İşte AKP'nin göçmen sevdasının gerçek nedeni

İşte AKP'nin göçmen sevdasının gerçek nedeni

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, göçmen işçilerle ilgili İzmir İSİG Meclisi'nin hazırladığı açıklamayı paylaştı.

Büyükçekmece'deki fabrika yangınında 4 göçmen işçi yaşamını yitirdi.

Ankara'daki yangında ölen 7, Kocaeli'deki yangında ölen 5 göçmen işçi gibi bu işçilerin de isimleri dahi bilinmiyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, göçmen işçilerle ilgili İzmir İSİG Meclisi'nin hazırladığı açıklamayı paylaştı.

Suriye'de 2011 yılında başlayan savaş ile birlikte Türkiye, dışarıdan en çok göç alan ülke konumu haline geldi. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün 16 Mayıs 2019 tarihli verilerine göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı 3 milyon 606 bin 737 iken diğer Asya ve Afrika ülkelerinden gelen mültecilerle bu rakam 4 milyonu aşıyor.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“İSİG Meclisi olarak elimizdeki bilgileri göre; 2013 yılında en az 22, 2014 yılında en az 53, 2015 yılında en az 67, 2016 yılında en az 96, 2017 yılında en az 88, 2018 yılında en az 110, 2019'un ilk 5 ayında ise 49 mülteci iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2013 yılında yüzde 2 olan mülteci işçi ölümü 2018 yılında yüzde 6'ya kadar yükseldi. Ölümlerin en çok yaşandığı iş koşulları ise inşaat, tarım, belediye ve tekstil. Yakın zamanda Ankara'da 5, Kocaeli'nde de 4 mülteci işçi çalıştıkları atölyelerde çıkan yangınlarda yaşamını yitirdi.

Mülteciler, kent merkezinde patronlar, kırsalda ise dayıbaşları tarafından özellikle kayıt dışılığın yaygın olduğu sektörlerde çalıştırılıyor. Ucuz iş gücü olarak görülen mülteciler Türkiyeli işçilere göre daha uzun saatler ve daha düşük yevmiyelerde çalıştırılıyor. Patronlar karlarına kar katarken mülteci işçiler artan işsizliğin ve düşen yevmiyelerin sorumlusu olarak görülüyor.

Mültecilerin yoğun olarak çalıştığı Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi'ndeki 'Suriyelileri İstemiyoruz' eylemleri bir süre sonra Türkiyeli ve Suriyeli ayakkabı işçilerinin ortak eylemlerine döndü ve kazanım getirdi. Yine Torbalı'da çalışan Türkiyeli ve Suriyeli tarım işçilerinin yevmiyelerin artırılması için kurdukları birlik ve iş bırakma, kısmi zam getirdi.

Ancak gerici ırkçı politikalar gün geçtkçe mülteciler üzerinden tırmandırılmaya hatta plajlardan Suriyelilere kovmaya kadar varan bir iklimin de zemini hazırlanıyor.

Dünya kapitalizmi halkları düşmanlaştırma ve savaş politikaları ile sadece insanları yerinden yurdun etmiyor. Ucuz işçi sömürüsüyle ekonomik krizlerin bedelini hem işçi sınıfına ezilen halklara ödetmekle kalmıyor, aynı zamanda kitleleri gerici, ırkçı politikalarla sürekli yedeklemenin aracı olarak kullanıyor. Bu nedenle işçi sınıfının her milliyetten ortak mücadelesinin örülebilmesi bugün başta sendikalar olmak üzere tüm demokrasi güçlerinin ırkçılığa, gericiliğe karşı mültecilerin yanında olması gerekiyor. Elimizi bugün ülkemizde en zayıf halkaya uzatmalı, enternasyonalizmi geliştirmeliyiz.”