Halkevleri: Sokağın ustaları göreve!

Halkevleri: Sokağın ustaları göreve!

Halkevleri Adalet Yürüyüşü'nün farklı toplumsal kesimlerden yüz binlerce insanın, bin bir türlü adaletsizliğe karşı adalet talebini yükselttiği, aynı zamanda bu ülke halklarının diktatörlük altında yaşamayı kabul etmediği gerçeğini dosta düşmana gösterdiğini vurgulayarak, sokakta mücadeleye devam çağrısı yaptı.

Halkevleri yazılı olarak yaptığı açıklamada, Adalet Yürüyüşünün 9 Temmuz da düzenlenen miting ile yeni bir sayfa açarak sonlandığının altını çizerek şöyle devam etti: "Adalet Mitingi’nin ardından çok daha büyük görevlerle karşı karşıyayız. Milyonların Tek Adam rejimine karşı “Adalet” talebi etrafında bir araya geldiği 9 Temmuz Adalet Mitingi’nin ardından Türkiye siyasetinin bütün özneleri açısından yeni bir düzlem açığa çıkmıştır."

'HAYIR' SEFERLİĞİNİ 'ADALET' SEFERLİĞİNE ÇEVİRELİM

Adalet Yürüyüşü’ne destek açıklaması sırasında “Hayır” seferberliğini, “Adalet” seferberliğine çevrilmesi gerekliliğini belirten Halkevleri: "9 Temmuz’da sokağa çıkan milyonların “çocuklarımız için yürüyoruz sözünü” bir vicdan seslenişinden politik bir eğitim hakkı hareketine dönüştürmek üzere harekete geçeceğiz. 11 yıldır binlerce aileye ulaşarak yürüttüğümüz Halkevleri Yaz Okulları çalışmaları başta olmak üzere bütün eğitim hakkı çalışmalarımızda açığa çıkan birikimlerimizi “gericiliğe karşı bilimsel eğitim hakkı” talebi etrafında bir harekete dönüştürmek üzere seferber edeceğiz." dedi.

Yazılı olarak Halkevleri Genel Merkezinden yapılan açıklamanın satır başları şöyle:

9 Temmuz öncesi görevimiz, OHAL koşullarında giderek büyüyen Adalet talebi sokağa çıkmışken, bu yürüyüş kolunu büyütmek ve ilerletmekti. Kürdüyle Türküyle, Alevisiyle, işçisi, emeklisi, yaşlısı ve çocuğu ile doğa ve yaşam savunucusundan “Eşitlik yoksa adalet de yok” diyen kadınına, toplumun demokratik potansiyelini ve hakları için mücadele eden kesimlerini omuz omuza bu yürüyüşe katmaktı. Yürüyüş sürerken toplumun bir bütün olarak diktatörlük karşısında direniş kapasitesini yükseltmekti.

SOKAĞIN USTALARI GÖREVE

Tek Adam rejimi karşısındaki bütün muhalefet odaklarına birlikte yürüme çağrısı yapan ana muhalefet partisi, “Tek yol devrim” dememiş ama adalet mücadelesinde “Tek yol sokak” diyerek kendi geleneksel sistem içi ve uzlaşmacı sınırlarını zorlayan bir süreci başlattığını ilan etmiştir. Bu sınırların ne kadar zorlanacağı, kitlelerin adaletsizliğe karşı somut talepler etrafında sokakta ne ölçüde seferber edileceğine bağlıdır. Bu da sokağın ustaları olan devrimcilere görev yüklemektedir.

Sadece yürüyüşün 25 gününe, katılımcılara bakmak dahi Kılıçdaroğlu’nun 9 Temmuz mitinginde açıkladığı asgari taleplerin çok daha zenginleştirilebileceğini gösteriyor. Devrimcilerin yanıtlaması gereken güncel soru, bu toplumsallaşmış taleplerin nasıl bir direniş çizgisinin hedeflerine dönüştürüleceği, bu direniş yataklarının Tek Adam rejimi karşısında nasıl bir mücadele düzleminde birleşeceğidir. Şimdi önümüzde yapacak çok iş, faşizme karşı örgütlenecek bir direniş hareketi ve bir iktidar mücadelesi var.

ADALET TALEBİNİN YAKTIĞI ATEŞİ HARLAYALIM

Adalet Yürüyüşü’nün ve Adalet Mitingi’nin yaktığı ateşi önümüzdeki en acil gündemlerle harlayalım!

Adalet mücadelesini semtlere, mahallelere, parklara yayacak; adaletsizliğe karşı çıkanların sözünü söyleyip kendi somut sorunları karşısında mücadelelerini örgütlediği öz örgütlerini kuracağız. Gezi’den referandum sürecine kurulmasına öncülük ettiğimiz ya da katkıda bulunduğumuz forum ve meclis tipi örgütlenmelerin yarattığı birikim ve deneyimi, “Adalet” mücadelesinin örgütlenmelerini yaratmak için kullanacağız.

DEMOKRASİ BAYRAĞI YÜKSELTİLSİN

20 Temmuz’da 1. yılını dolduracak olan OHAL’in kaldırılması için mücadeleyi yükselteceğiz. AKP’nin eski iktidar ortakları tarafından düzenlenen 15 Temmuz darbe girişiminin de, onu “Allah’tan bir lütuf” sayan AKP iktidarının devreye soktuğu karşı darbesinin de halk düşmanı yüzünü teşhir ederek demokrasi bayrağını yükselteceğiz.

Kadınların eşitliği ve özgürlüğü karşısındaki tüm engellerin kaldırılması, kadın düşmanı politikalara son verilmesi için, gericiliğe ve erkek egemenliğine karşı kadınların direnişini yükselteceğiz.

EŞİTLİK OLMADAN, LAİKLİK OLMADAN ADALET OLMAZ

Yaşamın her alanında süren neoliberalizme karşı direnişleri; güvencesizliğe karşı taşeron işçi mücadelelerini, kentlerin ve doğanın yağmalanmasına karşı hak mücadelelerini; emperyalizme, savaşa ve şovenizme karşı yürütülen barış ve kardeşlik mücadelelerini insanca bir yaşam mücadelesinin bileşenleri olarak örgütleyecek, “Eşitlik olmadan, laiklik olmadan adalet olmaz!” diyeceğiz.

Bu mücadelede adım atana omuz verecek, eksiklikler karşısındaki eleştirimizi daha ileri mücadeleler örgütleyerek ortaya koyacak, sokağın ve faşizme karşı mücadelenin ustaları olarak ön safta duracağız!