İlker Başbuğ'dan 'Büyük Ortadoğu Projesi' yanıtı

İlker Başbuğ'dan 'Büyük Ortadoğu Projesi' yanıtı

Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) bir otelde düzenlenen 4. Olağan Toplantısına katıldı.'Büyük Orta Doğu Projesi'nde sıra Türkiye’ye gelir mi' sorusuna cevap veren Başbuğ, ''Gelir kardeşim, aklını kullan, engelle ona göre dikkatli ol'' dedi .

Burada, "Orta Doğu ve Türkiye" başlığı altında bir konuşma yapan Başbuğ, Orta Doğu’nun tarih sahnesine çıkışının Osmanlı Devleti ile başladığını kaydetti. Başbuğ, Osmanlı Devleti’nin hakimiyetinin ve sağladığı düzenin, barışın 1914 yılına kadar devam ettiğini aktardı. Atatürk’ün 'Musul’u da alın' gibi bir vasiyetinin olduğunu duymadığını dile getiren İlker Başbuğ, “Ben böyle bir şey görmedim, bu konuyla iyi kötü bilenlere sordum, onlar da öyle bir şey bilmiyor” dedi.

“Dünya devleti ABD”

ABD’nin büyük bir dünya devleti olduğunun altını çizen İlker Başbuğ, “ABD’nin dünyanın her denizinde donanması var. Denizlere hakim. Dünya devleti olabilmeniz için hatta dünya devleti değil bir bölgede güçlü olmak ve dediğinizi yaptırmanız için deniz kuvvetlerinizin olması gerekir. Bu olmadan ne bölge, ne de dünya devleti olabilirsiniz. ABD'nin dünyanın en güçlü silahlı kuvvetleri olduğu gerçeği var. Büyük bir ekonomik güç, bunun yanında en büyük teknolojik gücü, teknoloji, ekonomi, silahı olduğu zaman ortaya büyük bir dünya devleti çıkıyor. Rusya bunun yanında bir güç ama ABD ile eşit noktada değildir. Uyuyan değil büyüyen potansiyel bir devlet var o da Çin. ABD için potansiyel tehdit Çin’dir” ifadelerine yer verdi.

“Güçler dengesi”

'Orta Doğu ABD politikasında birinci öncelikli mi ya da Çin Denizi’ne neden öncelik veriyor' şeklinde soru soran Başbuğ, “Dünyaya hakim olan bir devlet. Bu dünyada çeşitli stratejik bölgeler var. Bunlardan bir tanesi Orta Doğu, buradan Çin Denizi'ne gidiyorsunuz. Dünyayı stratejik bölgelere ayırın, dünya devleti, o bölgede güçlü bir devlet olmasını istemez. O devlet ben bölgeye hakimim, bölgeyi etkileyebilecek güce erişecek bir büyük devlet istemez. Bakıyorsunuz bir devlet sivriliyor, askeri ve ekonomik olarak. Dünya devleti olarak bölgede güç dengesi kurmalısınız, en kolay yolu bu. ABD’nin Orta Doğu’da diyor ki bir bölgesel dengelerin ABD'ye karşı değişmesi, ABD’de güvenlik sorunu oluşturur. Bölgedeki dengeler benim aleyhime değişmeyecek. ABD en büyük stratejik hatayı 2003 yılında yaptı. Orta Doğu’da aslında bir İran vardı, İran’a karşı, Irak bir denge sağlıyordu. İran-Irak savaşı çıktığı zaman Irak’ın arkasında ABD vardı. Bölgede bir Arap-İsrail dengesi vardı. Mısır, Irak, Suriye, Ürdün vardı. Irak yerle bir edildi. Mısır, Arap Baharı ile gitti. Suriye, İsrail’e karşı yakın tehdit Suriye’ydi. 2011‘de Suriye’deki iç olaylar başladı. Boşluk var. Bunu kim dolduracak, ABD kendi unsurlarıyla beklenmedik bir aktör, yoğun olarak bölgeye Rusya girdi. İsrail ne zaman girecek. Yakın zamanda müdahale edebileceğini söyleyenler, değerlendirenler var. İsrail de bu resmin içine girerse tam bir felaket doğacak. Hem bölgede dengeyi sağlayacağım diyorsunuz hem de dengeyi alt üst ediyorsunuz büyük bir boşluk doğuruyorsunuz” diye konuştu.

ABD’nin Orta Doğu’yu ABD’ye karşı olan bir gücün kontrolüne bırakamayacağını savunan Başbuğ, ABD’nin Orta Doğu’da attığı her adımın İran’la olan bağlantısına bakmanın önemli olduğunu vurguladı.

“Salih Müslim PKK’nın adamı”

Trump’ın ABD ordusunu daha güçlendireceğini açıkladığını aktaran Başbuğ, “Benim dış politikamın ardındaki ana enstrüman ordu olacak diyor. İran, ABD için Orta Doğu’da etkendir. Irak’ta yaşananlardan ders çıkarılması lazım, benzer şeyler yaşanıyor. Suriye’de iç savaş 2011’de başlıyor. O yılda ABD yönetimi Suriye’de mevcut yönetiminin gitmesi gerektiğini söylüyor. Suriye’nin stabil olmasını 10-15 yıl süreceğini söyleyenler var. 2011’de olay başladı, 2012 yılına gelindiği zaman Beşar Esad Afrin’i YPG’ye bırakıyor. Niye bıraktı, bu da ayrı bir soru, birden fazla neden olabilir. PYD, partinin ismi, YPG silahlı unsuru. Partinin silahlı unsuru olur mu? İzahı mümkün olmayan bir durum. 2002 yılında PKK isim değiştirecek, kendini kamufle ediyor. 8. Kongresi’nde Suriye’de, İran’da, Türkiye’de PKK zaten var, siyasi oluşumu olacak diyor. PYD, YPG, KCK-PKK hepsi aynı. Başına kimi veriyorlar, 2003’de yapılanmada Salih Müslim yürütme organı içinde yer alan isim. Sen git kardeşim Suriye’deki partiyi oluştur diyorlar. PKK’nın Suriye’deki kolu bu kadar basit. Salih Müslim, PKK’nın adamı. 2012’de Afrin’i bırakacak Esad, 2013’e gelince, Abdullah Öcalan diyor ki, 'Orada yapılanma oluyor, Suriye’nin kuzeyinde bölgeler kurun' diyor. Fırat’ın doğusunda, Rojava, El Cezire gibi özerk bölgeler kurulacak” dedi.

“Sınırda terör yapılanmasına Türkiye izin verir mi”

2015’te bölgede tam resmin görüldüğünü kaydeden Başbuğ, “PKK Suriye’de sizin hudutlarınız boyunca yapılaşmaya, devletleşmeye girecek böyle şeyi Türkiye kabul edebilir mi? PKK, terör örgütünün uzantısı olan YPG, PYD Suriye’nin kuzeyinde yapılanmaya gidiyor. Toprak kontrolüne kadar neredeyse Suriye’nin 3’te 1’i. Yönetim var, idare var, bir de silahlı gücü var. Burada devletleşmeye giden yapılanmayla karşı karşıyayız. Türkiye’nin böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değil” şeklinde konuştu.

“Afrin, haklı ve gerekli bir operasyondu”

2016 yılına gelindiği zaman Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonuna başladığını dile getiren Başbuğ, “Fırat Kalkanı operasyonu elbette gerekli, haklı ve doğruydu. Zamanlaması üzerinde tartışabilirsiniz, daha erken olmaz mıydı diye. El Bab operasyonu ile devam ettik. Bunlar doğruydu. Bunu yaparsanız Fırat’ın doğusunu kontrolünde tutan PYD-YPG Fırat’ın batısına ilerleyecek dolayısıyla Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü koridoru oluşacaktır. Buna müsaade edilemez mümkün değil. Yabancı devletler neden anlamıyor, anlıyorlar da hakikaten izahı anlaşılması çok zor tabii ki. Bir tarafta terör örgütünün uzantısı sınırlarınız boyunca bir yapılanmaya gidiyor, siyasi dönüşme ihtimali var, siz bunu seyredeceksiniz, böyle bir şey olabilir mi? Mümkün değil. Meksika sınırınıza gelse bir terör örgütü otursa, hududunuzda yeni yapılanmaya kalksa siz müsaade eder misiniz? Küba’da Castro’ya müsaade etmediniz. Türkiye’nin sorunu bu, hududu boyunca terör devleti oluşuyor. İdlip’in ardından Afrin bekleniyordu. Kesinlikle haklı bir operasyondur. Uluslararası hukuk açısından sıkıntı yoktur, haklıdır. Hudutlarınızda Afrin Hatay’ın dibinde, YPG, PYD, PKK vardı. O bölgede PKK’nın kendisinin de olmasıydı. IŞİD unsurlarının olduğu yönünde bilgiler vardı. Haklı ve gerekli bir operasyondu, başarıyla devam ediyor” diye konuştu.

“TSK’ya güvenin, sabırlı olun”

TSK’nın 2015 yılında Güney Doğu’da meskun mahalde yaptığı operasyonlarla tecrübe kazandığını dile getiren Başbuğ, “Ordumuz üstün tecrübeye sahip oldu ve kazandı. Şimdi teknolojik imkanları da var, Afrin’i de planlayıp icraata dönüştürdüklerini görüyoruz. TSK operasyonu en iyi şekilde planlamıştır, en iyi şekilde gereğini icra edecektir. TSK’nın verdiği bilgilerle verdikleriyle yetinelim, ‘yok şöyle yok böyle olacak’ gibi harekatın detayının tartışılması doğru değil, biraz sabırlı olmamız gerekir. Zor bir harekat, bir mümkün olduğu kadar en az şehit vererek harekatı yürütmeliyiz. Dikkatli gitmeliyiz. ‘Neden hızlı gidilmiyor’ diyenler var. Bu bir Kıbrıs çıkarması değildir. Teröristle mücadele ediyorsunuz, öbür tarafta klasik savaştı. Burada dar bir arazide gidiyorsunuz. Sabırlı olmamız lazım. İkinci nokta orada yaşayan masum insanlara zarar vermemeniz lazım. Bunun için de dikkatli ve yavaş planlı hareket etmeniz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

“Ordumuzun mayası sağlam”

Menbiç konusunun tartışıldığını aktaran İlker Başbuğ, “Esas sorun Fırat’ın doğusunda, orayı çözemezseniz, sorun duruyor demektir. Buz dağının altındaki sorun Fırat’ın doğusundadır. Bunları biraz zamana bırakacağız. Zaman bize gösterecek neler olacağını. TSK’ya güvenin, TSK çok acılar çekti, 2007-2014 döneminde. Bu ordunun mayası sağlam. Acılara rağmen görev verildiği zaman onları bir tarafa bırakıyor, acısını yüreğine basıyor, canı pahasına verilen görevi yapmak için çalışıyor. Şehitler veriliyor, kolay bir olay değil. Tecrübelerimiz var, teknolojik olanaklarımız en iyi seviyede. Biz güveneceğiz. Türk ordusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusudur. Cumhuriyeti kuran ordu da, vatanına ve milletine canı pahasına hizmet eder. Onlara güvenerek maddi ve manevi desteği vererek, gelişmeleri sakinlikle, sabırla bekleyeceğiz” dedi.

“İç kaleyi sağlamlaştırmamız lazım”

Günümüzde Atatürk’ü sloganlarla, şekillerle anlatmaya çalışmanın hata olduğunu ifade eden Başbuğ, eğitim sisteminin sorgulayıcı ve analiz edici olmadığını bildirdi.

'Büyük Orta Doğu Projesi'nde sıra Türkiye’ye gelir mi' sorusuna ise Başbuğ, “Gelir kardeşim, aklını kullan, engelle ona göre dikkatli ol. Gelebilir. Çünkü gelmez dersen tarihi unuttun demektir. Onun için güçlü olmamız lazım. Esasen önemli olan milletin bütün olması ve milli konularda milletin arkasında olmasıdır. İç kaleyi sağlamlaştırmamız lazım, yarın sıra gelebilir” diye cevapladı.