CHP Spor Kurulu’nun öncülüğünde, İstanbul İl Başkanlığı ve Sariyer Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen etkinlikte konuşan Kaya, “Barış köprülerimizi kurmak ve güçlendirmek için Türkiye’nin farklı illerinden İstanbul’a gelen “Barışın Çocukları” ile kucaklaştık. İlerleyen süreçte, Türkiye’nin dört bir yanından çocuklarımızla buluşmaya devam edeceğiz. Barış köprülerimizi daha da sağlamlaştıracağız.” dedi.

CHP Spor Kurulu’nun Başkanlığını da yürüten Yıldırım Kaya, “Çocuklar savaşı bilmez. Çünkü insanlar, barışa formatlanmış olarak doğarlar. Çocuklara savaşmayı, ölmeyi, öldürmeyi bizler öğretiriz. Evde, okulda, hayatın her alanında… Bize de öğretildiği gibi. Onların gözünde savaşı normalleştirip, meşrulaştırırız.” İfadelerini kullandı.

Kaya, “Herkesin bildiğini bir kez daha altını çizerek söylemek gerekirse… Küçük beyinlerin birer savaşçı gibi yeniden formatlanması, dünya barışı için en büyük tehdittir. Çocuklarımıza barışı öğretmediğimiz sürece savaşlar bitmeyecek. Dünya acı, kan gözyaşında boğulacak.” dedi.

“Buradan, en değeri varlıkları çocuklarını, il örgütlerimize emanet ederek, taa İstanbullara yollayan değerli ailelerimize, bizlere duydukları güvenden dolayı, sevgi ve selamlarımızı yolluyoruz.” diyen Kaya, ailelere de teşekkür etti.

İstanbul’a ilk defa gelen çocuklara, İstanbul gezdirildi, çok sayıda sosyal ve kültürel etkinliğe katılımları sağlandı. Etkinlik 9 Eylül’e kadar devam edecek.

İşte CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın o açıklaması:

Barış köprülerimizi kurmak ve güçlendirmek için Türkiye’nin farklı illerinden İstanbul’a gelen “Barışın Çocukları” ile kucaklaştık. İlerleyen süreçte, Türkiye’nin dört bir yanından çocuklarımızla buluşmaya devam edeceğiz. Barış köprülerimizi daha da sağlamlaştıracağız.

Benim de Başkanlığını yaptığım CHP Spor Kurulu, İstanbul İl Başkanlığımız, organizasyona büyük destek veren Sariyer Belediye Başkanımız Sayın Şükrü Genç, belediye emekçileri ve tüm emeği geçenlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Buradan, en değeri varlıkları çocuklarını, il örgütlerimize emanet ederek, taa İstanbullara yollayan değerli ailelerimize, bizlere duydukları güvenden dolayı, sevgi ve selamlarımızı yolluyoruz.

Bu buluşmanın bir özelliği de, İstanbul’u hiç görmemiş, televizyon ya da filmlerde görmüş; güzel çocuklarımızın, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Muş, Mardin, Şiirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van’dan bize umut getirmeleri. Biz de onların ceplerine umutlarımızı, sevgilerimizi ve barış özlemlerimizi doldurup öyle göndereceğiz. Okullarına gittiklerinde, bizim selamlarımızı, umut, sevgi ve dayanışma duygularımızı dağıtacaklar…

Çocuklar savaşı bilmez. Çünkü insanlar, barışa formatlanmış olarak doğarlar. Çocuklara savaşmayı, ölmeyi, öldürmeyi bizler öğretiriz. Evde, okulda, hayatın her alanında…

Bize de öğretildiği gibi! Çocuklarımıza savaşı öğretiriz daha çok... Onların gözünde savaşı normalleştirip, meşrulaştırırız.

Bebeklikten başlar savaş oyunları. Çocuklarımıza oyuncak silahlarla oynamayı, bilgisayar oyunlarıyla savaş “sanatını”, savaş stratejilerini öğretiriz. Büyüdüklerinde daha kolay gerçeğe dönüştürsünler diye…

Silahların üretilmesine izin verenler, onları pazarlayanlar, diğer yandan da barış mücadelesi yürütürler (!)

“En iyi silah en çok insan öldürendir, en iyi savaş en çok insanın öldüğü savaştır” diyenler, sözde “barış” mücadelesi verirler. Bu da büyüklerin oyunu! Büyüklerin oyununda en büyük acıyı yine çocuklar çeker!

Herkesin bildiğini bir kez daha altını çizerek söylemek gerekirse… Küçük beyinlerin birer savaşçı gibi yeniden formatlanması, dünya barışı için en büyük tehdittir. Çocuklarımıza barışı öğretmediğimiz sürece savaşlar bitmeyecek. Dünya acı, kan gözyaşında boğulacak.

Tarihteki ilk savaşta da insanlık kaybetti, son savaşa kadar da kaybetmeye devam edecek. Bizler çocuklarımıza barışı öğretmeliyiz. Bütün dünya da çocuklarına barışı öğretmeli.

Nazım Hikmetin dediği gibi;

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
Oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
Çocuklar dünyayı alacak elimizden
Ölümsüz ağaçlar dikecekler

Keşke Nazım Hikmet’in dediği gibi dünyayı çocuklara versek, ölümsüz barış ağaçları dikseler. Gelen sulasa giden sulasa, hiç solmasa…

Sevgili çocuklar sizler buraya barış ağaçları dikmeye geldiniz.  Umudumuzu çoğalttınız… Biz umutsuz değiliz, barış ağaçları dikenlerin kazanacağını biliyoruz!