Çiftlik Bank vurgununda Uruguay'da son durum!

Çiftlik Bank vurgununda Uruguay'da son durum!

Çiftlik Bank vurgunuyla gündeme gelen Uruguay’daki izlenimlerini aktaran yazar Nur Dolay, “Yoksul bir mahallede Ferrari görülünce aracın sahibi esrar kaçakçısı sanılıyor. Çocuklar da ‘Ben de esrar kaçakçısı olacağım’ deyince aileler araç sahibini polise şikâyet ediyor” dedi.

Karar gazetesinden Kenan Butakın'ın haberine göre, Çiftlik Bank vurgunuyla 132 bin kişiyi dolandırıp kaçan Mehmet Aydın’ın ilk kaçtığı ülke olan Uruguay, gündemin üst sıralarına yerleşti. Aydın’ın Uruguay’daki aracısı Osman Naim Kaya’nın geçici olarak tutuklandığı iddialarından sonra dikkatlerin çevrildiği Uruguay’da bulunan yazar ve yönetmen Nur Dolay da izlenimlerini anlattı.

Ülkede büyük bir yoksulluğun yanında kara para iddiaları ile çalkalanan ve dışarıdan gelen varlıklı bir kesim olduğunu söyleyen Dolay, şunları söyledi:

'İADE ETME GİBİ BİR DÜŞÜNCELERİ OLMAYACAKTI'

“Çiftlik Bank olayında buradaki hikâye fakir mahallesinde bir kişinin Ferrari ile dolaşması ile başlıyor. Bazı kişiler bu kişinin esrar kaçakçısı olduğunu düşünüp şikâyette bulunuyor. Çocuklar anne-babalarına esrar kaçakçısı olacağım dediği için de anne-babalar şikâyetçi oluyor. Daha sonra esrar kaçakçısı denilen adamın Türkiye’de aranan bir adam olduğu belirtiliyor. Türkiye bu kişinin iadesini istese de Uruguay’ı terk ettiği öğreniliyor. Uruguay hükümetinden bu kişinin bu parayı yasadışı yollarla kazandığına ilişkin bir delil yok diye söylemlerde de çıkıyor. Bu durumda burada olsaydı bile iade etme gibi bir düşünceleri olmayacaktı.”

'İSVİÇRE'DE YAŞAR GİBİ YAŞIYORLAR'

Uruguay’da kara para aklandığı iddialarının oldukça ciddi şekilde konuşulduğunu kaydeden Dolay, şöyle devam etti:

“Burası kara para aklayan bir ülke. Ülkeye servet aktaran bu durumda çok kişi olduğu da söyleniyor. Çöplerin içinden yiyecek arayanların sayısı ise oldukça fazla. Akaryakıt istasyonlarındaki tuvaletlerin kapıları, yerlerdeki ızgaralar ve el kurutma makineleri bile çalınıyor. Geçtiğimiz günlerde konuştuğum bir akaryakıt istasyonu çalışanı, burada her şeyin çalındığını söyledi. Marketlerin önünde kapüşon, kask ve kasket ile giremezsiniz yazılı tabelalar asılı. Nedeni de çok fazla soygun olması. Tüm bunlar olurken, bir yandan da milyarderler tıpkı İsviçre’de yaşar gibi bir hayat yaşıyor.”