CHP'li Gökhan Zeybek: İstanbul’da yönetim krizi yaşanıyor

CHP'li Gökhan Zeybek: İstanbul’da yönetim krizi yaşanıyor

CHP Parti Meclisi üyesi Gökan Zeybek İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2014 yılından sonra borçlanma grafiğinin artık kontrol edilemez bir noktaya geldiğini belirterek “2017 yılında bütçe 4.6 milyar lira açık verdi. İstanbul büyükşehir Belediyesi artık yönetilemiyor” dedi

Röportaj: Sibek Köklü / YURT

CHP 36. Olağan Kurultayı’nda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun listesinden CHP PM üyeliğine seçilen Gökhan Zeybek, İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu. CHP içinde ilçe başkanlığından kurultay delegeliğine, Sarıyer belediyesi başkan yardımcılığından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Sözcülüğüne kadar bir çok görevde bulundu. CHP Mahalli İdarelerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, son dönemde gündemden düşmeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi merkezli tartışmalarla ilgili olarak sorularımızı şöyle yanıtladı;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesi açık mı veriyor?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ülkemizin en büyük kamu kurumlarından biri. Gelirler ve giderler birbirlerine paralel olarak giderken, 2014 yılında birden bire makas açılmaya başladı. İBB 2014’e kadar borç- lanmada 1 milyar TL’nin altında bir bütçe ile idare etmiş ancak 2014’ten sonra borçlanma grafiği kontrol edilemez bir noktaya gelmiş. Zaten İBB’nin yönetilemediğinin temel göstergesi de bu. 2009 yılında 6 milyar 200 milyonluk bir gider bütçesi, 4.7 milyar gelir bütçesi var. Aradaki 1.5 milyar finansmanı borçlanarak karşılamış. 2009-2010’da çok ciddi durgunluk vardı ekonomik kriz sonrası. Ama 2011’de göstergeler önce 900 milyon sonra 700 milyon sonra 800 milyon. 2014 yı- lında da 1 milyar dolarlık borçlanma yapmış. Fakat 2014 yılından sonra ibre kırılıyor. 2015 yılında 2.4 milyar, 2016’da 3.4 milyar, 2017 yılında da 4.6 milyar lira bütçe açık veriyor ve bunların tamamı borçlanarak gerçekleştiriliyor. Son 9 yıldaki bütçe açığının toplam rakamı 21 milyar 150 milyon lira. 2018 yılı için öngörülen borçlanma 3 milyar 850 milyon lira ancak bu hedefin tutturulması mümkün değil. Ya yeniden borçlanmaya gidecekler ya da başlanmış olan yatırımları durduracaklar. İBB’nin 2017 yılında 18.5 milyarlık bir gider bütçesi olmuş. 13 milyar 900 milyon da gelir olmuş. Bu gelirin yüzde 80’ini hükümet göndermiş, kalanı da borçlanmış. 13 milyar 900 milyon liranın 11.1 milyarı hükümetten gelmiş. 2.8 milyarını gelir elde etmişler. Açıklarının 4.6 milyar lirasını da borçlanmışlar. 2017 bütçesinde İBB’nin vergi gelirleri payı 4 milyar 712 milyon lira iken 2018 bütçesinde bu rakam 11 milyar 790 milyon liraya çıkmış.

Peki bu bütçe açığının sebepleri neler?

Kötü ve beceriksiz yönetim ile birim maliyetlerinin düşürülememesi. Sonuçta İBB toplam bütçesinin yüzde 50’den fazlasını yatırıma ayıran bir belediye, kuruluş amacı doğrultusunda yatırım yapan bir kurum. İstanbul’un 1994 yılındaki raylı sistemlerini alalım. Nurettin Sözen döneminde 18 km’lik Levent- Taksim metrosu büyük oranda bitmişti. Sirkeci- Zeytinburnu hattındaki hafif raylı sistem bitmişti. Tünel-Taksim arasındaki tramvay bitmişti ve İstanbul’da Halkalı ile Gebze arasında çalışan bir tren hattı vardı. Yani İstanbul’da yaklaşık 100 km’lik bir raylı sistem vardı. 2017 yılının sonunda İstanbul’da hizmette olan toplam raylı sistem 160 km. Üstelik 65 km’lik banliyö hattı da devreden çıkmış durumda. İstanbul için öngörülen metro 1100 km’dir. Ancak şu anda hizmette olan raylı sistem, metro ve tramvay olarak toplam 160 km’dir.

AKP İstanbul’da 24 yıllık sürede kaç km raylı sistem ve metro yaptı?

İBB’nin İstanbul’daki temel ulaşım sorununu çözmesi için yılda ortalama 50 km raylı sistem yapması lazım. Oysa 2017 yılının sonunda İstanbul’daki raylı sistemlerin toplamı 160 km. Zaten İstanbul’da 1994 öncesi 80-90 km’lik raylı sistem vardı. 24 yıllık AKP döneminde yapılan raylı sistem ve metronun uzunluğu 120 km. Her yıl 5 km, toplamda 120 km yapmışlar 24 yılda.

Metro yatırımları İBB’nin yeni başkanı Mevlüt Uysal’la birlikte iptal oldu, sonra yeniden başladı, değil mi?

Yeni başkan göreve geldiğinde 6 metro hattını iptal ettim dedi ama etmedi çünkü edemez. Bunlar uluslararası konsorsiyumla yapılmış ihaleler, iptal edemezler. Zaten iptal olmadı. Çalışmaları durdurdular, firma sahiplerine gelin görüşelim dediler. Görüştükten sonra çalışmalar devam etti. En ufak bir kesintiye uğramadı. 6 metro ihalesinin iptal edilmesi için hiçbir işlem de yapılmadı. Ancak yeni belediye başkanı ‘buranın patronu benim bundan önce kime ne söz verdiyseniz o geçerli değil, şimdi gelip benimle muhatap olacaksı- nız’ dedi. Klasik olarak Türkiye’de müteahhitlere çok yapılan ve herkesin de bildiği yöntemi uyguladı. ‘Bundan sonra patron biziz bir yükümlülüğünüz varsa bize karşı yerine getireceksiniz’ mesajı verdiler. Bu mesaj ilgili firmalar tarafından anlaşıldıktan sonra da zaten iptal edilmemiş olan ihalelerin yeniden başladığını duyurdular.

Yeni başkan Mevlüt Uysal’ın AKP’ye oy veren bölgelere metro yapacaklarına ilişkin açıklamalarını nasıl değerlendirdiniz?

Metronun temel özelliği saatte 50 bin kişiyi taşıma kapasitesine sahip olmasıdır. Eğer bu sayı 30 binlere düşerse verimli olmaz, hafif raylı sistem yani tramvay yaparsınız. Eğer 15 binin altına dü- şerse yapmanız gereken otobüs koymaktır. Ulaşım, kafasına göre yapılacak olan bir modelleme değildir ulaşımda kriterler vardır. İBB’nin başına Kadir Topbaş’tan sonra gelen Mevlüt Uysal çok düşük kapasitede bir belediye başkanıdır. Bu sözü söylemesi bile kapasitesinin ne kadar düşük olduğunun göstergesidir. Mevlüt Uysal bir gaf yapmış- tır sonra da düzeltmeye çalışmıştır ama bence İstanbul’daki raylı sistemler üzerinden yürütülen projelere ödenen bedeller ve buralardaki yolsuzluk iddiaları bu gafın gerisine düşmemelidir.

İddialar nedir, ödenen komisyonlar mı?

Son 20 yıldır siyasetin finansmanı- nın kamu ihalelerinden karşılandığını artık hepimiz biliyoruz.

Peki CHP’li seçmenlerin ağırlıkta olduğu Beylikdüzü ve Büyükçekmece ilçelerine metro gidecek mi?

İBB aslında Harem’den Gebze’ye giden ve Topkapı’dan Beylikdüzü’ne ulaşan yoldan metro geçirecekti, bu planlandı fakat sonrasında 2009 seçimlerinden önce İstanbul’daki ulaşım problemlerine çözüm açısından metrobüse dönüldü. Bu güzergahta saatte taşınan insan sayısı kimi zaman 80-90 bine çıkıyor. Balık istifi gibi taşınan insanlar, birbirini takip eden yüz tane otobüs, hareket edemeyen bir sistem. O zaman da insan taşımanız değil iş- kence yapmanız söz konusudur. Ayrıca bugün AKP’ye oy veren bölgelerde aktarma ücreti alınmazken, CHP’lilerin yaşadığı aktarma yerlerinde ilave ücret alınmaktadır. Bu bir haksızlık. İnsanlar arasında siyasi görüşlerine göre ayrım yapmak doğru değil. Hizmette partizanlık olmaz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde en temel sorun ne?

İBB’yi yöneten kadrolar artık fil kadar şişmişlerdir. Artık bunların kendilerinin ve çocuklarının şirketleri on milyonlarca dolarlık projelere imza atar hale gelmiştir. Her belediye yöneticisinin birinci derece yakınları ve çocukları artık TOKİ’nin, İGDAŞ’ın, KİPTAŞ’ın, İSKİ’nin ve kentsel dönüşümün bir numaralı müteahhidi olmuştur. Artık bu kadroların İstanbul’u yönetme olanağı kalmamıştır. Ayrıca, o kadar kötü yönetmeye başlamışlardır ki İBB’nin 2014 yılında yılda 1 milyar lira civarında borçlanma ile sürdürülebilir bütçesi varken artık bugün yıllık 4-5 milyar liranın üzerine çıkmıştır. Bugün artık İBB 2018 yılı için öngörülen 18.5 milyar liralık bir borç büyüklüğüne ulaştı. Yani artık aldığı her borcun önemli bir kısmını eski borçların faizini ödemek için kullanmak zorunda kalacak. Bu nedenle İBB ve kendisine bağlı bulunan 35 iştiraki ile İstanbul’da çöküşün doğrudan görüldüğü bir kurum haline dönüşmüştür. İBB öylesine kötü yönetilmektedir ki sadece İstanbul’da bir yıl içinde 580 bin abonenin suyunu, ortalama 200 lira civarındaki su faturası borcu yüzünden kesmiştir. 2017 yılında 485 bin abonenin de doğalgazını kesmiştir. Borcundan dolayı sürekli olarak daha çok borçlanan ve finansal ihtiyaçlarını bu şekilde gideren İBB, kötü yönettiği şehirde faturayı yoksul emekçi vatandaşa kesmektedir. 20-30 lirayı bulan açma kapama bedeli ile haksız kazanç elde etmektedir. Ailelere çocuklarını leğende yıkama ve dedelerimiz gibi ibrikle abdest alma fırsatı sunmaktadır.

Sizce İstanbul’un en önemli sorunları neler?

1- Ulaşım, 2- sağlıklı içme ve kullanma suyu temini ile çevre sorunu 3- Kentsel dönüşüm, kiracılar ve mülkiyet sorunu. 4- İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin finansal yönetimi.

Belediye kiralar konusunda ne yapabilir? Yetkisi var mı?

Evet var tabii. iBB’nin kira fiyatlarını denetleyebilmesi için kira piyasasını düzenleyen bir oyuncu olması gerekir. Nasıl Halk Ekmek ile ekmek fiyatında ayarlama yapabiliyorsa, konutta da bunu yapabilir. Kendisine ait araziler üzerinde düşük gelirli çalışanlar, işsizler, öğrenciler ve emekliler için yüzbinlerce konut üreterek, piyasayı dengeleyen en büyük oyuncu olabilir. Örneğin 2 milyon nüfuslu Viyana Belediyesi’nin 100 bin konutu var kirada. İstanbul’a da gelirlerin yandaşlar yerine doğrudan bütçeye ayrıldığı böyle bir ekonomik model gerekiyor. Biz istanbul’da yerel yönetimi kazandığımızda, 15 milyonluk kentte çok iyi eğitim almış, nitelikli ve iyi yetişmiş gençlerimizin belediye kadrolarında üst düzey görev almaları için fırsat eşitliği sağlayacağız. Adamı olanın değil, hak edenin üst düzey görevlere gelebildiği bir kamu düzeni sağlayacağız.