Kılıçdaroğlu: Türkiye tarihinin derin krizlerinden birini yaşıyor!

Kılıçdaroğlu: Türkiye tarihinin derin krizlerinden birini yaşıyor!

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Eczacılar Birliği Kongresi'nde konuştu. Eczacıları ve sağlık sektöründeki sorunları anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, '' sağlık reformuna ihtiyaç var ama sağlığın bütün bileşenleriyle biraraya gelinmesi gerekiyor. Ancak bu masa başında olmamalı.'' dedi. Öte yandan Kılıçdaroğlu, '' Türkiye tarihinin derin krizlerinden birini yaşıyor'' ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, JW Marriott Otel'de Türk Eczacıları Birliği 41. Olağan Büyük Kongresi'ne katıldı. Kılıçdaroğlu, Eczacılık Fakültelerinin sorunlarına değinerek, "Arkadaşlarım not iletti bana; bugün bir tane bile eczacı öğretim üyesi olmayan Eczacılık Fakültelerinin olduğunu söylediler. Bu tablo doğru bir tablo değildir. Kimse fakülteler açılmasın demiyor iyi bir kadrosu olsun. Eczacı bir öğretim üyesi görmeden hangi bilgi ile donanacak eczacı arkadaşımız? Hangi nitelikle görev yapacak? Yılda 2 bin eczacı mezun olur bunların bir kısmı aradığımız niteliklere sahip olmazsa zararı sağlıktan yararlananlar çekecektir. Eczacı ile yurttaş arasındaki ilişki güvensizlik temeli üzerine de oturabilecektir. Özelikle YÖK'ten rica ediyoruz, fakülte açacaksanız önce hocalarını bulacaksınız. Bina ile fakülte olmaz. Eğitim çağdaş olmanın gerekleri çerçevesinde yerine getirilmeli. Plansız bir politika ile çok sayıda eczacıyı mezun ederseniz, bugün atama bekleyen yüzbinlerce öğretmen var. Yarın görev bekleyen on binlerce eczacı karşımıza çıkacaktır. Bunun yanında ihtiyaç duyduğumuz pek çok meslek erbabı yetişmemiş olacaktır. Eğitim planlaması önemli" diye konuştu.

'Acil servis ücretsiz olduğu için herkes acil servise koşuyor'

Kılıçdaroğlu, "Doktorların yemini vardır. Gelirine, kimliğine bakılmaz diyoruz. Bir Bağkurlu mesela belli bir süre prim ödemezse ona sağlık hizmeti verilmiyor. Anayasaya göre hani herkes sağlık hizmetinden yararlanma hakkına sahipti. Gelir ile sağlık hakkı arasındaki bağlantı kesilmeli. İnsanlar para ödememek için acil servis ücretsiz olduğu için herkes acil servise koşuyor. 1 yılda acile başvuranların sayısı 110 milyon 915 bin kişi. Bu acı tablonun bilinmesi lazım. Sağlıkta reform yapıldı. Yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Yeniden bir sağlık reformu yapılmalı. Masa başında değil sağlığın bütün bileşenleri ile bir araya gelip yapmak gerekiyor. Ortak akıl ile sağlıkta reform yapılmalı" ifadelerini kullandı.

'292 milyar 804 milyon lira açık nereden kaynaklanıyor?'

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü yaptığı yıllara değinen Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

"92-99 yılları arasında Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü yaptım. Sistemde büyük açıklar vardı. Bu açıkları gidermek için siyasilerin dikkatini çekmek için sağlığın bileşenleri ile kamuoyuna mal ettik sorunun çözülmesi gerekiyordu. Çok şey yapıldı ama büyük ölçüde gerçekleşmedi. Siyasete girdik doğaldır bizi suçladılar. 'Kılıçdaroğlu SSK'yı batırdı' diye. Benim dönemimdeki açığı açıklamak mümkün. Şimdi daha fazla prim ödüyorsunuz daha düşük emekli maaşı alıyorsunuz. Bunlara rağmen bu açık neden büyüyor? Benim dönemimde açığın; 42 milyar lira olduğu söylendi sayın bakan tarafından. Sayın bakanı plan bütçe komisyonu üyemiz Bülent Kuşoğlu ile görüşmesini öneririm. Bir bakan ağzından çıkan rakamı test etmeli. Benim dönemimdeki bütün açıklara bakabiliriz. Bu hükümetin, hükümetlerin bütün dönemlerine bakıyorum; 292 milyar 804 milyon lira. Siyasetçi olarak şunu soruyorum bu açık nereden kaynaklanıyor? Emekliye daha düşük aylık, prim ödeme gün sayısı arttı, emeklilik yaşı 34-43'ten 65'e çıktı.

'Akan paralar neden her ay gösterilmiyor?'

Bu açık nereden çıktı? Bunu sorma hakkına sahibim. 80 milyon vatandaşımız da sorma hakkına sahip. Bu açıklar neden kamuoyuna açıklanmıyor, gizleniyor? Her ay hazineden Sosyal Güvenlik Kurumu'na akan paralar neden her ay gösterilmiyor? Devlette saydamlık olması lazım. Hangi gerekçe ile göstermiyorsunuz?

'Müfettiş ordusu beş kuruşluk bir yolsuzluk bulamadı'

Siyasete girdim, 10 yılımızı incelediler. Müfettiş ordusu görevlendirdiler beş kuruşluk bir yolsuzluk bulamadılar.

Erdoğan'a ve Yıldırım'a meydan okudu

İddia ediyorum, AKP'nin Genel Başkanına, Başbakana açık ve net; meydan okuyorum eğer Sosyal Güvenlik'i tartışacaksanız, ben tek başıma siz ordunuz ile gelin oturup tartışalım. Kim Sosyal Güvenlik'i bu hale getirdi?"

'Türkiye tarihinin en derin krizlerinden biri'

Kılıçdaroğlu, "Türkiye tarihinin en derin krizlerinden birini yaşıyor. Düşüncesini açıkladı diye, gazeteciler, milletvekilleri, avukatlar, hakimler, savcılar hapiste. 500, 600 gündür iddianameleri yazılmayan çok sayıda öğrenci hapiste. Demokrasimiz sürekli kan kaybediyor. 20 Temmuz darbesinden sonra Türkiye'nin geleceğini yeniden düşünmemiz gerekiyor. Bu mesele parti, meslek örgütü meselesi değil Türkiye meselesidir. Bu ülkenin aydınları olarak benim kadar sizin de sorumluluğunuz var. Demokrasi tek başına siyaset kurumuna emanet edilecek bir şey değildir. Demokrasi, 80 milyonun üzerine titrediği bir kurumdur. Birlikte mücadele edeceğiz" açıklamasında bulundu.

Vatana, demokrasiye ihanettir'

Kılıçdaroğlu, "2019 seçim sürecine giderken, iki seçeneğimiz var; demokratik parlamenter sistem. İkinci yok tek adam rejimi, bir adam olsun her şeye o karar versin. O kadar ki arabalara takılacak cam filmine bile o karar versin. Takalım mı takmayalım mı? Ceza keselim mi kesmeyelim mi? O bir kişinin sırtına bütün sorunları yıkıp o kişi sabah akşam kandırılır ve aldatılırsa nasıl aydınlığa çıkacak bu memleket? Düşünmemiz lazım. Kişi hata yapabilir eksiği de olabilir. Bütün yumurtalar bir sepete konmaz. Demokraside dengeler sistemi vardır. Yasama, yürütme yargı vardır. Denetleme vardır. Bunu bir parti meselesi olarak görmek vatana, demokrasiye ihanettir" diye konuştu.

'Atatürkçülük geçmişe takılıp kalmak değildir'

Kılıçdaroğlu, "Atatürkçülük geçmişe takılıp kalmak değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve insanlarını çağdaş uygarlığın ötesine taşımaktır. Gelecektir geçmiş değil" dedi.

'Meslek kuruluşları tehdit ediliyor'

Kılıçdaroğlu, "Meslek kuruluşları bazen davalar, denetimler ile tehdit ediliyor. Meslek kuruluşları niye tehdit edilsin? Anayasal kurum bunlar. Neden baskı kuruluyor? Niçin benim gibi düşünmüyorsun diye" dedi.

'2019 seçim sürecine giderken iki seçeneğimiz var'

Kılıçdaroğlu, "2019'da sandığa gideceğiz. Ya tek adam rejiminden yana oy kullanacağız elinde sopası olan konuşunca kafaya vuran. Ya da hayır biz ülkemizde çocuklarımıza demokratik bir ülke, demokratik bir parlamenter sistem bırakmak istiyoruz diye oy kullanacağız. Bu tercihi hepimizin düşünmesi lazım. Bu ülkenin aydınları olarak benim kadar sizin de sorumluluğunuz var. Demokrasi tek başına siyaset kurumuna emanet edilecek bir şey değildir. Demokrasi, 80 milyonun üzerine titrediği bir kurumdur. Birlikte mücadele edeceğiz" açıklamasında bulundu.