'Erdoğan herkesi kucaklayacağını müjdeliyor, bir çok akılsız muhalif inanıyor'

'Erdoğan herkesi kucaklayacağını müjdeliyor, bir çok akılsız muhalif inanıyor'

Yazar Can Ataklı bugünkü köşesinde AKP'nin birlik müjdesine inanan muhalifleri eleştirdi.

Can Ataklı Sözcü'deki köşesinde "Öyle bedavaya birlik beraberlik olmaz önce hukuk ve demokrasi geri gelmeli" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yazısında "Erdoğan, Omuz omuza olunması halinde, dış güçlerin üstesinden gelinebileceğini söylüyor. Kulağa elbette çok hoş geliyor bu söylem. Ama bunu ilk kez duymuyoruz ki" ifadelerine yer veren Ataklı, "Çok hızlı bir anayasa değişikliği ile tekrar parlamenter sisteme dönülmelidir" dedi.

"Pontus" kumpasının da boşa düştüğünü dile getiren Ataklı, AKP'nin Kürt seçmen stratejisine de değindi. 

İşte yazının ilgili bölümleri: 

Açık söyleyeyim kendi hesabıma son birkaç gündür kulaklarım pek rahat.
Çünkü mesleğim ve görevim gereği AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın konuşmalarınıdinliyorum ama bir iki gündür küfür, hakaret, aşağılama, tehdit kelimelerini hiç kullanmıyor.
Tam tersine “birlikten” söz ediyor.
“Herkesin ele ele vermesi” halinde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey olmadığını anlatıyor.
Omuz omuza olunması halinde, dış güçlerin üstesinden gelinebileceğini söylüyor.
Kulağa elbette çok hoş geliyor bu söylem.
Ama bunu ilk kez duymuyoruz ki.
Erdoğan bu tür konuşmaları iki zamanda yapıyor.
Birincisi seçim kazandığında.
Çıkıyor balkona herkesi kucaklayacağını müjdeliyor, birçok akılsız muhalif de buna inanıyor.
İkincisi başı sıkıştığında.
Şu anki ruh hali “başının çok sıkışmış olduğunu” gösteriyor.
Ekonomi facia.

***

İnsan hakları ve özgürlükleri tekrar geri getirilmelidir.
Bugünkü yapı ile bile bu başarılabilir.
Çok hızlı bir anayasa değişikliği ile tekrar parlamenter sisteme dönülmelidir.
Cumhurbaşkanlığı yine sembolik hale getirilmeli, bundan sonraki seçimi yine parlamento tarafından yapılmalıdır.
Cumhurbaşkanı bugünkü Meclis'ten bir kişiye hükümet kurma görevi vermelidir.
Bu kişi, ister ikili koalisyon, ister azınlık hükümeti denemeli ya da ulusal bir konsensüs sağlanarak “milli birlik hükümeti” kurulmalıdır.
Bu parlamento hızlı biçimde güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemin esas olduğu, kişi haklarını, fikir ve inanç özgürlüklerini kesin güvence altına alan bir anayasa yapmalıdır.
Bu durumda bir ya da iki yıl içinde seçime gidilebileceği gibi, önümüzdeki 4 yıl bu yönetimle de gidilebilir.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Rum, Yunan, Pontus yaygaralarının tam bir kumpas olduğu ortaya çıktı

'Erdoğan herkesi kucaklayacağını müjdeliyor, bir çok akılsız muhalif inanıyor'

Bazen insan “Bu kadarı da olmaz ki” diyebilir.
Ama 17 yılda öğrendiğim bir şey varsa o da şu; “Söz konusu olan AKP ise akla hayale gelmeyen her şey yapılabilir.”
Dün bu köşedeki fotoğrafları hatırlıyorsunuzdur mutlaka.
Erdoğan'ın hahamlarla yaptığı görüşmenin fotoğrafını değiştirip sanki İmamoğlu, hahamlarla görüşüyormuş gibi yayınlamışlar bir de üstüne; “Siyonizmin dostu Ekrem Hahamoğlu, tepkisiz kalma eey Müslüman” diye yazmışlardı.
“Bu kadar da rezillik olmaz” diye düşündünüz mutlaka.
Ama dün bir başkası daha çıktı.
Yunanistan'ın en büyük gazetelerinden biri olan Etnos “İstanbul'u bir Ruh kazandı”başlığı ile çıktı.
Daha önce adı pek bilinmeyen bir internet sitesinde benzer bir haber yayınlanmıştı.
O internet sitesi, “Konstantinopolis'in yeni başkanı Pontuslu bir Rum” başlığını kullanmıştı.
AKP'nin İBB Meclis Başkanvekili Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, İmamoğlu'nun doğum yerinin Trabzon olduğunu hatırlatarak “Rum benzetmesi” yapmış ve büyük bir oyun oynandığını ileri sürmüştü.
Evet, büyük bir oyun olduğu ortaya çıktı.
Muhtemelen isimsiz bir internet sitesinin haberinin çok etkili olmadığı görüldü ve bu kez çok satışlı bir gazetenin de manşetine İmamoğlu taşındı.
İşe bakın ki bu gazetenin sahibi çok ilginç bir kişi.
Rus oligarklardan biri olan Trabzon kökenli İvan Savvidis, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yakın dost.
Türkiye'ye geldiğinde Bakan'la çok sıcak görüşmeler yaptığı biliniyor.
Türkiye ile yakın ilişkisi olan, AKP'lileri yakından tanıyan bir Rus oligarkın, İmamoğlu'nu “Pontuslu Rum” olarak tanıtmasının yaratacağı etkiyi bilmemesi mümkün olabilir mi?
Çok açık görülüyor ki, kaba bir tezgah hazırlanmış.
Bu tezgahın içinde hükümetin bir bakanının olması da ayrı bir ayıp ki, söylemeye dilim varmıyor.
Artık “Aklımıza hayalimize gelmeyecek” tezgahlar bu kadar ucuzlamışsa, demek ki AKP'nin İstanbul'daki durumu gerçekten çok kötü.