Gökçek gitti, dinozarları, fışkıyesi, milyonlarca liralık kapıları kaldı...

Gökçek gitti, dinozarları, fışkıyesi, milyonlarca liralık kapıları kaldı...

1994 yılından beri Ankara'nın 'belası' olan Melih Gökçek, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla Belediye Başkanlığı'ndan istifa etti. Gökçek gitti gitmesine de; dinozorları, fışkıyesi, milyonlarca liraya yaptırdığı kapıları kaldı. Kestiği, talan ettiği ormanlar artık yok. Ama, artık kendisi de yok!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isteği üzerine Cumartesi günü istifa edeceğini duyurdu. Gökçek istifa kararında direnmeye çalıştı ama olmadı, Erdoğan'ı ikna edemedi. İkna etmek için gece yarıları Beştepe'nin kapılarında yattı, Esenboğa Havalimanı'ndan Erdoğan'ı yolcu etti, karşıladı ama olmadı. Erdoğan kendisi ile görüşmek bile istemedi. Son bir kez görüşmek için kendini paraladı, kapı kapı dolaştı, aracılar koydu, Binali Yıldırım'a gitti, Erdoğan'ın dostlarının kapılarını çaldı... Ne yaptı ise olmadı. Ve şimdi bir devir kapandı. Ankara'da 23 yıllık Melih Gökçek saltanatı Erdoğan'ın talimatıyla son buldu.

Gökçek gitti gitmesine de arkasında kepçeyle, dozerle temizlenemeyecek kadar skandal bıraktı. Binlerce kamyonla taşınsa bitmeycek türden...

Gökçek deyince önce fren yapmak lazım, AKP'den de önce 'kutuplaştırma' siyasetini çözmüştü. Her seçim dönemi sağ - muhafazakar seçmeni konsolide etmeyi başardı. Sabah bir uyanmışsınız Ankara'nın dört bir yanı 'Gökçek gidecek, sosyalizm gelecek' afişleri ile kaplanmış. 68 kuşağı yeniden yaşanıyor havasına kapılsanız da bunun altından onun parmağı olduğu çok sonra Gökçek seçimi kazandıktan sonra anlaşılabilecekti. Ona göre 'kazanmak için' her şey mübah sayılırdı. Fazla uzatmadan lafı biz sayın Gökçek'e bırakalım, o kendisini daha iyi tanıtacaktır.

İŞTE SKANDALLARIYLA GÖKÇEK:

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan istifa eden Melih Gökçek Gülen cemaatine yardımda bulunduğuna ilişkin iddialara, “Ben kanuni olmayan hiçbir yardımı yapmadım. Benim verdiğim bir tane arsa yok. Benim bunlarla üst düzey ilişkim oldu. Türkçe olimpiyatlarında inanarak iltifat etmişimdir. Benim iki oğlum onun okulundan mezun. Çocuklarımın üzerinde hakkı olduğu için yaptım” dedi.

Melih Gökçek’in skandallarla dolu sözleri şu şekilde:

-“Osman da eğer kendi yeteneği varsa yürür gider”

“Rahmeli Özal öldü hayattan çekildi, Ahmet Özal aday oldu. Bir dönem seçildi ama sonra rahmetli babası gibi yetenekli olsa devam ederdi. Ama etmedi. Osman da eğer kendi yeteneği varsa yürür gider. Yoksa hiçbir şey yapamaz. Onun için Osman’a yapılan tenkitlerin haksız olduğuna inanıyorum. Melih Gökçek olarak benden çok daha başarılı olacağına inanıyorum”

-“Benim oğlum çok cesur”

“Darbe teşebbüsü günü sayın Cumhurbaşkanımız 12’yi 24 geçe ekrana çıktı. Sonrasında ekrana çıkanlarn değeri var ama öncesinde 3 kişi telefonla katıldı, bir kişi canlı yayına çıktı. Osman canlı yayına televizyonda çıktı. Benim yanıma geldi. ‘Oğlum idare etmemiz lazım bu direnişi’ dedim. ‘Baba benim televizyona ve sokağa çıkmam lazım’ dedi. ‘Oğlum bak öldürürler seni’ dedim. ‘Baba bugün şehit olma günü ben gidiyorum’ dedi. 16 dakika konuştu. Oradan TRT’ye gidip orayı kurtardılar. Benim oğlum Türkiye’de hiçbir gencin televizyona çıkıp yapamayacağını yaptığı için gurur duydum”

-“Osman seçilirse ATO’ya yardım edebilirim”

“Ümit ediyorum ki kazanır. Öteden beri huzursuzluk vardı ATO meclisinde. Çok çeşitli gruplar var. Salih beye karşı belli tutumlar vardı. O gruplar dolayısıyla zaten ben ATO’ya gitmez oldum. Shopping Fest yaptık. Sonrasında yapılan harcamalar konusunda birbirlerini itham ettiler. Lüzumsuz bir çatışmanın içerisinde aktör olacaktık. Bir daha yardım etmedim. Kişisel çekişmeler ATO’yu yıpratmıştı. Ümit ederim ki Osman seçilirse, tam tersine bütün grupları kucaklayıcı Ankara özellikle esnafının lehine neler yapacağız konusunu vurguladı. Sevsek de sevmesek de kavga haline döndürmeyelim dedi. Ondan dolayı da memnun oldum. ATO başkanı olursa Ankara esnafına güzel katkıları olur”

-“Kılıçdaroğlu fabrika ayarlarına döndü”

“Kılıçdaroğlu 15 Temmuz harekatından sonra kamuoyunun baskısıyla Yenikapı ruhunun içine dahil oldu. İlk defa FETÖ adını kullandı. Ve FETÖ teslim edilmeli dedi. FETÖ’cülere karşı tavır alıyor gözüktü. Önce Artvin’de suikast teşebbüsü oldu. Özellikle en önemlisiydi. ABD Büyükelçisi Kılıçdaroğlu’nun yanına geldi. Bana yansıyan bilgiler, Kılıçdaroğlu’na neden AKP mitinglerine katıldınız tarzındaki tenkitlerdi. Üçüncüsü de onun hemen arkasından FETÖ’cüler tarafından tehdit kampanyası içine girdi. Bir anda fabrika ayarlarına döndü. Başladı yeniden itham etmeye. Darbe komisyonunda da aynısı yapılmak isteniyor.”

-“Çocuklarım üzerinde hakkı olduğu için yaptım”

“Kılıçdaroğlu bu mevcut suikast teşebbüsü, ABD elçisiyle konuşması, FETÖ’cülerin tehditleriyle fabrika ayarlarına döndü. Bunun tek nedeni budur. FETÖ’cüler sayın Baykal’ı nasıl uzaklaştırdılar görevinden? Kasetle. Onlarda metod o kadar çok ki. Tehdit onlar için sıradan bir olay. Diledikleri CHP’liyi şu veya bu nedenden tehdit edebilirler. Vatandaşlar şu sözlere dikkat etsinler. Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar bundan sorumlu falan. Ben kanuni olmayan hiçbir yardımı yapmadım. Benim verdiğim bir tane arsa yok. Benim bunlarla üst düzey ilişkim oldu. Türkçe olimpiyatlarında inanarak iltifat etmişimdir. Benim iki oğlum onun okulundan mezun. Çocuklarım üzerinde hakkı olduğu için yaptım.”

-“Şimdi ben mi sorumluyum?”

“Arkadaş grubunuzda yardımsever biri var. Ama adam seri katil. O kadar güzel saklamış ki, ispatlamakta zorlanıyorsunuz. Etrafınıza anlatıyorsunuz. Siz çekiliyorsunuz, görüyorsunuz olayı. Bu sefer düne kadar sizin yanınızda diye düşmanlık yapan birileri onları himayeleri altına almaya başlıyor. Şimdi ben mi sorumluyum, ben ikaz ettiğim halde onlarla birlikte olanlar mı sorumlu? Elbette benden sonra onlarla birlik olanlar sorumlu”

-“Benim kendime has metodlarım var”

“Bizim gibi tepki koyan birçok insan var. Eskiden FETÖ’nün hizmet hareketi denilen hareketiyle yakın münasabeti olmuş insanlar var. Olayları görünce açıkça tavır koyup mücadele ediyorlar. Onlara artık FETÖ’cü demek mümkün mü? Zihinleri karıştıran bir olay var. Gazetelere intikal etti. FETÖ, bana hakaret edin, sövün, bunlar hain diyebilirsiniz diyor. Bu sefer öyle bir karmaşa ortamı oluyor ki insanları ayıklamakta sorun yaşıyorsunuz. Benim kendime has metodlarım var. Çözüyorum insanları. Rahatlıkla anlayabiliyorum her insanın anlayabileceği iş değil. FETÖ’nün peygamberimizle konuştuğumuzu iddia ediyorlar. Olacak şeyler mi bunlar? Ama inanıyorlar”

-“Gökçek ailesi FETÖ ile mücadelede ilk 5’tedir”

“Melih Gökçek ailesi olarak FETÖ mücadelesinde ilk 5 sayılsa birisi biziz. Benim vicdanım rahat. Sayın Cumhurbaşkanının sözlerinden bir alınganlık yapmadım. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizden şikayetçi olduğunu sanmıyorum. Onu sayın Cumhurbaşkanına sormak lazım. Özellikle Türkiye’de FETÖ’cüler CHP kanalıyla FETÖ ile mücadeleyi sulandırmaya çalışıyorlar. CHP’ye böyle bir görev verilmiş. Bir kere insanlara zulüm edip etmediğimizi anlamak için FETÖ’nün işlediği cinayetleri anlamamız lazım.”

-“Yüzde 1 milyon şike vardı”

“Aziz Yıldırım’a operasyon yapıldı ama Türkiye’de şike var mıydı? Yüzde bir trilyon vardı. Şu an bilmiyorum ama mutlaka vardır. Belli kişilerin spor hayatından çıkması lazım. Bütün Türkiye bunu biliyor. Şike olayı yoktur demiyorum. Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldürülmesi FETÖ işi. Bülent Arınç’a suikast haberleri de FETÖ işi. Deniz Baykal, MHP’lilerin kaset olayları, MİT krizi, Rahmi Koç’a suikast, Gezi olayları, MİT tırları, Davutoğlu-Fidan’ın ses kaydını ortaya düşüren, düşürdükten sonra Kılıçdaroğlu’na kaset veren bunlar, Rus uçağını düşürenler bunlar. Bunlar vatan haini.”

-“PKK’lılar işgal için girecekti”

“Güneydoğu’da başarılı olamamamız tamamen FETÖ yüzünden. Eğer darbe olsaydı Güneydoğu’dan hem PKK’lılar, hem DEAŞ’lılar giriyordu. Görevleri değişikti. PKK’lılar işgal için giriyordu. Olaylar başladığı anda PKK ortadan kayboldu. Kesinlikle Türkiye’ye girmek yok diyorlardı. Emir bekliyorlardı. DEAŞ’lıları FETÖ Alevi mahallelerinde bir anda öldürme vakaları başlayacak, Alevi-Sunni kavgası başlayacak ve Türkiye kaosa girecekti. 15 Temmuz’dan Kandil’in haberi var.”

-“Korkudan değil Organizasyonu yapmak için saklandım”

“Biz o akşam ölüm listesindeydik. Adil Öksüz takip ediyordu bizi. Dikmen taş ocağına bomba attılar. Bomba patlayınca yerimizi tespit ettiler dedim. Pek çok telefon konuşması yapınca onlar nerede olduğumuzu buldular. Oradan çıktım Keçiören istikametinde dolaştım. Üçüncü anons geldi Keçiören olumsuz dediler. Twitter’da bana laf atıyorlar. Korkup da gecekonduya saklandı diye. Bir adam saklansa kaç saat saklanır? İlk anda sokağa çıkıp yakalansam, bu organizasyonu yapmasam ne olurdu? Dozerlerle, iş makineleriyle sokağa döküldük. Kalkıp bu çağrıları yapmasam yakalansam mı iyiydi? Oğlum sokağa çıktı. Elbette bir yerde olacaktım. İlk olarak bir binaya gittik, binanın üstünde FETÖ’cü oturuyor. Yarım saat içinde yakalanırdık”

-'FETÖ'ye parsel parsel sattı'

AKP kurucularından eski milletvekili Bülent Arınç'ın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ilgili "Parelel yapıya Ankara'yı parsel parsel satmıştır" sözleri yine gündem olmuştu. TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu tarafından kendisine bu konuda sunulan sorulara yazılı yanıt vermiş, inkar etmişti.

-Canlı yayında 'kirli' olduğu iddia edilen şebeke suyu içmişti

Gökçek, Ankara'nın suyunun kirli olduğu yönündeki iddialara cevap vermek için basın toplantısı düzenlemiş, canlı yayında suyun kirli olmadığını ispatlamak için içmişti.

-10 milyon TL'ye dinazor heykeli

Ankapark'ın yanındaki Atatürk Orman Çiftliği kavşağına dinozor heykeli yaptırmıştı. Dinozor heykelinin 10 milyon TL’lik maliyeti ise dudak uçuklatmıştı.

-Ankara'nın girişine kapı yaptırdı

Ankara'nın 5 çıkışına tanesi 5 milyon liraya 5 kapı yaptırmıştı.

-Gökçek ağaç katliamı ile övünmüştü

ODTÜ arazisinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait 100 iş makinesi, 400 kamyon ve yüzlerce polis 4.8 kilometrelik yeni yol çalışmasına ODTÜ Aysel Sabuncu Yaşam Merkezi’nin bulunduğu bölgeden ağaçları keserek başlamıştı, Gökçek ağaç katliamı ile övünmüştü. Gökçek bunun rekor olduğunu açıklamıştı.

-Gülen Cemaatinden ağlayarak oy istemişti

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek 2014 yılındaki yerel seçimlerin öncesinde katıldığı bir televizyon programında Gülen Cemaati'nden ağlayarak oy istemişti. Seçimler demişken Gökçek 30 Mart Seçimleri'ne 'şaibeler' altında kazanmıştı. Oy sayımında elektrikler kesilmişti.

-“52 özel harekâtçı kömür oldu”

FETÖ’nün darbe girişimindeki bombardımanda şehit olan özel harekâtçılar için “52 özel harekâtçı kömür oldu” ifadelerini kullanan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Beyaz TV’ye ilişkin şikâyetler üzerine rapor hazırlanmıştı.

-“Bir daha darbe teşebbüsü olursa kanlı olur”

Twitterdan 15 Temmuz darbe girişimine yönelik açıklamada bulunan Gökçek, 15 temmuz'dan sonra halkın silahlandığını belirtmiş halkın çoğunun kendine, çoluğuna çocuğuna pompalı tüfek aldığını aktarıp, bir daha darbe teşebbüsü olursa kanlı olur skandalına imza atmıştı.

-“Erdoğan’ı, beni, bakanları Allah koruyor”

Beyaz TV canlı yayınına katılan Gökçek, 39 kişinin şehit saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada "Erdoğan’ı, beni, bakanları Allah koruyor" diyip büyük tepki çekmişti.

-“Bu yolu ya yapacağız ya yapacağız”

ODTÜ'nün yanından geçecek olan ikinci bulvara karşı olan Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odalarını eleştiren Başkan Melih Gökçek, "Ne yapsak karşılar. Yani karşı olmamaları mümkün değil. Biz buralara konut, ticaret merkezi yapmayacağız. Halkın ihtiyacı olan yolu yapacağız. Bu yolları da ya yapacağız, ya yapacağız. Ve halkın hizmetine açacağız" açıklamalarında bulunmuştu.

-“Terör İstanbul'da da can aldı kazanan mutlaka Türkiye Cumhuriyeti olacak”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Taksim'deki bombalı saldırı ile skandal bir açıklamada bulunmuştu. "Terör İstanbul'da da can aldı. Bu olaylar belki bir süre daha sürecek. Ama sonunda kazanan mutlaka Türkiye Cumhuriyeti olacak"  demişti.

-“Bağırta bağırta anayasayı geçireceğiz”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, AKP ve MHP’nin Meclis’e getirdiği anayasa değişiklik teklifi için tepki çeken bir paylaşımda bulunmuştu.
Gökçek,Twitter hesabında “CHP’liler anayasa değişikliği için bas bas bağırıyorlar, sevgili CHP’liler boşuna nefes tüketmeyin, bağırta bağırta anayasayı geçireceğiz” diye yazdı.

-“Fışkiye’yi kim kırdı?”

Melih Gökçek Gezi olayları zamanında Twitter’dan “Belediyenin önündeki fıskiyeyi kim kırdı” diye tweet atınca dillere düşmüştü.

-Doğalgaz sayaçları

Melih Gökçek ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında düelloya neden olan doğalgaz sayaçlarının halka yüzde yüz zamlı fiyatla satıldığı, AKP’li eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun imzasını taşıyan iki ayrı resmi yazı ile kesinleşti. Aksu, belediyenin 149 dolara aldığı doğalgaz sayaçlarını, vatandaşlara 300 dolara sattığını doğruladı. 

Gökçek-Altınok kavgası

Gökçek ve Altınok'un yıldızları, aynı partide siyaset yapmalarına karşın bir türlü barışmadı. 2004 yerel seçimlerinde her iki isim de Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adaylıklarını açıkladı. Ancak ipi göğüsleyen Gökçek oldu. 2009 yerel seçimlerinde de tablo yine aynıydı. Bu kez süreç, ortaya atılan seks kasedi iddiaları nedeniyle Altınok'un Keçiören Belediye Başkanlığı'ndan da istifasıyla sonlandı. Gökçek'in özellikle AKP kanadından gelen eleştirilere rağmen her dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olması ve kazanması, 2009'da yaşanan 'seks kasedi olayı' ile birlikte Gökçek'in siyasi hayatında bir 'şaibe' olarak yerini aldı. 

-Ankaragücü-Gökçek-Osmanlıspor

Gençliğinden beri futbol tutkusu olan Melih Gökçek, Başkent'in en köklü takımlarından Ankaragücü'ne de el attı ve yönetimine aynı zamanda Ankaraspor yönetiminde olan diğer oğlu Ahmet Gökçek'i getirdi. Ancak kulüp, bu süreçte büyük ekonomik zorlukların yanısıra hukuki tartışmaların da odağına oturdu.
Futbol Federasyonu, "yöneticileri aynı olan takımların aynı ligde olamayacakları" hükmü gereğince Ankaraspor'u tüm liglerden ihraç etti.
Ankaragücü ise mali güçlükler nedeniyle küme düştü. Ankaraspor "Osmanlıspor Futbol Kulübü" adıyla liglere geri döndü. Kulüp başkanlığına ise Ahmet Gökçek getirildi. 

-Oğullarından 27.5 santimlik kılıcın kullanıldığı yol kavgası

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğulları Osman ve Ahmet Gökçek’e trafikte karıştıkları bir kavga nedeniyle toplam 29 ay hapis cezası verilmişti. Gökçek kardeşlerin hapis cezaları adli para cezasına çevrildi. Kavgada Osman Gökçek'e ait olduğu belirlenen ejderha başı motifli, 27.5 cm uzunluğundaki bir kılıcın kullanıldığı ortaya çıkmıtşı. 

-27 Milyona kule

Ankara Keçiören’de, “Türkiye’nin en yüksek kulesi” olması hedefiyle 2003’te temeli atılan Cumhuriyet Kulesi için 27 milyon TL harcandı. Cumhuriyet Kulesi'nin Keçiören'de temelleri 14 yıl önce atıldı. Kulenin yapımı imara aykırı ve kaçak yapı olduğu gerekçesiyle 144'üncü metresindeyken 2009 yılında yapımı durduruldu. 

-'Gökçek'in ucubesi'

2005 yılında yapımına başlanan ve “Ankara'nın en gözde mekanı olacak” diye tanıtılan, 'ucube demir yığını' olarak da bilinen yapı 8 yılın ardından yıkıldı. Başkentin silüetini bozduğu için de sıkça eleştirilen demir kafesin ihalesini alan ve AKP'ye yakınlığıyla bilinen YDA Grup, kule iş merkezi yapmak planıyla hummalı bir çalışmaya girmişti.

Kaynak yetersizliği yüzünden yapımı durdurulan yapı için bu güne kadar 71 milyon 506 bin 157 TL harcanırken, demir kafes sökülme kararının ardından yaklaşık 3,5 milyon liraya hurda bedeliyle satıldı. 

-Ankara’ya deniz getirdi

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 23 yıllık görevi boyunca Ankara’da yağan şiddetli yağmur ve sonrasında oluşan sel baskınlarına çare bulamadı.

Özellikle 2015'in Ağustos ayında yılında yağan sağanak yağışta birçok ev ve işyerini de su bastı. Büyükşehir Belediyesi ekipleri, suları tahliye edip tıkanan rögarları açmakta ise yetersiz kaldı.

Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, kentteki sel felaketleri ve yaralanmaların ardından yine hiçbir sorumluluk üstlenmedi. Gökçek, tepkilere CHP’li belediyelerdeki sellerle karşılık verdi.

Melih Gökçek, “Bütün dünyada sel felaketlerini önleyecek bir altyapı yoktur. Sel bir afettir, belediyeler altyapısını sele göre planlamaz. Çünkü ekonomik olarak yetişemez" demişti. 

MELİH GÖKÇEK KİMDİR?

Melih GÖKÇEK, 20 Ekim 1948 tarihinde Ankara Keçiören'de doğdu. Babası avukat, annesi ev hanımıydı. Üç çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olan Gökçek beş yaşına kadar Başkent Ankara'da ikamet etti. Babasının işi dolayısıyla Gaziantep’e taşınan Gökçek, ilk, orta ve lise eğitimini Gaziantep‘te tamamladı. 

1967 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanınca tekrar Ankara’ya yerleşti. Mülkiye’den sonra Gazi Üniversitesi Gazetecilik Meslek Yüksek Okulu’ nu bitirdi.  Parlamento muhabirliği, gazete temsilciliği, Çalışma Bakanlığında Özel Kalem Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Askerliğini Kıbrıs Güzelyurt ‘ta yedek subay olarak tamamladıktan sonra ticaret hayatına atıldı. Fotoğrafçılık ve market işletmeciliği yaptı.

Babasının Adalet Partisi Gaziantep İl Başkanı olması nedeniyle çocukluk yıllarından itibaren siyasetle iç içe büyüdü. 1984 yılında Keçiören Belediye Başkanı seçildi. Bir süre Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü de yapan Gökçek, 1991 yılında Ankara Milletvekili oldu. 1994 yılında ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday oldu ve seçildi.
Halkın güvenini kazanarak 4 dönem üst üste Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Gökçek, hizmet anlayışı ile Ankara’yı örnek bir başkent haline getirdi. Hayata geçirdiği yeni projeleri ile Ankaralıların takdirini kazanmanın yanı sıra almış olduğu ulusal ve uluslararası ödüllerle de bu başarısını taçlandırdı. 

SİYASİ HAYATI

25 Mart 1984 yerel seçimlerinde Anavatan Partisi’nden Ankara Keçiören Belediye Başkanlığını % 56,6 oy alarak kazandı. Görevini tamamladıktan sonra Gökçek bürokrasiye geri döndü. 
1989-1991 yılları arasında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü yaptı. 20 Ekim 1991 Genel Seçimlerinde Refah Partisi Ankara Milletvekili olarak parlamentoya girdi. 2 yıl, 3 ay milletvekilliği yapan Gökçek, 1994 yılında milletvekilliği devam ederken Refah Partisi'nden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday oldu ve seçimi kazandı. 1999, 2004 ve 2009 Yerel Seçimlerinde de aynı göreve yeniden seçilere  4 dönem üst üste Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaparak bir rekora imza attı. Halen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine devam etmektedir.

1984 - 1989    ANKARA KEÇİÖREN BELEDİYE BAŞKANLIĞI
1989 - 1991    SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1991 - 1994    REFAH PARTİSİ ANKARA MİLLETVEKİLİ
1994 - 1999    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
1999 - 2004    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
2004 - 2009    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
2009 - ...    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI

Ayrıca Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK, Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği Genel Kurulu’nda (Mayıs 2011)  oy birliği ile Birliğin Başkanlığına seçildi.

Küresel Tasarım Kentleri Teşkilatı Genel Kurulu ve Küresel Tasarım Kentleri Zirvesinde (Eylül 2011)  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK, Genel Kurul’a katılan 18 ülkeden 32 kent tarafından oybirliği ile Küresel Tasarım Kentleri Teşkilatı Başkanlığına seçildi.

AİLESİ

20 Ekim 1975 yılında Nevin Hanım ile evlendi. Nevin Hanım Düzce’nin Akçakoca ilçesinde doğdu. Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Öğretmenlik görevini otuz sene devam ettirdi. Şu anda emekli olan Nevin Hanım (SOS) Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın Onursal Başkanlığını aktif olarak devam ettirmektedir. Melih - Nevin Gökçek çiftinin 1976 yılında Ahmet ve 1982 Osman isimlerinde 2 çocukları olmuştur. Ayrıca  Melih ve Ahmet isimlerinde iki torunları vardır.

Gökçek'in en sevdiği ilgi alanları fotoğraf çekmek ve futbol oynamaktır. Çektiği fotoğraflarla ilerde bir sergi açmayı düşünmektedir. En sevdiği yemek çiğ köfte, en sevdiği renkler ise mavi yeşil ve beyazdır.

Gökçek’ in hayatında 20 Ekim tarihinin ayrı bir önemi vardır. 20 Ekim Tarihi Melih Gökçek ve eşi Nevin Hanım ‘ın doğum günü ve hayatlarını birleştirdikleri gündür. Ayrıca 1991 yılında milletvekili seçildiği gündür.

Ethem Sarısülük'ün vurulmasının ardından polise teşekkür etti

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Gezi olaylarının yaşandığı tarihte Kızılay'da polis Ahmet Şahbaz'ın Ethem Sarısülük'ü vurmasının sonrasında Kızılay Güvenpark’a Çevik kuvvet ekiplerine teşekkür pankartı astırdı.