Erdoğan: Bedelini ödeteceğiz!

Erdoğan: Bedelini ödeteceğiz!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10. Büyükelçiler Konferansı'nda konuşutu. Erdoğan, 'Ekonomide, fakir fukaranın rızkının finans lobilerine peşkeş çekilmesine göz yummadık. Döviz kurundaki gelişmelerin, ekonomik hiçbir temeli olmadığı, tamamen ülkemize bir saldırı mahiyeti taşıdığı herkesin ortak tespitidir. Dünyada bir, dünya ticaret örgütü var. Şu atılan adımlara baktığınız zaman bunun dünya ticaret örgütünün umdeleriyle yakından uzaktan bir alakası var mı? “Ben yaptım oldu” diyemezsin. İstedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe’de Büyükelçilere seslendi. Erdoğan, "Neler söylüyorlar? İşte “C planı… C planının arkasında yatan şu.. Nedir? Sermayeye el koyma…” Sen benim hafıza kayıtlarımı nereden okuyorsun? Bunlar falcı mıdır nedir? Anlamak mümkün değil. Böyle bir şey mi açıkladık? Neye göre bunları söylüyorsun. Bunlar maalesef gerçekten ihanet şebekesi. Ama biz bunlara yüz vermeyeceğiz. Gereği neyse, işte bu tür spekülasyonları yapanlara da gereken bedeli ödeteceğiz" dedi.

İşte Erdoğan’ın mesajlarından satır başları:

Cumhurbaşkanlığı görevini devraldığım günden beri siyasette olduğu gibi özelikle de dış politikada yoğun bir temponun içinde oldum. Makamında oturan değil, koşan, koşturan bir cumhurbaşkanı olmaya çalışıyoruz. Nasıl 81 vilayetimizin meseleleriyle yakından ilgileniyorsak, yurt dışında da ülkemizin gücüne güç katmak için gayret sarf ediyoruz.

4 yıllık süreçte resmi ziyaret, çalışma ziyareti bağlamında toplam 113 yurt dışı seyahati gerçekleştirdik. Uzun yıllar ilişkilerimizin kısıtlı seyrettiği ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmenin yollarını aradık. 50’si resmi ziyaret olmak üzere 60 devlet başkanını ülkemizde misafir ettik.

Konferans, uluslararası ilişkilerimizin durumu, geleceği ve başarısı açısından çok kıymetli bir imkan. Tabi bu seneki toplantının daha öncekilerden farkı, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk konferansı olmasıdır.

24 Haziran gecesi sandığın renginin belli olmasıyla beraber daha önceki tartışmaların hiçbiri yaşanmamıştır. Millet sandığa giderek hem yürütmeyi, hem de yasama organını belirlemiştir. Milletimizin alkışlanması gereken bir diğer başarısı böylesine kritik bir değişikliği sandık yoluyla, tamamen demokrasinin kurallarını işleterek yapmasıdır. Dünyanın bir çok bölgesinde gerilimlere, kutuplaşmalara hatta kanlı çatışmalara sebep olabilecek tarihi bir değişim; Türkiye’de demokrasi şöleni havasında gerçekleşmiştir.

Sistem ne kadar mükemmel olursa olsun, başarısını ya da başarısızlığını belirleyecek olan temel faktör insandır, insan unsurudur. İnsanı dikkate almayan hiçbir sistem başarılı olamaz. İnsanı motive etmeyen hiçbir model hedeflerine ulaşamaz. Yeni yönetim sistemimizin de başarı çıtasını hiç şüphesiz insan belirleyecektir.

Memurundan amirine, uzmanından başkanına, valisinden büyükelçisine kadar herkes tam bir koordinasyon içerisinde büyük ve güçlü Türkiye ideali için çalışmak, üretmek ve mücadele etmek zorundadır. Çatışmalara, yersiz kaygılardan veya koordinasyon eksikliğinden kaynaklanan vakit kayıplarına asla tahammülümüz yoktur. Genel müdürün rolü ne kadar mühimse vatandaşlarımızın güvenliği için gece uykusundan fedakarlık yapan bekçimiz de o kadar mühimdir.

Statüsü, konumu, unvanı ne olursa olsun devlet teşkilatımızın tüm kadrolarının aynı adanmışlıkla meseleye eğilmesi gerekiyor. Hiç kimsenin sistemi tıkamasına, yavaşlatmasına müsaade edemeyiz. Şüphesiz bunu sağlayacak olan da öncelikle kurumların üst yöneticileridir. Yeni dönemde üst kademe yöneticilerimizin omuzlarına eskisine göre çok daha büyük sorumluluklar düşüyor. Özellikle bulundukları ülkelerde devletimizi temsil eden siz değerli büyükelçilerimizin mesuliyetleri daha da ağırlaşıyor.

Emekleriniz için her birinize şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği uluslararası zaferlerde siyasi iradenin kararlı tavrının yanında siz büyükelçilerimizin de çok önemli payı bulunuyor. Hariciye teşkilatı güçlü olmayan bir devletin, beynelmilel ilişkilerde güçlü olması beklenemez. Ülkemiz bu noktada gerçekten yetkin, nitelikli, kadim değerlerimizi içselleştirmiş, dünyayı ve Türkiye’yi yakından takip eden bir hariciye kadrosuna sahiptir.

Açıkçası bu kadroyu yeteri kadar etkin şekilde maalesef kullanamadığımıza da inanıyorum. İnşallah yeni dönemde sizlerden daha büyük gayretler ve sonuçlar bekliyoruz.

"BU ATAKLARIN FARKLI BİÇİMLERİNE KARŞI DA HAZIRLIKLI OLMALIYIZ"

Görünen köy kılavuz istemez. Son birkaç haftadır yaşadığımız hadiseler hepimize şu gerçeği bir kez daha gösterdi. Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide bir kuşatmayla karşı karşıyadır. Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralıkla devam eden, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle bir üst aşamaya taşınan saldırıların bir müddet daha devam edeceği açıktır. Türkiye’nin milli onurunu, şahsiyetini hedef alan bu atakların farklı biçimlerine karşı da hazırlıklı olmalıyız.

Göreve geldiğimiz andan beri milletin emanetini namusumuz bilip üzerine gölge düşürmedik. Siyasetin yeniden vesayetin emrine girmesine izin vermedik. Toplumsal çatışma senaryolarını milletimizle sırt sırta vererek engelledik. Terör örgütleri üzerinden kurulan oyunları deşifre edip önüne geçtik. Suriye’de DEAŞ ile mücadele bahanesiyle, oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna rıza göstermedik.

"İSTEDİĞİN KADAR BAŞKAN OL"

Ekonomide, fakir fukaranın rızkının finans lobilerine peşkeş çekilmesine göz yummadık. Döviz kurundaki gelişmelerin, ekonomik hiçbir temeli olmadığı, tamamen ülkemize bir saldırı mahiyeti taşıdığı herkesin ortak tespitidir. Dünyada bir, dünya ticaret örgütü var. Şu atılan adımlara baktığınız zaman bunun dünya ticaret örgütünün umdeleriyle yakından uzaktan bir alakası var mı? “Ben yaptım oldu” diyemezsin. İstediğin kadar başkan ol, ne olursan ol. Akşam yatıp sabah kalkıp demir çeliğe şu kadar vergi koydum diyemezsin.

Uluslararasında güven bir şey kalır mı? Bir taraftan stratejik ortak olacaksın, öbür taraftan stratejik ortağına evet, ayaklarına kurşun sıkacaksın. Bir taraftan Afganistan’da herkes terk ederken beraber olacaksın, Somali’de NATO’da beraber olacaksın, sonra kalkıp stratejik ortağını sırtından vurmaya yöneleceksin. Böyle bir şey kabullenebilir mi? Bunlara eyvallah etmemiz mümkün değildir.