Erdoğan TÜSİAD tplantısında LİMAK'ı örnek verdi; beraber yapıyoruz

Erdoğan TÜSİAD tplantısında LİMAK'ı örnek verdi; beraber yapıyoruz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki yıllarda sert ifadelerle eleştirdiği Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısındaki konuşmasına "Değerli başkan ve yönetim kurulu üyeleri, değerli iş adamları, saygıdeğer konuklar. Sizleri hasretle, muhabbetle, en kalbi duygularımla selamlıyorum" sözleriyle başladı.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Değerli başkan ve yönetim kurulu üyeleri, değerli iş adamları, saygıdeğer konuklar. Sizleri hasretle, muhabbetle, en kalbi duygularımla selamlıyorum.  Türk ekonomisinde başlı başına bir marka olan TÜSİAD'a ve tüm üyelerine çalışmalarında başarılar diliyorum. Sürdürülebilir kalkınma ve katılımcı demokrasi konusunda verdiğiniz mücadeleyi desteklediğimi belirtmek istiyorum. Biz ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz günden beri üretim ve özel sektöre dayalı bir büyümenin sağlanması gayreti içerisinde olduk. Geçtiğimiz 14 yılda ülkemizi üç kat büyüterek bu konuda başarılı bir performans ortaya koyduğumuza inanıyorum. Ülkemizin nereden nereye geldiğinin en yakın şahidi sizlersiniz. Türkiye üç kat büyümüşse, buradaki iş adamlarımızın çoğunun işleri 5 kat, 10 kat büyümüştür. Bugün de özel sektörün lokomotifliğini önemsiyoruz. 2013 hedeflerimize sizlerin ve diğer tüm girişimcilerimizin katkılarıyla ulaşacağız. Özel sektörümüzün önünü açabildiğimiz kadar açıyoruz. Özel sektörümüzün de devletine ve milletine sadakat için şartlarını zorlamaktan çekinmeyeceğine inanıyoruz. 

İstikrar ve güven. Türkiye bu iki bağlamda kaldığı sürece her anlamda büyümüş, bunlardan uzaklaştığı zaman hep sıkıntıya düşmüştür. O dönemde birileri bu sözümle kendilerince dalga geçmişti. Oysa ben ülkemizin sahip olduğu değerlere bakarak bu sözü ifade etmiştim. Son birkaç yılın hepimiz için zorlu geçtiğini biliyorum. Çünkü içinde yaşıyorum. Türkiye bir dizi saldırı karşısında çok ciddi bir mücadele etmek zorunda kaldı. Suriye'deki iç savaşın bize yansımasıyla ayrı bir terör mücadelesi daha veriyoruz. Bu, ekonomik boyutu da olan bir saldırıydı. Kimse bana Gezi olaylarının amacının Taksim'deki üç beş ağaç olduğunu söyleyemez. Kimse bana bölücü terör örgütünün ve onun güdümündeki partinin başlattığı çukur eylemlerinin masum amaçlar taşıdığını söyleyemez. Kimse bana Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiselerin odağında Türkiye'nin olmadığını söyleyemez. Hele 15 Temmuz'un bu ülkeyi işgale ve bu milleti esir almaya yönelik bir ihanet girişimi olmadığını öne süren varsa onun aklından şüphe ederim. 16 Nisan halk oylamasında işlerin nasıl şirazesinden çıkartılmaya çalışıldığını hep birlikte gördük. Bunca yükü sırtlanan Türkiye'nin bir parça yorgunluk alameti göstermesini normal karşılamak gerekir. Ancak şundan emin olunuz en kötüsü geride kaldı. Ayakları üzerinde dimdik duran Türkiye'nin inşallah önünde aydınlık bir gelecek var. 

İşte, LİMAK burada. Kuveyt'te 4.5 milyar dolarlık bir havalimanının temel atma törenini gittik beraber yaptık. Bu oluşturulan bir piyasanın nasıl elde edildiğinin ve nasıl oralarda Türk iş gücünün kendine bir piyasa bulduğunun alametidir. Arkasından bir Hindistan seyahatimiz oldu. Rusya seyahatimiz oldu. Çin seyahatimiz oldu. ABD seyahatimiz oldu. Şimdi ülkemizdeyiz, 3-5 gün sonra Belçika'da NATO Liderler Zirvesi'ne katılacağız. Artık Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi yürümeyecektir. Demokraside yeni bir atılım döneminin hazırlıklarını yapıyoruz. İhtiyacımız olan altyapıyı büyük ölçüde kurduk, kuruyoruz. Yenilik peşinde olan girişimcilerimiz, yeni dönemin en muteber insanları olacaktır. TÜSİAD'ın da milli ve yapıcı bir rol oynayacağına inanıyorum. Değerli arkadaşlar, ülke ve millet olarak büyüklüğümüzün farkında olmalıyız. Bu büyüklük elbette yağmamız gereken işlerin, çözmemiz gereken sıkıntıların da büyük olduğu anlamına geliyor. Örneğin Türkiye olarak her yıl 1 milyon yeni istihdam oluşturmak mecburiyetindeyiz. O nedenle büyüme oranımızın yüzde 6'nın altına düşmemesi gerekiyor.