CHP liderinden net Afrin mesajı

CHP liderinden net Afrin mesajı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yerel Yönetimler ve Adalet Sempozyumu’nda konuştu. CHP lideri '80 milyon için adalet istiyorum' dedi. CHP lideri Türkiye gündemine ilişkin önemli mesajlar verdi. TSK'nın Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin'e düzenlediği operasyon için Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Afrin'de operasyonlar yapılmalı, hiçbir itirazımız yok" ifadelerini kullandı.

Sarıyer Belediyesi ve Ülke Politikaları Vakfı işbirliğiyle, ‘Yerel Yönetimler ve Adalet Sempozyumu’nda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuştu.

"Yerel Yönetimler ve Adalet" konulu toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, "Ordumuza sonuna kadar güveniyoruz. Bu mücadelenin yanındayız ama beyler bundan rahatsızlar. Bunu gayet iyi biliyorum" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz ülkemizin selameti için 'Önce Türkiye' diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti sınırları pergelle çizilen bir ülke değildir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki telefon görüşmesi sonrası Ankara ve Washington'dan farklı açıklamalar yapıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Ben de diyorum ki, bantları yayınlayın, Amerikalıları mahçup edin. Niye gizliyorsunuz bunu?" diye konuştu.

CHP liderinin konuşmasında satır başları:

80 milyon icin de adalet istiyorum. Ana rahmindeki çocuk icin de adalet istiyorum. Bizim gibi düsünmeyenler için de adalet istiyorum. Adalet dağıtımı dahil işi ehline vermek için de adalet istiyorum.

Beni üzen 21. yüzyılın Türkiyesi'nde hala biz adaleti arıyor ve tartışıyoruz. 

Bazen diyorlarki adalet var neyi tartışıyorsunuz diyorlar konuşuyoruz çünkü adalet yok.Bütün kainatın adaletin etrafında döndüğü bir dünyayı düşünün.Bu ülkede adalet yok. Biz bunun mücadelesini veriyoruz.Adaleti 80 milyon için istiyorum.Bizim gibi düşünmeyenler için de adalet istiyoruz.Adaletin iflas ettiği bir ülkede bırakın demokrasiyi devlet yoktur.Bir kişi kalkıp diyor ki, "falan kişi suçludur, haindir". Savcılar harekete geçiyor ve karar çıkıyor. Biz diyoruz ki, 'bu ülkede adalet var'. Bu ülkede adalet yok. Biz adaletin mücadelesini veriyoruz. Devleti var eden adalet ve liyakattır.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra BM'ye bir yazı yazıldı. 21 Temmuz 2016'da. BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme. Bu sözleşmenin 13 maddesine çekince koyduk, "OHAL döneminde askıya alıyoruz" dedik. Uygulamayacağız.2 madde var ki çok ama çok önemli. Bunun üzerinde hiç kimse durmadı. Adil yargılama. Diyor ki, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti BM'ye verdiği dilekçe ile "Ben OHAL döneminde adil yargılama yapmayacağım" diyor. Bir başka madde daha var. 'Tutulanlara insanca davranmayacağız' diyor. Yani, 'işkence yapacağım' diyor. Bizim anlı şanlı medyamız var ya, CHP bir şey söylediğinde, 'nasıl eleştiririz' diye yazanlar var ya. Bu iki madde hakkında kalem bile oynatamadılar. 

Adalet kavramı soylu bir kavram. Herkesin üzerine titrediği bir kavram, adalet yüceltmek hepimizin görevi. Yerel yönetimlerde adalet. Hangi adalet? Bazı kentler Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapıldı. Oradaki il özel idaresinin görevi sona eriyor, mal varlıklarını tasfiye etmek zorunda.Bir bakıyorsunuz belediye iktidarın elindeyse, vali karar alıyor. İl özel idaresinin mal varlıkları belediyeye veriliyor.Düne kadar o hizmeti götüren araçların normalde belediyeye devredilmesi lazım. CHP'li bir belediye varsa devredilmiyor. Bize dönüp diyorlar ki, 'Biz adaletle ülkeyi yönetiyoruz'. Devlet adaletle yönetiliyor.

Bugün Türkiye'nin geldiği nokta parti devletini aşmış, bir aile devletine, şahsi devlete dönüşmüştür. Siyasi otorite yargı üzerindeki gücünü o kadar ileri bir noktaya götürmüştür ki, en alttaki hakim en üstteki hakime 'Senin kararlarını tanımam' diyor. Anayasa böyle yazıyor diyor Başbakan, iyi de Anayasa askıda. Hangi Anayasa? Hangi yargı bağımsız. 

'2 HÜKÜMET VAR; BİR SARAY HÜKÜMETİ, İKİ BİNALİ YILDIRIM HÜKÜMETİ'

İki hükümet var. Bir saray hükümeti, bir Binali Yıldırım hükümeti. Bir yasal, biri gayri yasal. Afrin'de operasyonlar yapılmalı, hiçbir itirazımız yok. Ordumuza sonuna kadar güveniyoruz. Bu mücadelenin yanındayız ama beyler bundan rahatsızlar. Bunu gayet iyi biliyorum. Biz ülkemizin selameti için, 'önce Türkiye' diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti sınırları pergelle çizilen bir ülke değildir. 

ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ "BANTLARI YAYINLAYIN"

Açıklamalar yapılıyor aralarında büyük farklılıklar var. Trump ile konuştuk. Anlatacaksınız gerçekleri evet. Orası farklı burası farklı açıklama yapıyor. Ben de diyorum ki, bantları yayınlayın, Amerikalıları mahçup edin. Niye gizliyorsunuz bunu? 

Biz hiçbir zaman denetimden şikayet etmedik. Hiçbir zaman. Bizim belediyelerimizin vermeyeceği hesap yok. Gelip denetlesinler ama şu gerçeği de herkese ifade etmek isterim. Belediye başkanları zorla istifa ettirildi. Demokrasilerde böyle bir şey var mı? Bir belediye başkanı istifa ederken kendisini tutamayıp ağlıyor. Kim yapıyor? Saray hükümeti yapıyor

İşte o konuşma:

‘Yerel Yönetimler ve Adalet Sempozyumu’nun açılış konuşmasını Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç gerçekleştirdi. Genç konuşmasında, halka hizmet ederken AKP Hükümeti ile yaşadıkları zorlukları anlattı.

Genç'in konuşmasından sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sempozyumda bir konuşma gerçekleştirdi.

Sempozyum Murat Karayalçın moderatörlüğünde, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Kent Bilimci araştırmacı-yazar Prof. Dr. Ruşen Keleş, Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gencer'in konuşmacı olarak katılması ile devam etti.

Murat Karayalçın, "İkinci belediyecilik hareketi başlamıştır. Bu toplantı bence sınırlı olmamalıydı. Yerel yönetimler ve adalet konularının yanında trafik de olmalıydı. Trafik hizmetleri belediyelere verilmeli. Yerel yönetimler merkezi yönetimden daha iyi yapar. Bir başka tartışılacak konu, kenrsel dönüşüm ve toplumsallaştırma olmalı" sempozyumu başlattı.

Yılmaz Büyükerşen de "Derdimi ummana dökmeye geldim" diyerek başladı. Belediye başkanlığı döneminde yaşadıklarını anlattı.

Sempozyuma, Sarıyer Belediye Başkanı Sükrü Genç ev sahipliği yaparken; Akif Hamzaçebi, Gürsel Tekin, Süleyman Çelebi, Dursun Çiçek, Ertuğrul Gülsever, Altan Öymen, Handan Toprak, Canan Kaftancıoğlu, Altınok Öz, Kamil Saka, Burhan Şentalar gibi çok sayıda akademisyen, politikacı ve belediye başkanı katıldı.