Erdoğan, TBMM açılışında: AB'ye ihtiyacımız kalmadı!

Erdoğan, TBMM açılışında: AB'ye ihtiyacımız kalmadı!

TBMM 26. Dönem 3. Yasama Yılı açılış töreni TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın konuşması ile başladı. Kahraman'ın ardından kürsüye gelen Erdoğan yaptığı konuşmada uyum yasaları, OHAL, AB ve Suriye konusunda açıklamalarda bulundu.

Meclis Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "OHAL'e yönelik bir takım nitelemeler var ki kabul edilebilir değil. Olağanüstü tehditler olağanüstü tedbirleri gerektirir. Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir"dedi.

 Kuzey Irak yönetimine de seslenen Erdoğan, "Kuzey Irak referandumu ile ilgili ed konuşan Erdoğan, "Sınırımızın başında fitne kuyusuna izin vermeyeceğiz. Kuzey Irak Yönetimi, yaptığı yanlıştan dönme erdemini gösterdiğinde, Türkiye, devleti ve milletiyle bu kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir" ifadesini kullandı.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a 'Atatürk' tepkisi

TBMM 26. Dönem 3. Yasama Yılı açılışı TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın başkanlık yaptığı Genel Kurul oturumu ile başladı.

TBMM 26. Dönem 3. Yasama Yılı açılışı için salona gelen ilk lider MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Bahçeli’nin ardından salona giren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu başı ile Devlet Bahçeli’yi selamladıktan sonra CHP grup sıralarındaki yerine oturdu.

 HDP'Lİ VEKİLLER KATILMADI

Bakanlar Kurulu üyelerinin de Genel Kuruldaki yerlerini almasından sonra Başbakan Binali Yıldırım AKP'li milletvekillerinin alkışları eşliğinde salona girdi. Açılış oturumuna HDP'li milletvekilleri katılmadı.

Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının yanı sıra yüksek yargı organı başkanları ve yabancı misyon temsilcileri de Genel Kurul Salonundaki yerlerini aldı. TBMM Başkanı Kahraman, yeni yasama yılının ilk oturumunu açtı.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis'e geldi. Erdoğan, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı tarafından törenle karşılandı. Cumhurbaşkanlığı Tören Birliği kıtasını selamlayan Erdoğan, daha sonra Genel Kurul Salonuna geçti. 

ERDOĞAN KONUŞUYOR

TBMM Başkanı Kahraman'ın konuşmasının ardından İstiklal Marşı okundu. İstiklal Marşı'nın ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan kürsüye geldi.

'15 TEMMUZ ORTAK DEĞERİMİZDİR'

Yeni anayasa sürecine vurgu yapan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöye: Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, TBMM'nin 26. dönem 3. yasama yılı açılışında sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kurtuluş Savaşı'nı sevk ve idare eden 15 Temmuz'da da çifte gazilik unvanı kazanan yüce Meclisimize başarılar diliyorum. TBMM'nin ve hemen karşımızdaki Genelkurmay Başkanlığı çevresinde 34 vatandaşımız, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi civarında da 29 vatandaşımız şehit olmuştur. 15 Temmuz'da etten duvar ören vatandaşımız canını vermekten kaçınmamıştır. 15 Temmuz hepimizin ortak bir değeridir. Bu değere saygı duyan herkes milletimizin gönlünde yücelir, itibar sahibi olur. Bu değeri çarpıtmaya kalkan herkes de milletimizinden hakettiği muameleyi alır. Geçtiğimiz yasama döneminde Meclisimizin en önemli çalışmalarından biri de anayasa değişikliği sürecini yürütmüş olmasıdır.

 "AKP VE MHP TARAFINDAN YÜRÜTÜLDÜ"

Anayasa değişikliği süreci AKP ve MHP tarafından yürütülmüştür. Anayasa değişikliği gerektiren bu düzenlemenin gerçekleştirilebilmesi ancak diğer partilerden destek alınabilmesi ile mümkündü. MHP'nin gösterdiği irade 16 Nisan'a giden yolu açmıştır. Milletimiz de nihai kararını hür iradesi ile vermiştir. Türkiye, 2019'da yapılacak seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçecektir. Yasamanın, yürütme organının veya koalisyon partilerinin tahakkümü altında bulunduğu eleştirisi ortadan kalkmaktadır. Cumhurbaşkanı'nın bütçe kanunu dışında Meclis'e kanun teklifi sunma imkanı bulunmuyor. Anasasa yasaların üzerindeyse, yasalar da Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin üzerindedir. Kararname ile düzenlenen herhangi bir konuda Meclis yasa çıkardığında, yasa esas alınacaktır.

 Yasamanın yürütme üzerindeki denetleme yolları da açıktır. Yeni sistem güçler arasındaki ayrımı netleştirirken asıl kararları hep millete bırakıyor. Bu vesile ile ülkemizde ilk defa Meclisimizin eli ile, milletimizin özgür iradesi ile köklü bir reformu hayata geçirebilmemize katkı sağlayan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.

 UYUM YASALARI

 Önemli bir görev daha var. Uyum yasaları başta olmak üzere yeni sistemin en sağlıklı şekilde hayata geçmesini sağlayacak düzenlemeler üzerinde derhal çalışılmaya başlanması gerekiyor. Yeni yasama yılında çok daha önemli çalışmalara imza atacaktır. Her anlamda tarihi bir süreçten geçiyoruz. Ülkemizin son yıllarda yaşadığı sosyal, siyasi, ekonomik, diplomatik gelişmelerin hiçbiri genel fotoğraftan bağımsız değildir.

 Hükümetten beklentim, kamu mali disiplininden ödün vermeden geleceğe daha rahat bakabileceğimiz tedbirleri almasıdır. Milletimizi huzursuz ve tedirgin edecek gereksiz adımlardan kaçınılması büyük önem arzetmektedir. Geçtiğimiz hafta yapılan tezkere konusunda Meclisimizde sergilenen birlik ve beraberliği takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum.

 OHAL AÇIKLAMASI

OHAL'e yönelik bir takım nitelemeler var ki kabul edilebilir değil. Türkiye'nin olağanüstü tehditlerle karşı karşıya bulunduğunu kim inkar edebilir. Olağanüstü tehditler olağanüstü tedbirleri gerektirir. OHAL'den zarar gören kimse olmamıştır. Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir. Terörle mücadelede kararlılığımızı sonuna kadar devam ettireceğiz.

 KUZEY IRAK YÖNETİMİ YANLIŞTAN DÖNERSE...

 Irak ilk Körfez savaşından bu yana istikrara kavuşamamış bir ülkedir. DEAŞ tehdidinin ilk patlak verdiği yer olan Irak'taki mezhep gerilimi pek çok sorunun ana kaynağıdır. Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur. Bu süreçten ne Kürtlere ne Araplar ne Türkmenlere ne de diğer gruplara bir sonuç çıkmayacağı açıktır. Sınırlarımızın hemen başında hem Irak halkı hem de Türkiye başta olmak üzere tehdit oluşturacak bir fitne kuyusunun kazılmasına bir razı olamayız.

 Kuzey Irak yönetimi eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkumdur. Bu adımı cesaretlendirecek herhangi bir destek beyanının şu ana kadar gelmemiş olmasını önemli buluyorum. Kuzey Irak yönetimi bu yanlıştan dönme eredemini gösterdiği takdirde Türkiye elini uzatmaya devam edecektir.

AB'YE İHTİYACIMIZ KALMADI

 Terör örgütleri ile mücadelemizde bizi en çok hayal kırıklığına uğratanların başında AB ülkeleri geliyor. Biz diyoruz ki, PKK bölücü bir örgüttür, terör örgütüdür, devletimizi yıkmaya çalışmaktadır. Biz diyoruz ki, FETÖ bir ihanet çetesidir. Başlattığı darbe girişiminde 250 vatandaşımız şehit olmuştur. Avrupa ülkeleri bunun karşılığında hiçbir şey yapmıyor. Bugün Avrupa, Türkiye'nin meşru yönetimine karşı her türlü organizasyonu yapabildikleri bir yer haline gelmiştir. Şu anda bakıyoruz, kıtanın her köşesinde teröristleri yücelten broşürler dağıtılıyor, standlar kuruluyor. Türkiye'nin ilk başvuruyu yaptığı 1963 yılından beri göstermiş olduğu bu tavrı AB'nin yanlış anladığını görüyoruz. Aslına bakarsanız bizim AB üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır. Ama süreci bitiren havu atan biz olmayacağız.

TBMM'deki tüm partilerimizin de iştirak ettiğini düşündüğüm bu politikamızı AB'den cevap alana kadar muhafaza edeceğiz. Adına türküler yaktığımız Yemen'deki hadiseleri nasıl yok sayabiliriz, Afganistan'ı, Pakistan'ı, Hindistan'ı nasıl öteki görebiliriz. Arakan'daki, Türkistan'taki, Kırım'daki masumları nasıl yüzüstü bırakırız. Türkiye elbette Avrupa Atlantik kurumları ile yakın işbirliği içindedir, bu medeniyetimizi yok saymamız anlamına gelmiyor. Bu işler için kullandığımız kaynaklar bugün bizim hiçbir projemize mani olmaz. Türkiye'nin bu çalışmaları ile hem geçmişine sahip çıktığı hem de geleceğine yatırım yaptığı unutulmamalıdır. Bölgemizdeki tüm terör örgütlerinin saldırıları ile yıkamadıkları Türkiye, güçlü bir Türkiye'dir.