Erdoğan'ın eylem planının arka yüzü

Erdoğan'ın eylem planının arka yüzü

100 günlük eylem planı ile sağlıkta “yeni şirketlerin” müjdesi verildi. Doğa talanına yol açacak yeni ihaleler ve “yap, işlet devret” modeli patronların yüzünü güldürdü.

24 Haziran seçimlerinde çoğunluğu kaybetmesine rağmen MHP ile kurduğu ortaklık sonucu iktidarı elinde tutan AKP’nin 100 günlük eylem planı, çevre ve birçok alanda talanı beraberinde getirdi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan “100 günlük eylem planından” yine şirketlere ve yabancı yatırımcılara “müjde” çıktı. Birçok alanda 100 gün içerisinde hükümetin atacağı adımları ifade eden planın içinden yabancı hastalara öncelikli sağlık sistemi, acil servislerde “pansuman tedavi” dönemi, yapımına karşı yargı mücadelesi verilen termik santral, çevre talanı, emekliye ölüm sınırı ve öğrenciye sanayi yolu çıktı.

Sağlıkta şirketleşme
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından “müjdelenen” vaatler ve iç yüzleri şu şekilde:

Vaat: Türkiye’yi sağlık turizminde marka haline getirmek için bu alanda faaliyet gösteren kurumların sayısı artırılacak, Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi kurulacak.

Gerçek: Yeni düzenleme ile hisselerinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ait Uluslararası Sağlık Hizmetleri unvanı ile bir anonim şirket kurulacak. Sağlık turizminden döviz geliri sağlamak amacıyla kurulan bu şirket, ülkede sunulan hizmetlerin tanıtımı konusunda “piar” çalışması yapacak. Uzmanlar bunun “yabancılara öncelikli sağlık hizmeti” anlamına geldiğini vurguluyor.

‘Pansuman tedavi’ dönemi
Vaat: Hastanelerin acil servislerindeki yığılmayı engellemek için gereken önlemler alınacak.

Gerçek: Acil servislerde yaşanan yoğunluk sorununun çözümü için Sağlık Bakanlığı, aile hekimlerinin daha çok rol alacağı yeni uygulama başlatacak. Bu kapsamda 75 bin nüfuslu yerlere kurulacak mini hastanelerin saat 23.00’e kadar açık olacağı da duyuruldu. Türk Tabipleri Birliği ise bunun bir “pansuman tedbir” olduğunu ve böylesi tedbirlerin sağlık hizmetlerini aksatacağını söyledi.

‘Öğrenciler sanayi bölgelerine’ vaadi
Vaat: Mesleki eğitimde organize sanayi bölgeleri ve üniversitelerle işbirliği güçlendirilecek.

Gerçek: Plan ilk olarak, “meslek lisesi memleket meselesi” projesi kapsamında gündeme geldi. Yüksek öğretime geçişi azaltmak, orta öğretim mezuniyetinden direkt ara eleman olarak yetişmenin önünü açmak için düzenlendi. Ancak son dönemde meslek lisesi mezunu öğrencilere iş insanlarının “ilgisinin” de azaldığı açığa çıktı.

‘Yap işlet devret’ yağması sürecek
Vaat: Kanal İstanbul Projesinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve Etüt Proje İşleri tamamlanacak.

Gerçek: Bu projeyle 20 milyon nüfuslu bir şehir olan İstanbul’da tonlarca metreküp toprağın yer değiştireceği ve bunun İstanbul depreminin tetikçisi olacağı uyarısı yapılıyor. ÇED işlemlerinin tamamlanacağı ifade edilen Kanal İstanbul’un yapım çalışmalarında kirliliğin artacağı ifade ediliyor. Uzunluğu 45 km, genişliği 150, derinliği ise 25 m olarak tasarlanan Kanal İstanbul’un ilk ÇED başvuru raporuna göre 1.5 milyar metreküp hafriyat çıkacak.
Vaat: 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli’nin yap-işlet-devret modeliyle inşası için ihaleye çıkılacak.

Gerçek: Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Şehir Hastaneleri gibi son dönemin büyük inşaat projeleri “yap, işlet, devret” modeli ile hayata geçirildi. Bu model ile ihaleyi alan genelde “yandaş” şirketler olurken bu şirketler yapıyı uzun süre işletme hakkına da sahip oluyor. Çoğunluğu en az 29 yıl olan bu süre boyunca “devlet garantisi” de veriliyor. Yapıyı günlük olarak belirlenen sayıda kişi kullanmazsa aradaki fark hazineden şirkete aktarılıyor.

Emekli ‘ölüm sınırında’ yaşayacak
Vaat: 1000 liranın altında emekli maaşı bırakmama sözü yerine getirilecek.

Gerçek: AKP’nin yeni döneme ilişkin bu vaadi emeklinin “ölüm sınırı”nın da altında yaşatılacağını gözler önüne seriyor. En düşük emekli maaşının 1000 TL’ye ulaşacağı belirtilirken son verilere göre açlık sınırı ise bin 637 TL.

Madenler için doğayı bitirecekler
Vaat: Madenlerimizin ülke sınırlarımız içinde işlenecek şekilde tesis kurulması kaydıyla kıymetli maden sahalarının ihale edilmesi.

Gerçek: Verimli tarım arazilerinin maden sektörü için tahsisi, verimi, ürün çeşitliliğini sona erdirirken maden sahalarından yayılan duman sonucu bu sahalara yakın yerlerde kanser vakaları da görülüyor. Verimli arazilerinin maden şirketlerine devri yeni doğa katliamlarına yol açabilir.

Vaat: Yerli kömür kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılması kapsamında Eskişehir Alpu’da yaklaşık bin MW kurulu gücünde termik santral kurulması için ihaleye çıkılması.

Gerçek: Eskişehir, havası en temiz altı kent arasında yer alıyor. Yapımı iki yıldır gündemde olan santral için yurttaşların yargı mücadelesi sürüyor. Santral, birinci sınıf tarım arazisi Alpu’yu yok edebilir. Santral faaliyete geçerse soğutma için aylık 4 milyon metreküp suya ihtiyaç duyulacak. Bu miktar, 844 bin nüfuslu Eskişehir’in bir ayda kullandığı sudan daha fazla. Alpu Ovası’na yapılmak istenen termik santral ayrıca tarımı ve hayvancılığı bitirecek, SİT alanını yok edecek, insan sağlığını tehlikeye atacak.

Skandallar Vadisi
Vaat: ABD’deki Silikon Vadisi örnek alınarak Kocaeli Gebze Muallimköy’de yaptırılan teknoloji geliştirme merkezi Bilişim Vadisi’nde yeni etap açılması kararı da projeler arasında bulunuyor.

Gerçek: Şimdiye kadar proje içinde pek çok skandal yaşandı. Köylüler kamulaştırma işlemleri esnasında arazilerinin yüzde 40 daraldığını savundu. 2012 yılında Avrupa’nın en iyi kamu hizmet tesisi seçilen ve Avrupa Gayrimenkul ödülü alan 3 ayrı bina da bu proje için yıkıldı.

TRT Türk Yeniden, peki ama neden?
Vaat: Kapatılan TRT Türk yeniden açılıyor

Gerçek: TRT Wold’ün açılmasıyla birlikte misyonunu tamamladığı düşünülen TRT Türk kanalına gerek olmadığına karar verilmiş ve kanal kapatılmıştı. TRT World kanalının halen yayında olduğu düşünüldüğünde bu yeni proje kararının gerekçesini anlamak mümkün olamadı.(Birgün)