CHP'li vekilden Meclis Başkanı'na sansür mektubu

CHP'li vekilden Meclis Başkanı'na sansür mektubu

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'a sansür mektubu gönderdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, TBMM’de düzenlenen “Meclis Sohbetleri” programında sahneye çıkacak tiyatro oyuncularının son anda engellenmesi ile ilgili Meclis Başkanı Kahraman’a yazdığı mektubunda,

"Hani Nazım Hikmet diyor ya; “O duvar, o duvarınız, vız gelir bize vız!”

Bizler de biliyoruz ki, vız gelir bize yasaklar, sansürler, baskılar! Kadın emeğine ve varlığına tahammül edemeyenler tarihin karanlık sayfalarında unutulup gidecekler" ifadelerini kullandı.

"Tarih; yaşamın ve varoluşun öznesi olan kadınları yazmaya devam edecek" diyen İlgezdi, mektubunu

"Çünkü 2019 kadınların devrimi olacak. Eğer siyaset bir sahneyse; baskı, sansür ve yasakları yazanları, biz kadınlar indireceğiz sahneden…" diyerek bitirdi.

Genel Başkan Yardımcısı İlgezdi’nin TBMM Başkanı KAhraman’a gönderdiği mektup şöyle:

"Sayın İsmail Kahraman 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı 

Türkiye Büyük Millet Meclisi; ulusal bağımsızlık savaşının karargâhı olduğu kadar, kadını yok sayan yüzyılların karanlığına karşı aydınlanma devrimlerinin, laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin de sembolüdür.

Her karışında sömürüye, gericiliğe ve işgale karşı direnen kadınların cesaretini, kararlılığını ve mücadelesini barındıran Cumhuriyetimiz, bu karakteriyle aynı zamanda bir kadın devrimdir. 

Bugün milletin çelikleşmiş iradesi, bağımsızlık bayrağı altında özgürce temsil ediliyorsa, bunda erkekler kadar kadınların da emeği vardır. 

Çünkü bu ülkenin harcında, 70. alayla birlikte Milli Mücadele saflarına katılan Nezahat Onbaşı’nın, Kağnısıyla cepheye mühimmat götürürken, yavrusuyla donarak şehit olan Kastamonulu Şerife Bacı’nın; kadınlardan oluşan birliğiyle işgale direnen Erzurumlu Kara Fatma’nın; Halime Çavuş’un, Adanalı Tayyar Rahime’nin, Gördesli Makbule’nin ve Çanakkale’de en ön saflarda vuruşan kahraman kadınların hakkı vardır.

İşte bu sebeple Türkiye Büyük Millet Meclisi kadını ve erkeğiyle, genci ve yaşlısıyla, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine birdir ve bizimdir!

Sayın Başkan, 

Cumhuriyet tarihinde ilk kez; eşitliğin, özgürlüğün ve demokrasinin beşiği olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında sadece bir gösterinin değil, gösteri içinde yer alan kadın sanatçıların da sansürlendiğine şahit olduk!

Sanata, sanatçıya, düşünceye, özgür iradeye ve kadın kimliğine sansürü asla kabul etmiyoruz.

Bizler biliyoruz ki, “Birinci Meclis, Gazilik ve Şehitlik Ruhu” temasıyla gerçekleştirilen "Meclis Sohbetleri" etkinliğinde ortaya konan tutum, basit bir ayrımcılık değildir. 

Kadın sanatçıların sahnede yer almalarının engellenmesi ve sansüre uğramaları geçmişin karanlık günlerine duyulan özlemin dışavurumudur. 

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu Meclis çatısı altında, yüzyıllar boyunca kadını ötekileştiren köhnemiş bu anlayışın normalleştirilmesini, tahakkümcü bir iradenin yeniden egemen kılınmasını asla kabul etmiyoruz.

Unutmayın! Balkanlar’da, Çanakkale’de, Milli Mücadele’de kadınlar olarak mücadelenin her alanında vardık. Bundan sonra da var olmaya devam edeceğiz. 

Dün, nasıl ki cepheden çekilmemişsek, bugün de 1923’ün aydınlığından kararlılıkla yürüyen biz kadınlar çağdaşlaşma ve laiklik mücadelesinden geri adım atmayacağız! 

Çünkü bizler cesaretimizi sahnelerde Afife Jale’den, Leyla Gencer’den, eğitimde Refet Angın’dan, savaş meydanlarını fotoğraflayan Semiha Es’ten, sanatta Mualla Eyüpoğlu’ndan, sağlıkta Türkan Saylan’dan alıyoruz.

Dün olduğu gibi, bugün de, yarın da sahnede, tiyatroda, iş yerinde, sokaklarda, meydanlarda, devlet dairelerinde, sporda, siyasette, nerede izimiz varsa, orada başrolde olmaya devam edeceğiz! 

Sayın Başkan, 

Hani Nazım Hikmet diyor ya; “O duvar, o duvarınız, vız gelir bize vız!” 

Bizler de biliyoruz ki, vız gelir bize yasaklar, sansürler, baskılar! Kadın emeğine ve varlığına tahammül edemeyenler tarihin karanlık sayfalarında unutulup gidecekler. 

Ancak tarih; yaşamın ve varoluşun öznesi olan kadınları yazmaya devam edecek!

Çünkü 2019 kadınların devrimi olacak. Eğer siyaset bir sahneyse; baskı, sansür ve yasakları yazanları, biz kadınlar indireceğiz sahneden…