Diyanet krizi ve İsrail ile kavganın perde arkası 

Diyanet krizi ve İsrail ile kavganın perde arkası 

YURT Yazarı Süleyman Kılıç, Diyanet krizi ve İsrail ile kavganın perde arkasını yazdı. Körfez ülkelerinin ambargosu sonrası gıda yardımında bulunduğumuz ve ortak tatbikat amacı ile asker gönderdiğimiz Katar, Kıbrıs'ın tam bağımsızlığını tanıma ve Kıbrıs Gazına TPO'yu ortak etme önerisine neden soğuk baktı? Suudi Arabistan Kralı Salman, Türk tezine niye ilgi göstermedi?

Çare, Milli Mutabakat

Süleyman Kılıç 


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son Suudi Arabistan gezisinde aradığını bulamadı.
Suudi Kralı Selman ve ekibi Erdoğan’ın Katar sorununa yönelik çözüm beklentilerine karşılık ‘sonuca ve talebe yönelik’ bir adım atmadı.
Katar ile Türkiye üzerinden uzlaşmaya yanaşmadı, tam tersi mesaj verdi:
Katar’a uluslararası deklarasyonla diyeceğimizi dedik.
Ardından da Türkiye yerine, Fas’a dinlenmeye gitti.
Yetmedi..
Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri de bozulmaya başladı.
En önemli sebep Katar Gazı da denilen Kıbrıs Doğalgazı.
Bu konuya biraz sonra geleceğiz.
Erdoğan İsrail ile Mescid-i Aksa ve Filistin konusunda ayrı düşünce.
Fetva makamı olan Suudi Arabistan’ı da Mısır’ı da yanında bulamadı.
Yine Fetva makamı olan El Ezher’i de..
Bu ne anlama geliyor?
Erdoğan talipli olduğu Sünni dünyadan tamamen dışlanıyor.
Önder olma bir yana…
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez’in de istifasının arka planında yatan sebeplerden birisi Mescid-i Aksa krizi olduğu söyleniyor.
İddiaya göre zaten Bekir Bozdağ’ın Diyanetten sorumlu Bakan olmasından rahatsız olan Mehmet Görmez geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesine çağrıldı. Mescidi-i Aksa ile ilgili çok sert bir Cuma hutbesi taslağı gündeme geldi. Başkan Görmez de buna yanaşmayınca ipler koptu.
Bu kopuş aynı zamanda 15 yıldır Fethullah Gülen yani FETÖ’ye tavizler veren AKP iktidarlarına karşı Nakşi ve Nur Cemaatinin de Erdoğan’a mesafe koyuşudur. Görmez giderayak FETÖ ile ilgili raporu açıkladı. Bombayı Bekir Bozdağ’ın dolayısıyla Erdoğan’ın kucağına koydu gidiyor.
İlim yapacağı demecinin satır aralarında altında yatan sebep de bu.
Daha müspet ilimle uğraşan din adamlarını yetiştirmek. Yol gösterici,  tasavvufu ve sevgiyi hakim kılan
 Bir İslam anlayışını hakim kılmak. Yani bir anlamda Anadolu İslam’ını hakim kılmak.
İsrail 100 yıllık revervi olan Kıbrıs Gazında Kıbrıs Rum kesiminden vazgeçmiyor. Türkiye’yi dışladı. Fransız ve Mısır’ı muhatap alıyor. Türkiye’de Erdoğan da, haklı olarak buna tepki koymaya çalışıyor.  Mescid-i Aksa üzerinden gitmeye çalışıyor. Ama ilişkiler o kadar yıpranmış ki, dikiş tutmuyor. Suriye’de İblid’de El Kadie ile komşu olduk. Operasyon için NATO izin vermek istemiyor. Kıbrıs gazında TPO devre dışı. İngiltere azınlık hükümeti ile başının derdine düşmüş.  Bırakın İngiltere’yi, çok koruduğumuz Katar bile Erdoğan’ın Kıbrıs’ı tanı ricasını kırdı, yerine getirmedi. Kıbrıs gazını TPO ile yap ricasını da geri çevirdi.
Sonuç. Biz bize kaldık.
Türkiye’de değişim kaçınılmaz.
Siyasette de..
İç ve dış siyasette de bu şart.
Bu değişimi bütün yıpranmışlığına rağmen Erdoğan farkında.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da..
Türkiye iç siyasette rahatlayamazsa, uluslar arası arenada daha da yalnız kalacak.
Yeni siyaset, yeni kadrolarla oluyor.
Erdoğan bu sebeple çok hızlı.
CHP mi?
Türkiye’nin içte ve dışta yeni kadroları ancak CHP kurabilir.
CHP de yeni siyaset anlayışı ve kadrolara ihtiyaç var.
Türkiye için.
Bu anlamda olağanüstü ya da normal kurultayda yenilenme ve değişim kaçınılmaz.
Çare mi?
Milli Mutabakat. Her anlamda..