‘Cumhurbaşkanlığından servis edilen fotoğrafta Conkbayırı kahramanları detayı'

‘Cumhurbaşkanlığından servis edilen fotoğrafta Conkbayırı kahramanları detayı'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile görüşmesi sonrası servis edilen fotoğraf, önemli detaylar içeriyor. Conkbayırı’nda İngilizleri durduran 57. Alay sancağının, fotoğraf karesine girmesi Beştepe’nin ruh hali olarak değerlendirildi. Fotoğraftaki kadro ise Obama’nın Türkiye’ye ‘sopa’ ile mesaj vermesine karşı bir güç gösterisi niteliği taşıdığı kaydedildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Kasım’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sonrası basına servis edilen fotoğraf, bugün gündem maddelerinden birisini oluşturdu. Fotoğrafta Erdoğan ile birlikte Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve metin yazarı Hamdi Kılıç yer aldı.

Hürriyet gazetesi yazarı Murat Yetkin, Erdoğan-Trump görüşmesinin, ABD’de Trump karşıtları dahil çoğu kişiyi şaşırtan, belki de ters köşeye düşüren bir gelişme olduğunu kaydetti. Görüşmenin Beştepe’de de belli bir gerilim içinde yapıldığının, fotoğrafta yer alanların yüzlerine yansıdığını belirten Yetkin, dikkat çeken bir ayrıntının da Türk bayrağının yanına yerleştirilmiş 57. Alay sancağı olduğunu kaydetti.

SANCAKLI FOTOĞRAF

Yetkin, “Yarbay Mustafa Kemal Atatürk’ün subayları arasında yer alıp askerleri “Size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum” sözleriyle harekete geçirdiği Alay, mevcudunun üçte ikisini şehit verme pahasına İngiliz ordularını 1915 Çanakkale savaşında Conkbayırı’nda durdurmuştu. “Sancaklı fotoğraf” Beştepe’deki ruh halini yansıtıyordu. Belki bir anlamda önceki ABD Başkanı Barack Obama’nın elinde beyzbol sopasıyla, Erdoğan’la konuşması sırasında çekildiği izlenimiyle basına verilen ve Suriye iç savaşı nedeniyle yolların ayrıldığı günlere denk gelen fotoğrafına bir cevap niteliğindeydi. Belki de Trump’ın görüşme öncesinde Obama’dan enkaz devraldığını ima etmesine atfen verilmişti” görüşünü dile getirdi.

‘TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI TEK ELDEN YÜRÜTÜLÜYOR’

Gazeteci Fehmi Koru ise kişisel bloğunda, aynı fotoğrafı değerlendirdi. Göüşmede, Trump’ın, ülkesi adına, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na, PYD/YPG ile ittifakını en kısa zamanda bitirme sözü verdiğinin duyurulduğunu ifade eden Koru, “Bu vesileyle artık şunu biliyoruz: Türkiye’nin dış politikası tek elden yürütülüyor; o el de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ait. Kendisine o konuda kimlerin görüş ve düşünceleriyle katkıda bulunduğu da fotoğraftan anlaşılıyor: Çavuşoğlu, Fidan ve Kalın” dedi. Koru, özetle şunları yazdı:

“Fotoğrafın Trump’la telefon görüşmesinin hemen ardından Cumhurbaşkanlığı tarafından kamuoyuyla paylaşılması, bu tablonun herkes (‘herkes’ nitelemesi içerisinde Amerikalılar da var) tarafından bilinmesinin amaçlandığını gösteriyor.

İnsanın aklına Türk-Amerikan ilişkilerinin bozulmaya yüz tuttuğunun belki de ilk emaresi sayılabilecek bir başka fotoğrafın gelmemesi imkânsız.

Trump’ın selefi Barack Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la (o zaman başbakandı) yaptığı bir telefon görüşmesi sonrasında Beyaz Saray tarafından servise konulan ‘eli beyzbol sopalı Obama’ fotoğrafını…

'OBAMA'NIN SOPALI FOTOĞRAFI'

Müttefiki bir ülkenin en tepe yöneticisi ile görüşürken Obama neden elinde sopa tutar ve neden o sopalı fotoğrafının yayına verilmesini ister?

Herhalde bir mesajdı o fotoğraf…

Tıpkı Külliye’de Trump’la konuşulurken çekilmiş ve sonrasında yayına verilmiş Cumhurbaşkanlık kadrosu fotoğrafı gibi…

Fotoğrafta olanlar ve olmayanlar

Dışişleri Bakanı konumundaki birinin o fotoğrafta yer alması doğal; hatta onun varlığı Başbakan Binali Yıldırım’ın tablodaki eksikliğini bile hissettirmiyor; sonuçta hükümetin politikasını bakan uyguluyor.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü de, hayli zamandır, Külliye’nin ağzı ve kulağı durumunda; kısa süre önce AK Parti adına yazıp konuştukları varsayılan yazar ve yorumculara ayar verilmesi gerektiğinde, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, ‘‘Benim adıma konuşabilecek tek kişi’’ olarak o tanıtılmıştı zaten…

Fotoğraftan MİT Müsteşarının da dış politika belirlenirken görüşleri önemsenen biri olduğu anlaşılıyor.

Dış temasların çoğunda bu isimlerin yanında yer alan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın ise, fotoğraf çekilirken, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kritik Trump görüşmesi sırasında, Külliye’de bulunmadığı görülüyor.

Türkiye fotoğraftaki isimlerin katkısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirlediği dış politikaya sahip. Fotoğrafla verilen mesaj bu.

TRUMP’IN YANINDA KİMLER OLURDU?

Peki, ya Trump?

Trump da fotoğraf yayınlasaydı, yanında kimler olurdu?

Beyaz Saray Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefon görüşmesi yaptığı sırada Trump’ın ne halde olduğunun, yanında kimlerin bulunduğunun bilinmesini, belli ki, istememiş; istemiş olsaydı Amerika tarafı da fotoğraf yayınlardı.

Oysa paylaşılmayan o fotoğraf da olağanüstü önemli.

ABD adına verdiği sözler sırasında Trump’a kimler tanıklık etti?

Merak edilmeye değer bir konu bu.

Trump’ın şu anki durumu Watergate sonrası Richard Nixon’ın durumundan fazla farklı değil çünkü.

‘TÜRKİYE ABD’YE KADRO İLE CEVAP VERİYOR’

Beyaz Saray’da henüz birinci yılını doldurmadan, Donald Trump, altındaki koltuk sallanan bir politik figür görüntüsünde. Kendisiyle birlikte Beyaz Saray’a getirdiği çekirdek kadrodan yanında tek kişi kalmadı; kimi kendiliğinden onu terk etti, çoğunun kellesini kamuoyu baskısıyla bizzat Trump aldı.

Hükümetinde yer alan bakanların başına buyruk davranışları, Başkan ile ters düşmekten çekinmeyen tavırları dikkat çekiyor.

Amerikan medyası Trump’a ‘‘Gidici’’ muamelesi çekiyor.

Durum şu: Türkiye ile ABD temel politik hassasiyetler konusunda görüşürken, bir taraf (Türkiye) güçlü ve bu sebeple verdiği söz değer taşıyan bir yetkiliyle temsil ediliyor, diğer taraf (ABD) ise bugünden yarına yönetimde kalacağı kuşkulu zayıf biriyle…

Obama Türkiye’ye ‘sopa’ ile mesaj veriyordu, şimdi Türkiye ‘kadro’ ile ABD’ye mesaj veriyor.

Güç gösterisi mesajı…

Sopalı mesajı unutmamıştık, bu fotoğraf da unutulmayacaktır."