenin de bir an önce kaldırılması lazım" görüşlerine yer verdi. 

"SEÇİM GÜVENLİĞİ ZİYARETLERİ SÜRECEK"

Seçim güvenliğine yönelik ziyaretlerinin bundan sonra da süreceğini aktaran Özel, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz, Adalet ve Kalkınma Partisinin getirdiği bu haksız uygulamalara itiraz ediyoruz. Komisyonda, genel kurulda itiraz edeceğiz. Yasalaşsa da önümüzdeki bir ay içinde yapılacak Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu'yla ilgili uyum yasaları sırasında itirazlarımızı dile getirmeye çalışacağız. Ama her şeye kapalı olan iktidar, bu değişiklikleri yapmazsa, bu adaletsiz seçime karşı iktidarın karşısında tüm siyasi partilerle birlikte çalışmalar yaparak, organize olarak, vatandaşın seçimde oyunu kullanabilmesi ve o oyların çaldırılmaması, seçim güvenliğinin sağlanması için bir kararlılığımız var."
Özel, sandıklara sonuna kadar sahip çıkma konusunda iktidar partisi dışındaki tüm siyasi partilerle bir arada, koordineli bir şekilde çalışarak sandık güvenliğini sağlama noktasında kararlı olduklarını kaydetti. 

"SEÇİM GÜVENLİĞİ SEÇMEN İRADESİNE SAYGI"

HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ise böylesi bir dönemde seçim güvenliğini önemsemenin seçmen iradesine saygının gereği olduğunu belirterek, muhalefetin bu duyarlılıkla hareket etmesinin ve bir ortak irade sergilenmesinin sevindirici olduğunu ifade etti.

Türkiye'de siyasete olan güvensizliğin en önemli nedenlerinden birisinin "kamplaşma siyaseti" ile "çatışma ve gerilim siyaseti"nden medet ummak olduğunu savunan Bilgen, bunu boşa çıkaracak her türlü çabanın kendileri açısından son derece değerli olduğunu dile getirdi.

Bilgen, paketin içeriğiyle ilgili aynı kaygıları taşıdıklarını belirterek, "Her türlü engellemeye rağmen galiba bu pakette yazılmayan bir 27. madde var, AKP-MHP koalisyonuna dahil olmayanların düşman gibi görülmesidir. Bu da seçimi seçim olmaktan, bir hizmet yarışı olmaktan çıkartır. Sadece ülkede gerilimi, kamplaşmayı artırır. Bu nedenle özellikle toplumsal muhalefetin siyasete daha etkin katılımını, siyasal karar süreçlerine sahip çıkmasını, kendi iradesine, oyuna sahip çıkmasının aynı zamanda ülkeye sahip çıkmak anlamına geleceğini ifade etmek istiyoruz." dedi.

Özel, beraberindeki genel başkan yardımcıları Muharrem Erkek, Lale Karabıyık ve İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu öncesinde ise Saadet Partisi'ne ziyarette bulundu.

CHP heyeti, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcıları Mesut Doğan, Mehmet Karaman, Hasan Bitmez ve GİK üyesi Lütfi Yalman tarafından karşılanırken, görüşmeye bir süre sonra Genel Başkan Temel Karamollaoğlu da katıldı. 

Özel, Mecliste görüşülen ve dün akşam 9'uncu maddesine kadar komisyondan geçen AK Parti ile MHP'nin ortak teklifi üzerine görüş alışverişinde bulunduklarını bildirdi. 

Seçim güvenliği noktasında CHP'nin hazırladığı raporu sunduklarını ve endişelerini dile getirdiklerini aktaran Özel, seçim güvenliğini zaafa uğratacak ve seçmeni şüpheye sevk edecek uygulamaların bertaraf edilmesi noktasında iktidar partisinden beklentilerin ortak olduğunu ifade etti. 

"ŞEKER İTTİFAKI OLUŞTURULDU"

"Her türlü rejimde iktidar var. Ama rejimi demokrasi yapan muhalefetin varlığı, özgürlüğü ve orada yapılan seçimlerin adalet içinde, hukuka ve eşitlik ilkesine uygun, şeffaf biçimde yapılmasıdır." diyen Özel, şöyle devam etti:

"Bugün içinde bulunulan tartışma bunun zaafa uğratılıyor olmasıdır. Yaptığımız görüşmelerin temeli, özü budur. Bugünlerde Türkiye siyasi anlamda ittifakları konuşuyor ama bugün Anadolu'da bir başka ittifak var. Tüm siyasi partiler şeker fabrikaları için bir araya gelmiş bir şeker ittifakı oluşturdular. Türkiye'nin gerçek gündemiyle ilgileniyorlar. Bugün de buradaki temel konumuz seçimde adalet, adil bir seçim ve seçmenin oyunun hepimiz açısından namus kadar değerli olduğu konusundaki fikir birliğidir. Bu konuda AK Parti'nin ve MHP'nin ortaya koydukları teklifi yeniden değerlendirecekleri, endişeleri ortadan kaldıracak birtakım düzenlemeleri yapacakları konusunda iyimser olmak istiyoruz. Alt komisyonda bir noktasına dahi dokunmadıkları öneriyi, dün akşamda 9'ncu maddeye kadar hiçbir yerinde değişiklik yapmadan geçirdiler. Bu, ortak aklı aramayan, muhalefetin taleplerini dışlayan anlayışı doğru bulmadığımızı ifade ediyoruz."

Görüşmelerini tamamladıktan sonra teklif sahipleriyle de bir görüşme yaparak komisyonda önerilerini tekrarlayacaklarını belirten Özel, Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu'na gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür etti. 

"YANLIŞLIKLAR ŞAHSİDİR"

Karamollaoğlu da ziyaret nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getirirken, Mecliste görüşülen seçim mevzuatı ilgili değerlendirmelerde bulunduklarını aktardı. 

Türkiye'nin bugüne kadarki seçim mevzuatının dünyadaki en tutarlı mevzuatı olduğuna işaret eden Karamollaoğlu, "Hatalar olabilir, yanlışlıklar yapılabilir ama o yanlışlıklar şahsidir. Fakat bu sefer seçim mevzuatında hükümetin etkisini artırma ihtimali olan birtakım değişiklikler yapıldığına şahit oluyoruz." dedi.

"SEÇİME GÖLGE DÜŞMEMELİ"

Bu durum karşısında kendilerinde ister istemez bir endişe doğduğunu belirten Karamollaoğlu, şunları kaydetti:

"Bununla ilgili CHP güzel bir çalışma yapmış, genişçe bilgi verdiler. Dökümanlarını bıraktılar. Biz onları da tetkik edeceğiz. Demokrasilerde seçim en önemli husustur. Seçime gölge düşmemesi gerekir. Bundan dolayı da elbette iktidarın, Mecliste çoğunluğu temsil eden ittifaka mensup partilerin her zamankinden daha fazla titiz davranmalarına ihtiyaç var. Hiçbir şaibenin olmaması icap eder. YSK'nın da bu konuda gerekli titizliği göstermesi gerekir. Bugüne kadar adalette yaşadığımız bazı gelişmeler ister istemez bizde endişelerin doğmasına vesile oldu. Biliyorsunuz kanun çok açık, seçimlerde sandık kurullarının mühürlemediği pusulalar geçersizdi. Ama geçmişte YSK bu açık maddeyi 'ben dikkate almayacağım' gibi bir tavır sergiledi. Bu bizi endişelendirdi. Hukuksuzluk mecrasına adeta sürükleniyoruz gibi. Hükümetin ben inşallah bu ikazlara kulak kabartacağını, bunları dikkate alacağını ve Meclisten geçerken bu yanlış anlamalara yol açacak hususların düzeltileceğini umut ediyorum."