'Gemisi karaya oturan Bahçeli başka işler peşinde!'

'Gemisi karaya oturan Bahçeli başka işler peşinde!'

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Bahçeli'nin 100 bin imza için yaptığı FETÖ uyarısına tepki gösterdi.

Çölaşan, "Böylesine çirkin ve anlamsız bir çağrıda bulunup imza verecek olanları ihbar eden bir parti genel başkanı, Türkiye'de bugüne kadar hiç görülmemişti." dedi.

CHP'nin adaylarına da değinen Çölaşan, "Hepimiz, ismi açıklanan adayın etrafından birleşmek ve kenetlenmek zorundayız." diye ekledi.

Emin Çölaşan'ın "Kapris yapacak günlerde değiliz" başlıklı bugünkü yazısı şöyle: 

Sevgili okurlarım, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı bir aksilik çıkmadığı takdirde bugün açıklanacak.

Dün itibarıyla bu konuda Muharrem İnce'nin ismi geçiyordu, bugün resmen açıklanması bekleniyor.
Bu işin en başından beri şunu savunduğumu hepiniz bilirsiniz:
“Aday kim olursa olsun… İster Ahmet ister Mehmet… Türkiye'nin bu ortamında isim tartışması yapmanın gereği yoktur.
Hepimiz, ismi açıklanan adayın etrafından birleşmek ve kenetlenmek zorundayız.
Ben Ahmet'i sevmem, Mehmet'i isterdim!..
Benim gönlümdeki Mehmet madem ki aday olamadı, o halde Ahmet'e oy vermem deme lüksüne bu saatten sonra hiçbirimiz sahip değiliz.
Bunu diyecek olanlar varsa gidip oylarını Recep Bey ve partisine versinler…
Unutmayalım, köprüden önceki son çıkıştayız ve ufukta başka bir çıkış görünmüyor…

Dolayısıyla bu kaprisleri yapmak, sonuçta AKP ve Recep Bey'e oy vermekle eş değerdedir.”

* * *

İYİ Parti'nin böyle bir sorunu yok. Meral Akşener onların tartışmasız adayı.
Onu hem seviyorum, hem de saygı duyuyorum…
Çok büyük hatalar ve yanlışlar yapmadığı sürece oyum CHP'yedir…
Ama ikinci adayım Akşener'dir.

Partisiyle birlikte iyi bir mücadele verdi, karşımızda bazen zarif bir ev hanımı, bazen kabadayı bir erkek gibi yer aldı, saldırılara pabuç bırakmadı.
Sanırım partisiyle birlikte toplumun da saygısını yeterince kazandı.

* * *

Ama burada bir kez daha yineliyorum:
Keşke bu 100 bin imza olayına girmeseydi. 
Aslında YSK (Yandaş Seçim Kurulu) İYİ Parti'yi milletvekili seçimine sokmayacaktı. Kararı iki gün ertelediler ve tam da o pazar günü CHP'nin hiç kimse tarafından hissedilmeyen ve beklenmeyen kararı patladı.
15 CHP'li milletvekili geçici olarak İYİ Parti'ye transfer edildi, Meclis'te 20 kişilik Grup kurması ve bu yolla seçime girmesi sağlandı. Meral Hanım'ın cumhurbaşkanlığı için 100 bin imza olayına girişmesini başından beri eleştiriyorum zira riskli bir iştir.
Boşuna enerji kaybıdır.

* * *

Bu işler hiç belli olmaz.
Bakarsınız ki Yandaş Seçim Kurulu açıklama yapmış:
“İmza sayısı 99 bin'de kalmıştır.”
Gerçi bu durumda bile partisinin milletvekili seçimine, kendisinin cumhurbaşkanlığı seçimine girmesi olumsuz etkilenmez ama AKP ve MHP bu kozu kendilerince kullanırlar:
“İşte, 100 bin imza olayında bile çuvalladılar!..”
Dilerim ve umarım bu imzaları bulsunlar.

* * *

Aynı risk Vatan Partisi için de geçerli. Genel Başkanları Doğu Perinçek'in cumhurbaşkanlığı adaylığı için şimdi onlar da 100 bin imza peşinde olacak…
Ancak onlar haklı…
Çünkü başka seçenekleri yoktu.

BAY BAHÇELİ KİMİ İHBAR EDİYOR?
Sevgili okurlarım, gemisini karaya oturtan Devlet Bahçeli şimdi başka gösteriler peşinde!..

Toplumun kafasını karıştırmaya ve korku yaratmaya çalışıyor.
Dün gazetecilere söylediği şu sözlere bakar mısınız:

“…FETÖ darbe hareketinden 15 gün sonra OHAL kabul edildi ve uygulamaya konuldu. Çok sayıda Silahlı Kuvvetler ve Emniyet mensubu ile öğretim kadroları ve eğitim sektöründe önemli uzaklaştırma ve görevden almalar oldu.
Bunların bir de aileleri ve çevreleri var…”

Sonra topu İçişleri ile Adalet bakanlarına atıp çağrıda bulunuyor:
“Merak ettiğim konu şudur. AK Parti'nin Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı, FETÖ'nün seçmen ayağı üzerindeki etkisini bugüne kadar takip etmiş midir?.. Ne kadar ByLockcu var, ne kadar görevden alınmış olan var, ne kadar uzaklaştırılmış olan var, bunların ne kadar yakını var? Bunların hepsi aynı aday etrafında düğümlenip 100 bin'i tamamlayacaksa, o zaman Türkiye açısından önemli bir sonuç elde edilmiş olur…”

Türkçesi gerçekten bozuk ama şöyle diyor:

“Bu 100 bin kişinin içerisinde eğer FETÖ ve PKK desteği ile veya buna benzer imkânlarla bir aday taraması yapılacaksa, o zaman FETÖ'nün seçmendeki siyasi ayağının hangi aday etrafında toplandığı hakkında bir kanaat oluşabilir. Burası önemlidir…

Acaba Pensilvanya'dan bir talimat gelip 100 bin kişiyi falanca adayın etrafında toplayınız derlerse, FETÖ benim en kötü şartlarda bile 100 bin taraftarım var hâlâ Türkiye'de derse ne olur? Bunları çok yönlü düşünmek lâzım.”

* * *

Uçuk, saçma sapan, yakışıksız ve mantıksız ifadeler…
Bay Devlet Bahçeli bozuk Türkçesi ile söylediği bu sözlerle İçişleri ve Adalet Bakanı'na seslenip ihbarcılık yapıyor.
Kendi genel başkanları (ve özellikle Meral Akşener için) 100 bin imza vermesi öngörülen kitleleri önceden ihbar edip şöyle diyor:
“Bunları iyice araştırın ve soruşturun bakalım, içlerinde FETÖ ve PKK'ya yakın olan kimlerdir!”

Henüz sandık başına gitmemiş imzacı seçmenleri şimdiden zorda bırakmaya kalkışıyor…

Ve şimdiden korkutup önlerini kesmeye çalışıyor!
Bu yasayı senin iktidarın çıkardı muhterem beyefendi, ayakta mı uyuyorsun, ne dediğinin farkında mısın sen!

* * *

Böylesine çirkin ve anlamsız bir çağrıda bulunup imza verecek olanları ihbar eden bir parti genel başkanı, Türkiye'de bugüne kadar hiç görülmemişti.
Yahu ayıptır be, gerçekten ayıptır.