CHP'li başkan görevine geri dönüyor

CHP'li başkan görevine geri dönüyor

7 Haziran 1987'de Güre Belediye Başkanı seçilen ve o günden beri de belediye başkanlığı yapan, 1946'dan sonra ilk kez Edremit Belediyesi'ni CHP'ye kazandıran Kamil Saka ile yıllarca hizmet ettiği, Güre'de bir araya geldik. Saka, Güre'nin kendisindeki yerinin farklı olduğunu söylüyor. Körfez içerisinde betona teslim edilmemiş nadir yerlerden olduğunu ifade ederek  'Güre'de çatıların arasından zeytin ağaçlarını göremezsiniz, zeytin ağaçlarının arasından çatıları görürür

Barış CAN / YURT

Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka ile yıllarca hizmet ettiği, Güre'de bir araya geldik. Saka, Güre'nin kendisindeki yerinin farklı olduğunu söylüyor. Körfez içerisinde betona teslim edilmemiş nadir yerlerden olduğunu ifade ederek 'Güre'de çatıların arasından zeytin ağaçlarını göremezsiniz, zeytin ağaçlarının arasından çatıları görürsünüz' diyor. Güre'yi 1993 yılında 'termal bölge' ilan ettirerek kaplıca turizmini de bölge başlattıklarını ifade ediyor. Bu sayede yörede açılan otellerin ciddi teşvikler aldığının özellikle altını çiziyor.

7 Haziran 1987'de Güre Belediye Başkanı seçilen ve o günden beri de Belediye Başkanlığı yapan, 1946'dan sonra ilk kez Edremit Belediyesini CHP'ye kazandıran Kamil Saka ile yaptığımız söyleşi şu şekilde:

Kamil bey klasik olacak ama sizi tanıyabilir miyiz?

1987 yılından beri Güre belediye başkanlığı yapıyorum. Köken olarak Güreliyim. Evliyim 1 kız çocuğum ve ondan olan bir torunum var. Çok uzun yıllar belediye başkanlığı yaptığımdan dolayı da kendi mesleğim olan inşaat mühendisliğini pek yapma şansım olmadı. Çok az bir süre yapabildim. Onun dışında büyükşehir belediye yasasıyla belde belediyelerinin kaldırılmasından sonra 2014 yılında 11 arkadaşımızla beraber girdiğimiz ön seçimde 1. sırada ben çıkarak, Edremit belediye başkan adayı oldum. Ve oldukça önemli oranda oy farkıyla belediye başkanlığı seçimini kazandım. En yakın rakibimle aramda 9 bin oy  farkı vardı.  Yüzde 44 gibi bir oranla belediye başkanı seçildim. 3.5 yıldır görevimi sürdürüyorum.

Güre Belde Belediye Başkanlığı'ndan sonra Edremit Belediye Başkanlığı'na seçiliyorsunuz, bu süreç nasıl gelişti?

Bildiğiniz gibi önceden 6 belediye olan Edremit, 5 belde belediyesinin kapatılmasından sonra tek belediyeye indi.  Haliyle Güre Belde Belediyesi da kapatıldı. Ben de CHP'den Edremit Belediye Başkan adayı olmak için ön seçimlere girdim ve birinci çıkarak aday oldum.

ENKAZ DEVRALDIK, ŞİMDİ AYAĞA KALDIRIYORUZ           

Edremit Belediye başkanı olduktan sonra ilk iş olarak ne yaptınız?

Belediyeyi enkaz olarak aldık. Çok kısa sürede planlamalarımızı yaptık. Belediyeliği kaldırılan 6 belediyenin personelini harmanlanıp, tek bir belediye haline gelmesi, bir kısmının büyükşehire gidip, bir kısmının büyükşehir kurum ve kuruluşlarının dışında devlet kamu kuruluşlarına gitmesi ve bunların içerisinden Edremit Belediyesi'ne personel oluşturulması; haliyle önemli oranda zamanımızı aldı. Belediye Başkanlığı döneminde oldukça önemli oranda borç devir almamıza rağmen, bu borçları çok kısa bir sürede yapılandırdık, tasfiye ettik ve Edremit Belediyesini bugün, çalışır ve işler bir hale getirdiğimizi düşünüyorum.

1987'den beri kesintisiz belediye başkanlığı yaptınız, bu süreç içerisinde hep CHP'den mi aday oldunuz?

İlk iki dönem SHP'deydim. Ondan sonra 3 dönem CHP'den seçildim. 1 dönemde CHP beni aday göstermedi, halkım vasıtasıyla bağımsız aday oldum, bağımsız seçildim. Son dönemde de CHP ile seçimlere katıldım ve Edremit Belediye Başkanı oldum.

Tekrar aday olarak sizi görecek miyiz?

Adaylık konusunda kişilerin istemesi önemli değildir, kişilerin istenmesi önemlidir. İstenme durumuna göre o gün geldiğinde hareket ederiz diye düşünüyorum.(Yan tarafımızda oturan, sohbetimize kulak veren Güreli bir yurttaş; 'başkan öyle dese de kendisi yine bizim adayımızdır' diyor)

EVİM KURŞUNLANDI, AMA YILMADIK BUNLARI AŞTIK

Edremit'e yaptığınız hizmetler nelerdir? Seçildikten sonra neleri değiştirdiniz?

Edremit hakikaten merkez olarak çok eski bir belediye.  Akçay, Altınoluk, Zeytinli Belediyeleri hakikaten eski belediyeler.  Belediyecilik anlayışı olarak, bizim anlayışımıza göre uygun belediyeler değillerdi. Mesela Akçay'da sadece 1 sokağa, 1 caddeye girdik, 104 işletmeden, 76 tanesi kaçak ve ruhsatsızdı. Altınoluk'ta imar konusunda ciddi sıkıntılar var. Bunları düzeltmeye çalışıyoruz. Edremit'in zaten imarını söylemeye bile gerek yok. Aynı ada, aynı pafta için 6-7 değişik pafta çıkarılıyor. Zeytinli de imar kargaşasında ciddi sıkıntılardaydı. Bunların tamamını birleştirip, tek bir imar planı haline getirmeye çalışıyoruz. Tekbir pafta haline getirmeye çalışıyoruz. Bunu sayısallaştırıp, şeffaflaştırıp, halkın görebileceği şekilde sanal ortamda imar paftasını oturtmaya çalışıyoruz. Yani kimse, ben şunu yaparsam şöyle olur mu? diye düşünceye kapılmadan, vatandaş 'ya burası 4 katlıydı neden 6 kata çıktı' diye yargılayabilecek duruma gelsin istiyoruz. Edremit'in çok büyük dönümünde, hakikaten kim nereyi tuttuysa, orası onun elinde kalmış. Bunları temizledik. Edremit'te kamunun mallarını, kamuya sunmaya başladık. Tabi bunlar içinde yaşayanları oldukça rahatsız edici şeyler. Bunlardan dolayı ciddi sıkıntılar çektik, problemlerle karşılaştık. Hatta evim kurşunlandı, başkan yardımcımızın evi kurşunlandı ama yılmadık durmadan bunları aştık.

Suçlular bulundu mu? Neden evinizi kurşunladıkları belli oldu mu?

Kimin yaptığı, neden yaptığı belli ama bulmadılar, bulamadılar... Suçlular cezalandırılmadı.

EDREMİT'İ SEL SORUNUNDAN KURTARDIK

Onun dışında da ben şunu açıklıkla söyleyeyim; Edremit'te dünyada belki ender rastlanabilecek şekilde, yağmur yağdığı andan itibaren, Edremit'in yukarı ki mahallelerini bile sel basıyordu. Ama şu anda istediği şekilde yağmur yağsın, ben evimde rahat rahat uyuyabiliyorum. Edremit'i sel sorunundan kurtardık.  Edremit'in girişini, çıkışını, Edremit'in içinden geçen İzmir Çanakkale Duble Yolu'nu bir şehre yakışır hale getirdik. Edremit'te, Altınoluk'ta, Akçay'da parklar yapmaya başladık.

ATATÜRK'ÜN EDREMİT'E GELDİĞİNDE KALDIĞI EVİ SATIN ALDIK, MÜZE YAPACAĞIZ

Edremit ve Altınoluk belediyeleri daha önce mal satan bir belediyeymiş, biz mal alan bir belediye haline dönüştürdük. Edremit'te Atatürk'ün 2. gelişinde kaldığı evi satın aldık. Restorasyon projelerini, izinlerini tamamladık. İhale aşamasına getirdik. Yaşayan bir müze haline getireceğiz.

Atatürk için yaptığınız müzenin içinde neler olacak?

Müzede çok değişik şeyler olacak, onları birlikte açarken görelim, şimdi söylemeyim işin büyüsü kaçmasın. Hakikaten Edremit evlerinin çok önemli örneklerinden biri olan, Hacı Kabakçı Konağı'nı satın alarak belediyenin mülkü haline getirdik. Bunlar hep turizm adına yapılan şeyler. Edremit'te mesela çok eski bir zeytinyağı fabrikası vardı, onu satın aldık. Belediyenin mülkü haline getirdik. Şimdi orayı restore edip, bir kaynak haline getireceğiz. Sebahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf romanında tarif ettiği  Edremit evini, kaldıkları evi satın aldım. Orayı da restorasyon çalışmasından sonra turizme açacağız.  Edremit Belediyesi olarak bu yıl ilki gerçekleştirilen Kitap Fuarı’nın açılışını yaptık. Fuarda çok sayıda yazar ve yayınevini ağırladık. Bundan sonraki amacımız, Edremit'i turizm şehri olduğu kadar kültür şehri de haline getirmek.

Zeytinliklerin imara açılması bir ara gündemi gelmişti?

Zeytinliklerin imara açılması, Türkiye'ye, Ege'ye, Akdeniz'e yapılabilecek en büyük ihanettir. Buralarda iki önemli geçim kaynağı var biri zeytincilik biri de turizm...

SAHİLLERİ HALKA AÇTIK, BÜYÜKŞEHİR ELİMİZDEN ALIP PARSELLEDİ

Bizim imar konusunda şu; bizden önce imara açılmış olan son sınır, sınır kabul edilerek, imar genişlemesi gibi bir durumu kesinlikle kabul etmiyoruz. Çünkü Edremit şu anda imar genişlemesinde değil. Altınoluk'da bulunan Astım Hastanesine yap işlet devret şeklinde çok uzun süre önce verilmiş. Devreye girdik, davalara müdahil olduk ve Astım hastanesini yeniden belediyenin mülkü haline getirerek önümüzde ki ay ihalesini yapacağız. En azından burada, sağlık sorunları nedeniye dünyanın her yanından buraya gelecek, burada çalışacak insana ihtiyaç olacak, gençlerimize iş olanağı yaratmış olacağız. Yine Altınoluk'ta eski bir zeytinyağı fabrikasını, yap işlet devret şeklinde ihaleye çıkardık. Devamlı turizm amaçlı iş yeri açma konusunda ciddi uğraşlarımız var. Sahilleri halka açmıştık fakat, büyükşehir sahilleri bizim elimizden alarak parselledi. Büfe adı altında çay bahçelerine dönüştürüp, sahilleri tekrar kamunun elinden alarak kişilerin menfaatine  sundu. Ciddi bir sıkıntılı süreç geçirdik. Ayaklarımızın üzerinde çarkı döndürüyoruz. Bunlar büyükşehirle olan anlayış farklılıklarından kaynaklanıyor. Bunları da zamanla aşarak kesinlikle Edremit'i turizm merkezi haline getirecek çalışmalarımız devam edecek. Belediye'nin işlettiği 4 tane otelimiz var. Bu otellerde Edremit'in gençleri çalışıyor. Hem turizmi geliştiriyoruz hem iş sahası açmış oluyoruz, hem de belediye ciddi gelir kaynağı sağlıyoruz. 1993'te Güre'yi Termal bölge ilan ettirerek otellerin teşviklerle açılmasını sağladık.

ORMANLARI KISA SÜREDE YENİDEN YAPAMAZSINIZ

Orman yangınları hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Orman yangınları hakikaten, bazılarının büyük bir bölümü, büyük bir ihtimalle kıyı kesimlerinde imara açılabilmek adına katledilmiş ormanlardır. Bunların mutlaka önüne geçilmesi, bir tek koşulla mümkün. Kesinlikle yanan ormanların hiçbir şekilde, hiçbir koşulda, hiçbir şey için yapılaşmaya açılmaması lazım. 10 katlı binayı yıkarsınız yerine 20 katlı bir bina yaparsınız. 100 katı yıkarsınız 200 kat yaparsınız. Ama bu ormanları kısa sürede yeniden yapamazsınız. Doğa çocuklarımızın bize bıraktığı bir emanet. Bu doğadaki son ağaç öldükten sonra, bizim burada yaşama şansımız yok. Onun için biz bunları korumakla yükümlüyüz. Benim uzun yıllar belediye başkanlığı yaptığım Güre bu konuda örnek bir beldedir. Baktığınız zaman çatıların arasında zeytin ağacı göremiyorsunuz Güre'de, ara ara zeytin ağaçlarının arasında çatı görebiliyorsunuz. İnsan topraktan kopmamalı. İnsan toprağa basmadıktan sonra, kendi vücut enerjisini atamadıktan sonra nasıl sağlıklı bir bünyeye sahip olacak.

Komşu ilçeniz Ayvalık'ta orman yangınları meydana geldi. Sanatçı Haluk Levent de fidan dikme kampanyası başlattı. Siz de destek olacak mısınız?

Tabii ki bizde elimizden gelen desteği veriyoruz, vereceğiz. Türkiye'nin her noktası, her taşı bizim. Onun için her tarafın yeşillenmesi lazım. Ama bu yeşil dolar yeşili veya bir başka yeşil değil, doğa yeşili olmalı diye düşünüyorum.

AYNI OLAY İKİ FARKLI KARAR

Adalet Yürüyüşü ve sonrasında bugünlerde başlayan Adalet Kurultayı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Adalet konusunda şu andaki benim durumum gayet güzel bir örnektir. 10 yıl önce kapatılmış bir taş ocağında ruhsat denetimi yapmayarak, kamuyu zarara uğrattığım gerekçesiyle 38 günden ceza aldım. Ve benim yaptığım savunma şuydu:  Bu ruhsatı ben vermiyorum, bu ruhsatı İl Özel İdaresi ve Enerji Bakanlığı Maden İşleri Başkanlığı veriyor. Onların denetlemesi gereklidir. Bir sorumluluk varsa onların sorumluluğudur dedim. Fakat bana bilirkişilerin raporu doğrultusunda ceza verildi. Ama aynı durumda, şu an AKP'li Havran Belediyesi sınırları içerisinde çalışmakta olan taş ocağı içinde, Başbakanlık İşlem Merkezi'nden yapılan başvuruda, oranın İl Özel Dairesi denetiminde olduğundan dolayı, denetimin ruhsat kontrolünün belediyece değil, il özel idaresince yapılması gerektiği cevabı verildi. Adalet insanların düşüncesine göre oluşmaya başladı Türkiye'de. Hakikaten bu çok büyük bir tehlike… Adalet insanların yakasında bir parti rozeti değil. Türkiye'de artık adalet konusunda tuz kokmaya başladı. Onun için Türkiye'de adil bir sisteme geçilmesi, adaletin işlemesi gerekir diye düşünüyorum.

Tekrar görevinizin başına ne zaman dönüyorsunuz?

Görevimin başına Pazartesi günü döneceğim.

38 gün boyunca neler yaptınız?

Çalıştım, hatta daha fazla çalıştım. Sadece belediyeye gitmedim. Problemleri nasıl çözebiliriz, Edremit'i daha ne kadar güzelleştirebiliriz diye ileriye dönük ciddi projelerin planlarını yaptım

CHP BU ÜLKENİN BİRLEŞTİRİCİ ÇİMENTOSUDUR

SHP döneminde 2 dönem Belediye Başkanlığı yapmışsınız. SHP döneminde sol, merkez sol da diyebiliriz buna Doğu'dan Güneydoğu'dan oy alan vekil çıkaran, belediyesi olan bir parti konumundaydı. Son dönemlerde oralarda CHP olarak çok fazla oy potansiyeli olmadığını görüyoruz. CHP Doğu ve Güneydoğu'da oylarını arttırmak için neler yapmalıdır?

Ben sadece şunu söyleyeyim. Biz yurdun dört bir köşesindeki vatandaşlarımıza temas etmek zorundayız. Dokundukça, temas ettikçe her taraftan oy alabiliriz. Çünkü CHP, bu ülkenin en önemli birleştirici çimentosudur. CHP bu ülkenin kurucu partisidir. Türkiye kadar değişik ırk, mezheplerde olan ülkelerin çoğu parçalandı. Ama Türkiye hala ayakta… Bunun bir tek nedeni var oda; Laik, demokratik cumhuriyettir. Ve Mustafa Kemal Atatürk'ün bize bırakmış olduğu cumhuriyettir. Bunu biz tekrar hayata geçirebilirsek, bunu yaşatabilirsek, tekrar tek adam rejiminden, çoğulcu parlamenter sisteme dönebilirsek, Türkiye sorunlarının hepsini aşar diye düşünüyorum. Bunun içinde tek bir örgütlü güç var, oda CHP'dir. CHP yurdumuzun her köşesindeki insana temas ettiği an, çok rahat bir şekilde iktidara gelecektir diye düşünüyorum. Ve önümüzdeki sürecinde çok değişeceğine inanıyorum.

Son zamanlarda Atatürk'e sistematik bir saldırı var, bunun nedeni nedir?

Bu ülkeyi bölmeye çalışanların yaptıkları işlerdir bunlar. O konuda 1927-32 yılları arasında görev yapmış olan bir Amerikan büyükelçisinin, kendi başkanına yazmış olduğu çok güzel bir açıklaması var. Raporda, "Bilime ve fene müthiş bir şekilde ağırlık veren Türkiye, Ortadoğu'da gümbür gümbür yükselen bir ülke haline geldi. Ve bu yükseliş devam ettirdiği takdirde Ortadoğu'daki bizim menfaatlerimiz körelecek, bunların önüne Türkiye geçmiş olacak. Onun için bir an önce Türkiye'ye İslamı ağırlıklı olarak yayarak, bunun önüne geçmemiz şart"  deniliyor. Onun için yıllardan beri sistematik olarak bu ülkeyi bölebilmek, sistematik olarak bu ülkeyi geriye götürebilmek için uğraşan emperyalist çevreler, birazcık amaçlarına ulaşır gibi oldu diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye hakikaten 2 kutuba doğru oldukça önemli oranda gerilemiş vaziyette. Bununda önüne geçmekte bir tek koşul var, CHP'nin iktidar olması. O da CHP'nin kadrolarını yenilemesi, biraz daha vatandaşla temas etmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Şu an CHP halkla iç içe değil mi?

Değil.  Değil ki iktidar olamıyor. Değil ki yüzde 25'lerdesin.  Bu sadece Sayın Genel Başkan'ın çağrısıyla olmuyor. En alttaki mahalle delegesi hatta üyesinden, Genel Başkan Yardımcılarının tamamına kadar herkesin, bunu kabullenmesi ve bu doğrultuda koşturması gerekiyor. Yakasında sadece CHP rozeti taşıyanları değil, kafasında ben Atatürkçüyüm diyenleri de, beyninde ben laik-demokratik cumhuriyete sahibim diyebilecek olanların yapması gereken tek bir iş var. O da elbirliğiyle CHP'yi iktidara taşımak. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu başbakanlık görevine getirebildiğimizde, sadece Türkiye değil, dünyaya bile en önemli iyiliği yapmış olacağız. Çünkü görüyorsunuz İslamofobi var dünyada. İslamofobi de İslam adı altında ortaya çıkan, kafa kesen, kan akıtan IŞİD gibi terör örgütlerinin çok büyük etkisi var. Bunları yumuşatabilecek, iki kutubu birleştirebilecek bir güç var. O da İslam ülkeleri içerisinde tek laik- cumhuriyet güç olan CHP'dir.  Bu algıyı ancak CHP yıkabilir.

KEMAL BEY KİMSE BİR ŞEY DİYEMEZ

'Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu başbakanlık görevine getirebildiğimizde' dediniz 2019'da CHP'nin adayı Kemal Kılıçdaroğlu mu olmalı?

Asıl mesele aday tartışması değil, asıl mesele biz 2019'da yürürlüğe girecek sistemi kabul ediyor muyuz, etmiyor muyuz? İlk önce onu belirlememiz lazım. Yani senin kralın kötü benim kralım iyi mi diyeceğiz? Yoksa biz krallığı reddediyoruz, geldiğimiz gibi 1 sene içinde 2 sene içinde biz bu krallığı ortadan kaldıracak şekilde, parlamenter sisteme dönüş yapılacak bir şekilde dönüş öneriyor muyuz? Yani önemli olan 2019'da bizim ne yapacağımız. Benim kralım daha genç, benim kralım daha iyi, benim kralım daha uzun diye mi oy isteyeceğiz yoksa 'hayır kardeşim biz bunuz reddediyoruz' mu diyeceğiz?

CHP'nin adayının kim olacağına kim karar verecek? Kurultay'da bizim Cumhurbaşkanı adayımızı nasıl belirleyeceğimizi de konuşmamız gerekecek. Bizim tüzüğümüzde mahalle delege seçimlerini bile nasıl yapacağımız belli ama Cumhurbaşkanı adayımızı nasıl belirleyeceğimiz yok. Tüzük değişikliğine gitmemiz gerekecek belki. Yarın bize Ekmeleddin gibi bir ismi önümüze getirip adayımız bu mu diyecekler?

Kemal Kılıçdaroğlu Ana Muhalefet partisinin genel başkanıdır, lideridir. Kemal bey aday olursa buna kimse bir şey diyemez.

Kemal beye kimse kalkıp hırsız diyemiyor, kimse yolsuzluk yapmış diyemiyor. Ne diyorlar fanileyle yemek yedi. Çocuğu ile fanileyle yemek yiyeni cezalandıralım, 17-25 Aralık'ta yakalananlara da af çıkartalım. Olabilir mi böyle bir şey?