Erdoğan'dan Körfez turu öncesi flaş açıklamalar: Bizler NATO'da beraberiz

Erdoğan'dan Körfez turu öncesi flaş açıklamalar: Bizler NATO'da beraberiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Körfez turu öncesi Atatürk Havalimanı'nda açıklama yaptı. Erdoğan, YPG'nin isim değiştirmesine yönelik soruya, 'Ha Ali, ha Veli. Değişen bir şey yok. Biz kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz' dedi. Almanya krizi hakkında da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Türkiye'nin demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak, içişlerine kimsenin karışmaya yetkisi yoktur ve gerek güvenlik gerek yargı süreci içerisindeki atılmış adımları atmaya da kimsenin

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları özetle şöyle:

-Mescid-i Aksa’ya karşı son birkaç gündür sergilenen pervasızlıklar, İslam dünyasını derinden üzmektedir. Kudüs’teki Harem-i Şerif, sadece Filistinlilerin değil 1,87 milyarlık İslam aleminin onurudur. Kısıtlamalar ile Müslümanların onurlarının incitilmesi karşısında İslam dünyasının tepkisiz kalması beklenemez. Ülke olarak tepkimizi ortaya koyduk. İslam İşbirliği Teşkilatı olarak gerekli açıklamalarımızı yaptık. Bizler başta Kudüs olmak üzere tüm dinlerin barış içinde yaşamasını sağlamış köklü bir medeniyetin mensuplarıyız.

 -Mahmud Abbas ve İsrail Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmelerim oldu. Dün de Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile durumu ele aldık. Uzun uzadıya bir değerlendirme yaptık. Kim olursa olsun insanların can mal ve ibadet haklarına yönelik saldırıları tasvip etmediğimizi ifade ettik.

-İslam dünyasının yeni ayrılıklara değil işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyacı var. Böylesine hassas bir dönemde enerjimizi iç tartışmalarla heba etmemeliyiz. Katar krizinin ilk anlarından itibaren biz istikrar, dayanışma ve diyalogdan yana olduk. Taraflara gerekli telkinleri yaptık. Krizin daha fazla uzamasının kimseye bir faydası yok. Mevcut krizden istifade edenler, kardeş kavgasının alevlenmesi için fırsat kollayan hasım çevrelerdir.

Körfez bölgesinin ağabeyi Suudi Arabistan’a krizin çözümünde büyük rol düşüyor

-Kuveyt Emiri’nin yürüttüğü arabuluculuk çalışmalarını destekliyoruz. Diğer aktörlerin de bu çabalara destek vermesi gerekiyor. Ziyaretimizin ilk durağı bölgenin büyüğü Suudi Arabistan’dır. Suudi Arabistan ile ilişkilerimizi stratejik bir noktaya oturttuk, Suriye başta olmak üzere bölgesel konularda yakın istişareler içinde olduk. Körfez bölgesinin ağabeyi olarak Suudi Arabistan’a krizin çözümünde büyük rol düşüyor. Bu krizi çözebilecek isimlerin başında Kral Selman geliyor. Ayrıca görevine yeni atanan Prens Muhammed Selman’ı da ziyaret sırasında kabul edeceğim.

-İkinci durağımız Kuveyt. Kuveyt bölgede önemli bir rol oynuyor. Kuveyt’in arabuluculuk çabasını destekliyoruz.

-24 Temmuz Pazartesi ise Katar’a intikal edeceğiz. Katar ile ilişkilerimizde çok güçlü gelişme gösterdi. 2014 yılında liderler düzeyinde tesis ettiğimiz yüksek stratejik komite işbirliğimizin gelişmesine büyük katkı sağlıyor.

'Ha Ali, ha Veli. Değişen bir şey yok'

Cumhurbaşkanı Erdoğan,YPG'nin isim değiştirmesine yönelik soruya, "Ha Ali, ha Veli. Değişen bir şey yok. Biz kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. Her ikisi de aynı. Bunların nerede nasıl cirit attığı ortada. Aslolan tabelayı değiştirmek değil, içeride ne var budur. Bunları zaten istihbaratı ile takip eden Türkiye var. Kollarındaki kokartlarla terör örgütünün kokartını taşıyanları da biliyoruz. Dostlar birbirini aldatmamalı." yanıtını verdi.
 

Bizler NATO'da beraberiz

"Türkiye her şeyden önce, bir hukuk devletidir. Bu anayasasında zaten amir hükümler olarak yerini bulmaktadır. Türkiye'nin demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak, içişlerine kimsenin karışmaya yetkisi yoktur ve gerek güvenlik gerek yargı süreci içerisindeki atılmış adımları atmaya da kimsenin yetkisi yoktur. Ajan provokatörlük yapanlara karşı Türkiye de elinden geleni yapacaktır. Alman yetkililerine şu ana kadar bir şeyi devamlı söyledim, Bizler NATO'da beraberiz, AB içinde müzakereci bir devletiz. Aramızdaki stratejik ortaklık yeni değil. Bu ortaklığa gölge düşürecek herhangi bir adım atılmamalıdır. Türkiye'den kaçan teröristleri Almanya'da barındırırsanız, bunlar bir de suçlu konumunda olursa, ki Türkiye'de yargılanıp suçlu göründüğü halde adli kontrol şartı ile serbest bırakılanı siz alıp bağrınıza basarsanız. Cumhurbaşkanlığı makamında bunları ağırlarsanız, kusura bakmayın, bizim size bakışımız o kadar rahat olmaz. 

FETÖ terör örgütünün birçok mensubu şu anda Almanya'da cirit atıyor. PKK ile ilgili 4 bin 500 dosya verdim. Siz sürekli olarak 2 tane burada, bir tanesi tutuklu olmak, bir diğeri de gözaltı süresi dolmadı, böyle bir süreçte olmasına rağmen bunlarla Türkiye'yi sıkıştıracaksınız. Türkiye bu yargı sürecini işletmektedir. Almanya'da siyasetin içinde olanlar, ekimde yapılacak seçimler için böyle bir pazar oluşturmaya çalışıyorlarsa o bizi pek de ilgilendirmiyor. 

Medya organlarında Türkiye'ye yönelik saldırıların affedilecek hiçbir yanı yoktur. Alman şirketlerine karşı Türkiye'nin soruşturma, kovuşturması da yoktur. Türk şirketlerinin, yurt dışındaki ülkelerle ilgili yaptıkları, FETÖ ile iltisaklı olan bazı meşru olmayan girişimleri var, onlara yöneliktir. Alman şirketlerine yönelik böyle bir şey kesinlikle yok. Kimse kimseyi bu tür yalan yanlış haberlerle, buradan hareketle tehdide yönelmesin."