Erdoğan'la Evren arasında fark yok!

Erdoğan'la Evren arasında fark yok!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 8. günü biten Adalet Yürüyüşü’nü İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun kaldığı Maltepe Cezaevi’nde sonlandıracaklarını, ancak “Adalet arayışları”nın, mitingler, farklı etkinliklerle devam edeceğini açıkladı. Birinci haftanın sonunda konuşan Kılıçdaroğlu, "Tayyip Erdoğan ve Kenan Evren arasında hiçbir fark yok" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Adalet Yürüyüşü'nün birinci haftasında açıklamalarda bulundu. Birinci haftanın sonunda konuşan Kılıçdaroğlu, "Tayyip Erdoğan ve Kenan Evren arasında hiçbir fark yok" dedi. "Evi özlediniz mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "En çok eşimin yaptığı sütlacı özledim" diye yanıt verdi. Cumhuriyet'ten İklim Öngel'in yürüyüşün birinci haftası sonrası soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun yanıtları şöyle: "Bu yürüyüşü normalde adalet olmadığına inanan bütün siyasi partilerin destek vermesi gerekiyor. Gelip yürümesi değil yani ama bu ülkede adalet açısından sorun var, dolayısıyla “Bunun toplumun gündemine getirilmesini saygıyla karşılıyoruz” demelerini beklerim. Bahçeli’den de aynı açıklamaları beklerim ama o bizi suçlayan açıklamalar yapıyor, istediği kadar suçlayabilir".

"FARKLARI YOK"

Kılıçdaroğlu açıklamasını şöyle sürdürdü: "Erdoğan'la Kenan evren arasında arasında hiçbir fark yok. Onun sıkıyönetim mahkemeleri vardı, bunun özel mahkemeleri var. O bütün yargıyı kontrol edemiyordu, bu bütün yargıyı kontrol ediyor. O da üniversiteden hocaları attı, bu da üniversiteden hocaları attı. Onun döneminde görevlerine son verilenler mahkemelerine başvurma hakkına sahipti, bu dönemde kimsenin mahkemeye başvurma hakkı yok. O dönemde kolektif suç yoktu, bu dönem daha ağırlaştırılarak kolektif suç oluşturuldu. Batılı kaynaklarda buna sivil ölüme mahkûm etme diyorlar. İş bulamıyor çünkü bu kişi fişleniyor, hiçbir işveren işe bile almıyor. Sanatın düşmanı. Onlar da gazetecileri hapse atıyorlardı, bunlar da atıyorlar. Aralarında hiçbir fark yok. Bu dönemde çok daha fazla insan tutuklu ve gözaltında. Bu dönemde de işkence var, o dönemde de vardı. 12 Eylül döneminde dava dosyalarında bölük pörçük de olsa bir delil vardı. Bu dönemde dosyanın içinde delil olup olmadığına bakılmıyor, bakılıyor yukarıya, “mahkûm et” denilince dosyada delil olsun olmasın mahkûm ediliyor. İşkence konusunda Türkiye epey mesafe almıştı, 20 Temmuz darbesinden sonra BM’ye verdikleri bir yazıyla, tutulanlara insanca davranmayacağız, adil yargılamayacağız diye Türkiye Cumhuriyeti oraya yazı yazdı. Bir de bize dönüp diyorlar ki “Türkiye’de adalet var”. Bu çekinceden Bahçeli’nin haberi var mı bilmiyorum. Madem hükümetle bu kadar içli dışlı, sorması lazım Bahçeli’nin “Neden arkadaş, Türkiye’yi dünyaya rezil ediyorsunuz?”

‘EROĞAN’IN HESABINI VERMESİ LAZIM’

Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere AKP ve Hükümet çevresinden yürüyüşü hedef alan sözlerine yönelik Sözcü gazetesine röportaj veren CHP lideri “Erdoğan yapabilir (eleştiri) yapacağı bir şey kalmadı. Yapacağı tek şey beni CHP’yi eleştirmek. Referandum sürecinde de eleştirdi üstelik yalan yanlış birçok şey söyledi. Bugün benim söylediklerimin tamamınının doğru olduğu ortaya çıktı. Şimdi aynı şeyleri yine tekrar ediyor. Kendini tekrar ediyor aslında. Onun da artık bu ülkeye verebileceği hiçbir şey yok. Erdoğan şuan ülkeye sadece ve sadece zarar veriyor. Eğer biz bugün binlerce kişiyle adalet arayışı içerisindeysek, adaleti arıyorsak… Ve ülkede adalet yok, demokrasi yok, mahkemeler yok, mahkemeler bir yerden talimat alıyor ve ona göre karar veriyor. Suçsuz gazeteciler alınıp hapse atılıyor, gazeteler kapatılmak isteniyor… Bütün bunlar birer gerçek mi birer gerçek. Bu hale kim getirdi? Saray’da oturan zat getirdi. Dolayısıyla o zatın her şeyden önce bunun hesabını vermesi lazım.” yorumunda bulundu.

‘GAZETECİLER İÇERDEYSE ZATEN ADALET YOKTUR’

Turgut Erat’ın, cezaevinde tutuklu bulunan Sözcü muhabiri Gökmen Ulu ile Sorumlu Haber Müdürü Mediha Olgun’un durumunu hatırlatması üzerine ise Kılıçdarolu şunları söyledi “Bir an önce bırakılmaları lazım. Eğer bu ülkede adalet olsaydı zaten onların içeriye girmesine gerek yoktu. Onlar zaten sadece gazetecilik görevini yapıyorlar.  Görevini yapan gazetecilerin hapse girdiği tek ülke biziz. Gazetecilik görevlerini yaptığı için. Ellerine silah almadılar, cam çerçeve kırmadılar. Birisini dövmediler.  Ne yaptılar? Gazetecilik yaptılar.  Haber yaptılar yani. Gazetecilik yaptıkları için hapisteler. 156’nın üzerinde gazeteci şuan hapiste. Dolayısıyla bizim ülkemizde demokrasi yok. Bizim ülkemizde adalet yok ve biz bu adaleti yeniden getirmek ülkeyi yeniden bir barış alanına bir barış sürecine sokmak için mücadele ediyoruz”

İSTANBULLULARA MESAJ

Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü’nün son bulacağı İstanbul için ise “İstanbul’da da bütün İstanbul’un ‘adalet’ diye haykırmasını bekliyorum. Bütün İstanbul’un adalete sahip çıkmasını bekliyorum. İşçisi, işvereni, memuru, emeklisi, köylüsü, taşeron işçisi, esnafı, sanayicisi… Hepsinin tek ama tek bir arzusu var ‘bu ülkede adalet olsun.’ Biz de onu savunuyoruz zaten” dedi.