Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uyap'ı FETÖ'cülere kaptırdık!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uyap'ı FETÖ'cülere kaptırdık!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Adalet Şurası'nda konuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle;

Adalet Şuramızın başarılarla dolu olmasını, hukuk birikimimizin zenginleşmesine katkı sağlamasını Allah’tan temenni ediyorum. Şuranın düzenlenmesinde ve oturumlarda emeği geçecek herkese şükranlarımı sunuyorum.

Peygamber Efendimiz, “Allah adil olanları sever” buyuruyor. Dinimizin biz inananlara yüklediği en önemli sorumluluklardan biri de adaletle davranmaktır. Kendi tarihimizde de adaletle davranan devlet adamlarının hayırla yad edildiğini görürüz. Selçuklu ve Osmanlı’nın adalet kavramları çağının çok ötesinde bir adaleti temsil ediyor. En küçük bir olumsuzluk yoksa devletin adalet üzre yönetilmiş olmasıdır. Kağıt üzerinde kalan kanunların en anlama geldiğini en iyi siz hukukçularımız bilirsiniz. Ülkemizde uzun dönem kağıt üzerinde hukuk dönemi yaşanmıştır.

Geciken adalet, adalet değildir. Onun için de imkan bulduğumuzda hemen bu konuyu önceliklerimizin en başlarına aldık. Milletimizin, şeriatın, yani adaletin kestiği parmak acımaz ifadesi, buradaki sınırsız teslimiyet duygusu, ağır aksak işleyen hukuk sistemine değil, hakiki adalete karşıdır. Gerek kanun yaparken gerekse uygularken mihenk noktamızın daima adaletin tesisi olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Ne zaman adalet yolundan ayrılmışsak işte o zaman gerilemiş, sorunların ağırlığı altında ezilmişizdir. Bunun için 2002 yılında yeni bir siyasi hareket kurmak istediğimizde ismi için tereddüt etmeden, seçtiğimiz mefhumların en başında adalet geliyor. Araştırmalar sonucunda partimizin adını Adalet ve Kalkınma Partisi olarak koyduk. 42 bin denek üzerine kamuoyu araştırması yaptık, bu isimde karar kıldık. AK Parti kısaltması ile de bunu taçlandırdık.

Adalet ile zulüm arasındaki ince çizginin adaletin tesisini zorlaştıran husus olduğunu da biliyoruz. Konfüçyüs, “Adalet kutup yıldızı gibi durur, geri kalan her şey onun etrafında döner” diyor. Bizim ülkemizin adalet kurumlarının duvarlarında, “Adalet mülkün temelidir” yazar.

“UYAP’I FETÖ’CÜLERE KAPTIRDIK”

Bir şeyi gerçekleştiremedik. UYAP gibi önemli teknolojiyi maalesef, bu bir özeleştiridir, FETÖ’cülere kaptırdık. Orayı o kendi sinsi emelleri için acımasız kullandılar. Oradan da en büyük zulmü biz gördük.

Her şey yolunda giderken adaletle davranmak nispeten daha kolay olabilir. Zor olan kriz dönemlerinde aynı davranışı sergileyebilmektir. Şu anda biz 1. Adalet Şurası’nı yapıyoruz. Bu çok ama çok önemli. Zira Rabbimizin emri ilahisi, bütün işlerinizde istişare edinizdir.

Bugün adına Danıştay denen kurum, ilk kurulduğunda ‘Şura-yı Devlet’ti. Biz Danıtaş olarak devletimize nasıl yardımcı olabiliriz düşünceleri üzerinde hassasiyetlerini hep kendilerinden dinlemişimdir. Ecdad bunun için kurmuş ki yanlışa düşülmesin.

En vahşi saldırıları bile hukuk devleti ilkelerinden ayrılmadan bastıracak dünyada başka bir millet, devlet yok. Hiç kimse kalkıp da bize ne düşüyor demedi. Kendi ideolojilerini paylaşan birilerine yönelik yargı bir karar vermeye kalksa, bununla ilgili hemen hesaba çekerler. Sizde böyle bir şey normal zamanda olduğu zamanda biz size kalkıp bunu “geri verin” diyor muyuz? Ülkeme darbe yapanları koruma altına alıyor, bize iade etmiyorsun. Bunlarda adalet falan yok. Adalet burada, burada. En son Amerika. Rıza Sarraf meselesini gördünüz. Hukukla alakası var mı? Siyasi bir kararı açık, net alabiliyorlar.

“BUNLARIN KARARLARINA KESİNLİKLE SAYGI DUYMUYORUM, İNANMIYORUM”

Ülkemden kaçıp giden o malum teröristi Amerika’da besleyen kişiler, “ver bize bunu” dediğimizde vermiyor. Bizden 12 terörist istediler, biz onlar 15 sene içerisinde verdik. Şu anda yargı makamlarımız bu kişi ile ilgili kararlarını veriyor, bütün dosyaları gönderiyor. Hukuka, kanuna, zerre kadar saygıları yok. Siyasi kararlarla Türkiye’ye meydan okumaya yöneliyorlar. Beni bu noktada farklı görün. Ben bunların kararlarına kesinlikle saygı duymuyorum, inanmıyorum.

Ben o darbe girişiminde dimdik duran savcılarımız ve hakimlerimize şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bugüne kadar 4 binin üzerinde FETÖ’cü hakim, savcı görevden uzaklaştırılarak kurumun üzerindeki kara bulutlar dağıtılmıştır. Bylock konusunda ortaya çıkartılan Mor Beyin uygulaması bunun en somut örneklerinden biridir. Örgüt 11 binin üzerinde masum insanı ateşe atmaktan çekinmeyecek bir yönteme başvurmuştur. Gizledikleri kodlarla, insanları Bylock’un sitesine yönlendirmişlerdir. Amaçları mücadeleyi sulandırmaktır. Bu oyun da bozulmuştur. Soruşturmaların ve yargılamaların da aynı titizlikle yapılarak, masumlarla suçluların ayrımının ortaya koyacağına inanıyorum.

Milletimize çağrım, hakimlerimizi ve savcılarımızı itibarsızlaştırmaya yönelik ithamlara itibar etmemeleridir. Bize düşen sabırlık olmaktır. Hakim, savcı ve personel sayısındaki azalmaya rağmen hizmetleri daha hızlı şekilde veren adalet teşkilatı mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yeni alımlar ve hizmet için eğitimlerle, süratle personel eksiği tamamlanarak hizmetler daha üst kaliteye çıkartılıyor. Milletimize verdiğimiz adalet sözünü tutma yolunda kararlılıkla yürümeye devam ediyoruz.

Adalet ile ekonomi arasında da çok yakın bir ilişki var. Bize yatırımcı şunu sorar: Yargıda, şöyle şöyle oluyor. Bize garanti verebilecek misiniz? Biz de kendilerine “yanlışınız olmadıktan sonra tabii ki veririz” cevabını veririz. Bu güven bunları da ülkemize çekiyor. Para, cıva gibidir. Güvene ve istikrara doğru kendine en uygun yeri bulur ve oraya gider.

Ekonomi ile ilgili günümüzdeki kriterlerin kesinlikle adil olmadığı da bir gerçektir. Türkiye olarak en önemli yatırımları yaptığımız, en canlı üretime sahip olduğumuz dönemlerde dahi, kredi derecelendirme kuruluşlarının kasıtlı açıklamalarına maruz kalmış bir ülkeyiz. Büyümede 3. çeyrekte Türkiye dünyada 1 numara oldu. Yıl sonu itibarı ile yine büyümede dünyada ya 1 oluruz, ya 2, ya 3.

2013’ten itibaren bu tür kuruluşlar ülkemizi batırmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama nafile. Biz dimdik ayaktayız.

Dünya 5’ten büyüktür sözümüz, küresel adaletsizliğe karşı yapılmış en büyük başkaldırıdır. Biz altyapımızla, üstyapımızla hedeflediğimiz ekonomik büyüklüğe ulaşmaya çalışırken sürekli yavaşlatılmaya çalışıyoruz.