FETÖ tutuklusu Zaman muhabirinden çarpıcı açıklamalar

FETÖ tutuklusu Zaman muhabirinden çarpıcı açıklamalar

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasına ilişkin “örgüt üyeliği” ve “darbeye teşebbüs” suçlarından haklarında dava açılan 20'si tutuklu 29 sanığın yargılandığı dava sanıkların beyanlarıyla sürüyor.

Tutuklu sanıklardan Hanım Büşra Erdal gazetecilik yaptığını iddia ederek, şöyle savunma yaptı: 

"Ben size cemaati hiç tanımıyorum demedim, sonuçta bir cemaat olgusu vardı. 10-15 yılım cemaatte geçti. Cemaat gazetesinde bazı jargonlar kullanılır. Ben kimseye 'abi, abla' demezdim. Sadece haber müdürüm Fatih Uğur bana 'abla' derdi. Onun jargonu öyleydi. Ben işimi yaptım, gazetecilik yaptım." 

'OKUDUKLARI CEVŞEN SAYISINI ATIYORLARDI'

Zaman gazetesi abonelerinin bir derneğinin davetlisi olarak gittiği programda bir konuşma yaptığını belirten Erdal, "O güne kadar dini sohbetlere gitmemiştim. Oradan bir kadın beni dini sohbetlere çağırdı ama her hafta bana okudukları cevşen sayısını atıyorlardı." dedi.

MAKLUBE YEMEYE ÇAĞIRDI

Erdal, "Ben 2010-2011 yıllarında gazeteye hiç gitmedim. Onu en iyi Ali abi bilir. Ali abi dediğim de Ali Akkuş" dedi.

Bir kişiyle 1-1.5 ay çıktığını, bu kişinin kendisini maklube yemeye çağırdığını savunan Hanım Büşra Erdal, maklube yemeye gittikleri yerin Cemil Barlas’ın evi olduğunu savundu.

FETÖ ELEBAŞIYLA GÖRÜŞMÜŞ

Erdal, FETÖ elebaşı Gülen'le tanışmayı çok istediği için ilk önce Zaman gazetesinin din sayfasını hazırlayan yöneticiyle görüştüğünü belirterek, "En son Ekrem Dumanlı'ya sordum. 'Ben New York'a gidiyorum, bir de Pensilvanya'yı görmek istiyorum, merak ediyorum' dedim. O da 'Ali Akkuş'la (tutuksuz sanık) konuş, sana yardımcı olsun' dedi. 

Pensilvanya’ya 2011 ve 2013 yıllarında iki kez gittiğini belirten Erdal, "Ben tatil için Newyork’a gidecektim. Havalimanında Check-in sırasında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan tanıdıklarımla karşılaştım. Mustafa Yeşil ve Cemal Uşşak da vardı. Onlar Pensilvanya’ya gidiyorlardı. Orada bulunan ve yine Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan tanıdığım Müşerref isimli kadın olduğunu, yanlız kalmamak için kendisine eşlik etmemi istedi.

Onlarla Pensilvanya’ya gittim. Orası erkek sistemi üzerine kurulu. Fetullah Gülen ve etrafından erkeklerin olduğu bir yer. Üç günün sonunda Fetullah Gülen ile tanışmak istediğimi söyledim. 'Buraya geldim onunla tanışmak istiyorum’ dedim. Son gün, hasta, sadece 5 dakika görüşebilirsin dediler. Müşerref hanım bizi tanıştırdı. Fetullah Gülen direk, ’sorun var mı’ dedi. ’Evet, sorum var’ dedim. ’Zaman Gazetesi muhabiri olarak Ergenekon davalarını takip ediyorum. Adınız çok geçiyor. Bunun arkasında siz var mısınız’ diye sordum. Reddetti. ’İşin arkasında değiliz’ dedi. Demokrasi olduğunu, bir daha darbe dönemlerinin gelmeyeceğini söyledi.

'PENSİLVANYA'NIN HARİTADAN SİLİNMESİNİ İSTERDİM'

Sonra da Newyork’a geri döndüm. Eğer 5-6 yıl sonra Pensilvanya’nın karşımıza kriminal bir vaka olarak geleceğini düşünseydim, Pensilvanya’nın haritadan silinmesini isterdim. Zaman’da cemaat gömleğini giymedim, bugün de ben mahkemede FETÖ gömleğini giymiyorum. Bunu reddediyorum" dedi.

İDDİANAMEDEN

İddianamede, örgütün basın-yayın yapılanmasının, halk içerisinde taban kazanmak ve algı operasyonu yapmak amacıyla kullanılan en önemli araçları arasında yer aldığı belirtilerek, basın mensubu ya da STK temsilcisi sıfatıyla sağlanan ifade özgürlüğü ve kısmi dokunulmazlık imkanı ile legal yapının illegalite için hem maske görev sağlayarak gizlenme imkanı yarattığı hem de koruma zırhı sağladığı kaydediliyor. Örgütün kendisinden olmayanı itibarsızlaştırmaya, tasfiye etmeye, suçlu göstermeye yönelik haberlerle toplumun algısını şekillendirdiği ifade edilen iddianamede, iktidarla TSK'yı, TSK ile halkı ya da halk ile iktidarı karşı karşıya getirmeye yönelik her türlü faaliyeti destekleyerek bizzat organize ettiği anlatılıyor. 

İddianamede, tüm sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. Bu 13 sanık hakkında aynı mahkemede açılan dava dosyası,18 Ağustos 2017'de yapılan duruşmada, “örgüt üyeliği” hakkındaki dava dosyası ile birleştirilmişti. 

Davanın görüldüğü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 5 Aralık 2017'de yapılan duruşmada, savunması alınan tutuksuz sanık Atilla Taş hakkında duruşmalardan bağışık tutulmasına karar vermişti.