Cumhuriyet Davası'nda üçüncü gün tamamlandı

Cumhuriyet Davası'nda üçüncü gün tamamlandı

Cumhuriyet'in yazar, yönetici, muhabir ve avukatlarının yargılandığı davanın ilk duruşmasında üçüncü gün bugün görüldü. Tutuklu sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti, tutuksuz 5 sanıktan Yenigün A.Ş. eski Mali İşler Müdürü Bülent Yener ile gazetenin muhasebe müdürü Gülseri Özaltay'ın da savunmalarını aldı. Yener ve Özaltay haklarında tüm iddiaların asılsız olduğun belirterek beraatlerini istedi.  Duruşmayı yarına erteleyen mahkeme heyeti, yarın gazetenin tutuksuz yazarl

Çoğulcu demokrasiyi, sağlıklı bir çevrede yaşamayı savundum. Suçlamaların tamamını reddediyorum. Ne benim ne ailemin boğazından FETÖ'nün tek kuruşu geçti. Gülerce tanık, ben sanık koltuğunda oturuyorum. 9 aydır hapisteyim. Tescilli FETÖ'cü Hüseyin Gülerce serbest, ben tutukluyum.Hiçbir Cumhuriyetçi Pensilvanya uçaklarına binmedi. Yıllarca FETÖ'yü öve öve bitiremeyen,yere göğe sığdıramayanlar, Hocaefendi Hazretleri derlerdi.Böyle bir ifadeyi hiç kullanmadımHenüz iddianame bile hazırlanmadan terörist dediler.

Henüz iddianame bile hazırlanmadan terörist dediler. Muhabirlikle başladım gazeteciliğe. 6 yaşında bir kızım var. Türkiye'de çevre konusunda duyarlılık oluştuysa, küçük de olsa benim de gazeteci olarak katkım var. Bunun için mutluyum. Akdeniz foklarını, endemik bitkileri yazdım. 10 yıl boyunca üniversitede ders verdim. 2000'e yakın öğrenci yetiştirdim.

Amaç Cumhuriyet'i susturmak ve tüm gazetecilere gözdağı vermek. Telefonumda Bylock yok. Hiçbir Cumhuriyet yazarı veya yöneticisinin de yok. Gazetede bugüne kadar 2 bini aşkın haber röportajım yayınlandı, bir tane terör övgüsü bulamazsınız. Basın Bayramı'nda gazetecilikten yargılanıyoruz ve gazetecilik suç değildir diyoruz.

15 Temmuzun taşlarını döşeyenler cumhuriyetçiler değildir. Vakıf'ta ha bire proje ürettim. Cumhuriyet dijital yayıncılıkta geri kalmasın diye, o yönde katkıda bulundum. 40 yıldır Feto ile mücadele etmektedir bu gazete, 35 yılına ben şahidim.

İddianamede 267. sayfada 'BYLOCK' kullanıcısı 2 şüpheli ve haklarında FETÖ soruşturması bulunan 2 kişiyle iletişim kaydı bulunmaktadır' diyor. Oysa daha yakından baktığımızda bu iddiaların gerçek olmaıdğını görüyoruz. 'Bylock'cu olduğu iddia edilen kişilerle 2013'te konuşmuşum, iddianameye gore 'Bylock'un ilk sürümü 2014'te yayınlanmış. 

ETS Turizm ile ilgili iddia doğru. Tatil için rezervasyon yaptırdım fakat şirketin hala ilanları tam sayfa yayınlanıyor. Bu şirketle görüşmek suçsa 2014'ten bu yana rezervasyon yaptıran 2 milyon 400 bin suçlu aramızda dolaşıyor. 'Bylock'cularla görüşmek suçsa Türkiye'de 12 milyon suçlu var.

Bu iddianamede gerçekten niyet okumak diye bir şey var. “FETÖ'cülerle irtibat suçtur” diyen mantığa ben niyet okuma derim. Niyet okursam, “Bu iddiayı öne sürenler Türk yargısını çökertmeye çalışıyor” derim.Zeynep Özatalay'ın kaleminden Hakan Kara'nın savunması:

Duruşmada Hakan Kara'nın ardından Turhan Günay savunmasını yaptı. Günay'ın savunmasından sonra duruşmaya ara verildi.

İşte 3. gününde devam eden Cumhuriyet davasında Turhan Günay'ın savunması:

1985'de başladığımda Cumhuriyet dürüst gazetecilik yapılan tek yerdi. Halen de öyledir. Cumhuriyet'e Hasan Cemal ve Okay Gönensin'in davetiyle geldim. 25 yıldır Kitap Eki'ni yönetiyorum.

İlk davamın üzerinden neredeyse 40 yıl geçti. Bütün davalarım beraatle sonuçlandı. Ben hiçbir zaman vakıf üyesi olmadım.

Bir kez dergiyi baskıya verirken boşluk kalınca, Oğuz Aral bir papatya çizdi komünizm propagandasından yargılandık 1 Mayıs haftasıydı.

Hiçbir zaman vakıf üyesi olmadım ama dosyada vakıf yönetim kurulu üyesi olduğum yazıyor.

Kitap fuarlarına davet için çağrıldığım telefon konuşmaları suça delil sayılmış. Sırf bu nedenle 267 gündür tutukluyum, şaka gibi.Turhan Günay'a "Neden 3 kere boşandınız?" diye soruldu.

Turhan Günay "Annem ben bebekken ölmüş, ölüm tarihini bilmiyorum, savcı bey sayesinde öğrendim, teşekkür ederim. Boşanmalarımı da anlatayım mı?" diye yanıtladı.

Günay'ın savunması sona erdi, duruşmaya ara verildi.Cumhuriyet davasını takip eden Zeynep Özatalay'ın fırçasından savunmasını yaparken Turhan Günay:

Ahmet Şık savunma yapıyor

Duruşmada şu an Ahmet Şık'ın savunması sürüyor.İşte Ahmet Şık'ın savunması:

Söyleyecek fazla şeyim yok ama size aradığınız örgütün yol haritasını çıkartacağım. Yeni Türkiye denen garabeti inşa eden iki güç ayrıştı, adına iktidar denen kanalizasyon patladı. 

Medya köşelerinden yapılan tehditler yaşanacakların işaretiydi. Ortalığı pislik götürdü, götürüyor.Devletin sahibinin kim olacağına ilişkin kavgaya tutuştular. Bu kavga, darbe girişimine kadar uzandı. Hakikati dile getirenlerin seslerinin kısılmaya çalışıldığı günlerden geçiyoruz. OHAL ile temel haklar askıya alındı. 

RTE 'Bu darbe allahın bize bir lütfudur' dedi. Ağzından kaçırdı. Şimdi bu lütfu yaşıyoruz. Nuriye ve Semih kardeşime dahi yanıt hapishane oldu. Yargı bağımsızlığı ortadan kaldırıldı. HDP genel başkanları esir edildi. 10 binlerce insan darbecilik-FETÖ’cülük suçlamasıyla gözaltına alındı50 binden fazlası tutuklandı.İşkencelerden geçirilenler oldu.

 KHK'larla liyakatin değil biatin esas alındığı AKP kadroları oluşturma yoluna gidildi Kamu'da. Mahkeme başkanı "Savunmaya bağlı kal Ahmet Şık, köşe yazısı yazmanı istemiyoruz" dedi. Ahmet Şık 'Savunmamın tamamını dinlerseniz anlayacaksınız' diye cevap verince Mahkeme Başkanı müdahaleyi kesti. Şık savunmasına devam ediyor. 

Erdoğan uykusunda konuşsa canlı yayın yapmak zorunda olan televizyon kanallarında, iktidar komiserleri olmadan siyasal program yapmak yasak.15 Temmuzda darbe engellendi ama cunta iktidar oldu. Medyanın tamamını iktidar borazanı haline çevirenler korkacağımızı, susacağımızı sanıyor anlatmaya devam edeceğiz.

FETÖ'nün idealize ettiği model 15 Temmuz sonrası başarılı oldu. Tam da bu nedenle FETÖ ne istediyse AKP vermiştir.Şimdi o dönemin suç ve günahlarının tüm yükünü Gülen Cemaati’nin sırtına yükleyerek kendi rollerini ve suçlarını gizlemeye çalışıyorlar. Cemaatin tehlikeli hale gelecek güce erişmesinin en büyük sorumlusu, “Ne istedilerse veren” Erdoğan ve AKP’dir. Dolayısıyla Erdoğan ve AKP 15 Temmuz kalkışmasının da sorumluları arasındadırlar. 

Mehmet Dişli ve Partigöç' ün hazırladığı teklifi AKP'liler olduğu gibi kabul ederek kanunlaştırdılar. 2012 Mayıs’ında yapılan yasal değişiklikle, askeri personelin 15 yıllık mecburi hizmet süresi 10 yıla indirildi.Cemaat böylece, kendilerinden olmayan subaylardan bazılarının ordudan ayrılacağını hesaplıyordu. Öyle de oldu. Gülen ile mücadele planlı MGK kararını hiç uygulamadiklarını Erdoğan, Gül ve Bülent Arınç itiraf ettiler. 

Hayır kandırılmadınız, birlikte bizi kandırmaya çalıştınız. Şimdi de Cumhuriyetten FETÖ çıkartmaya çalışıyorsunuz.Bekir Bozdağ, yargının Gülen cemaatine teslim edilmesinin baş sorumlularından birisidir. Biz FETÖ sebebiyle hapsedilmişken Bekir Bozdağ geçen haftaya kadar adalet bakanıydı.Kendi yaptığı atamaların ihraçlarını yönetiyordu.

Davayı takip eden Zeynep Özatalay'ın fırçasından Ahmet Şık savunmasını yapıyor...

Cumhuriyet Gazetesi davasında tutuklu sanıkların savunmaları tamamlandı

Gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart'ın sanıkları arasında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarına yönelik 19 sanıklı davanın üçüncü günü sona erdi. Tutuklu sanıkların tümünün savunmaları tamamlandı. 

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuklu sanıklardan son olarak, Sosyal medyada "Aksilahlanma" etiketini açarak kampanyaya dönüştürdüğü ve örgüt lehine faaliyette bulunduğu gerekçesiyle tutuklanan "JeansBiri" adlı Twitter kullanıcısı olduğu ileri sürülen Ahmet Kemal Aydoğdu yaptı. 


"BYLOCK KULLANAN KİŞİLERİN TAMAMI OKUL ÇEVRESİNDEN..."

Ahmet Kemal Aydoğdu savunmasında  HTS kayıtlarında görüşme yaptığı ve ByLock kullanıcıları olduğu iddia edilen telefon numaralarının tamamının, biyoloji öğretmeni olarak görev yaptığı okulundaki öğretmenler, yöneticiler ile öğrenci velileri olduğunu söyledi. Görüşmelerinde öğretmen veli çerçevesinde gerçekleştiğini öne sürdü. 


'JEANSBİRİ' HESABINI KABUL ETMEDİ 

Tweeter'daki 'Jeansbiri' hesabının kendisine ait olmadığını savunan Aydoğdu, bu hesaptan yapılan "Aksilahlanma" tagını da kendisinin açmadığını söyledi. Yakalandığı evde bulunan paranın ise evin sahibi olan arkadaşına ait olduğunu, arkadaşının da bunu polise beyan ettiğini söylediğini belirtti. Aydoğdu, kendi evinde yapılan aramada ise herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını ifade etti.  


"BYLOCK KULLANICISI OLDUĞUNU İDDİANAMEDE ÖĞRENDİM"

ByLock kullandığı iddialarını kabul etmeyen Aydoğdu, "Savcılık ve sulh ceza hakimliği sorgularında ByLock ile ilgili herhangi bir soru yöneltilmedi. Ancak hakkımda hazırlanan iddianamede ByLock kullanıcısı olarak gösterildiğimi gördüm" dedi. 


"KPSS'Yİ KAZANAMADIĞIM İÇİN BU OKUL BENİ KABUL ETTİ"

FETÖ ile bağlantılı bir okulda görev yaptığı iddialarına yönelik ise Aydoğdu, "Ben, KPSS'yi kazanamadım. Bu nedenle birçok özel okula başvurdum. Beni bu okul kabul etti. 2011 yılında bende çalışmaya başladım. Ben merdiven altı bir okulda çalışmadım. Yasal bir okulda çalıştım" dedi. Aydoğdu savunmasını tamamlarken "Bu gazetecilerin içinde bir öğretmenim onur duydum ama bu ayrı" dedi.


TUTUKLU SANIKLARIN SAVUNMALARI TAMAMLANDI

Tutuklu sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti, tutuksuz 5 sanıktan Yenigün A.Ş. eski Mali İşler Müdürü Bülent Yener ile gazetenin muhasebe müdürü Gülseri Özaltay'ın da savunmalarını aldı. Yener ve Özaltay haklarında tüm iddiaların asılsız olduğun belirterek beraatlerini istedi.  Duruşmayı yarına erteleyen mahkeme heyeti, yarın gazetenin tutuksuz yazarları Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya ve Orhan Erinç'in savunmalarının alınacağını açıkladı.