İşte Erdoğan'ın yazlık sarayının vereceği zarar!

İşte Erdoğan'ın yazlık sarayının vereceği zarar!

Erdoğan'ın açıklamalarının ardından Ahlat'ta yapımına başlanan yazlık saray için Van Gölü'ne dolgu yapılacağı iddialarına uzmanlardan uyarı geldi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için Bitlis’in Ahlat ilçesinde, Van Gölü’nün kıyısında yapımına başlanan yazlık saray için Van Gölü'nün doldurulacağı iddialarına uzmanlardan "Göldeki doğal yaşam tehdit eder" uyarısı geldi.

Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, “Dünyada doğal alanlar içerisinde en çok korunması gereken alanlar, yaşamın su kaynakları olan Van Gölü gibi doğal göllerimizdir. Korunması gereken ve kirlilik konusunda uyarılar bulunan Van Gölü gibi doğal yaşam alanlarının kıyısında yapılacak düzenlemeler, çok güzel bile olsa, insanlar için çok fazla önem taşımayacaktır. Kıyıda yapılan bazı tesislerin, kıyıdaki doğal sistemleri kesintiye uğrattığı ve zaman içinde yeni bir sistemin oluşmasıyla tesisi anlamsız hale getirdiği de bilinmektedir” diye konuştu.

Ahlat Köşkü’nün bir bölümünün inşasının 26 Ağustos 2019 tarihine yetiştirilmesi için hummalı bir çalışma yürütülüyor.

VAN GÖLÜ DOLDURULUYOR
Yaklaşık 30 milyon liraya mal olması beklenen köşk için Van Gölü’nün doldurulması da dikkat çekiyor. Kamyonlar ve iş makineleriyle doldurulan göl kıyısında sürdürülen çalışmalar hakkında değerlendirmede bulunan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, kıyılardaki iyi planlanmamış tesislerin tahmin edilenin ötesinde zararlara neden olduğuna dikkat çekti.

Kesici, kıyıların biyolojik çeşitliliğin üreme, büyüme ve gelişme ortamları olduğunun altını çizdiği değerlendirmesinde şu görüşleri dile getirdi:

“Dünyada doğal alanlar içerisinde en çok korunması gereken alanlar, yaşamın su kaynakları olan Van Gölü gibi doğal göllerimizdir. Doğal göllerimiz milyonlarca yıldan bu yana korunarak gelmesine rağmen son elli yıl içerisinde insanların bilim dışı müdahaleleri sonucunda çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Göllerimizin su seviyeleri azalırken kirlilikleri de giderek artmaktadır. Göllerimizin geleceği, o gölün doğal yapısı ve kıyısının korunmasıyla da bağlantılıdır. Göl kıyıları, kirliliği filtre edici özelliklerinin yanında su canlılarının da en iyi geliştikleri alanlardır. Bu nedenle kıyının mutlak koşulla korunması, dolgu, yapı ve benzeri düzenlemelerle işgal edilmemesi için yasalarla koruma altına alınmıştır.

Tüm dünyada ve ülkemizde kıyılar yürüyüş, dinlenme, piknik, yüzme, yatçılık, balık tutma, güneş banyosu, su ürünleri avcılığı, su sporları, manzara seyretme, su kuşlarını izleme gibi halkın her kesimine ve değişik yaş gruplarına hitap edecek çok çeşitli rekreasyonel faaliyetlere uygun yaşam alanlarıdır. Kıyıların herkesin kullanımına açık olduğu ve özel mülkiyete konu olamayacağı kuralının ve buna ilişkin düzenlemelerin hukuk sistemimizde çok eski bir geçmişi vardır. Ancak kâğıt üzerindeki yasal düzenlemeler kıyılarımızı korumaya yetmemiştir.”

'VAN GÖLÜ ÖZEL VE HASSAS, DİKKATLİ OLUNMALI'
Van Gölü gibi özel ve hassas yaşam alanlarının ekolojisini olumsuz etkileyecek girişimlerde bulunulurken dikkatli olunması gerektiğine işaret eden Kesici, yörenin doğal, kültürel ve ekonomik değerini oluşturan ender bir canlı türü olan inci kefalinin tek yaşama alanı olan gölün kendine özgü bir yapısı olduğunu belirterek, “Ekoloji uluslar ötesidir ve tüm insanlığın ortak koruması altındadır. Ne tek bir insan, ne de tek bir ulus doğayı tek başına koruyup geliştiremez. Küresel birliktelik ruhu ortak geleceğimizin ön koşuludur. Su kaynaklarının aşırı ve kural tanımadan kullanımı sonucu dünya su kıtlığı çekmektedir.

'BU ALANLAR YAŞAM FABRİKALARIMIZ GİBİ ÇALIŞAN EKOSİSTEMLERİMİZ'
Kıyıların ve suların korunmasında uluslararası mevzuat ve yükümlülüklere uyumlu politikaların uygulanması gerektiğini anımsatan Kesici, şöyle konuştu:

"Çevre hakkının bir diğer özelliği de bu haktan yararlananların sadece bugünkü kuşaklar olmamasıdır. Sağlıklı ve dengeli bir çevre bugünkü kuşakları ilgilendirdiği kadar hatta daha da fazla gelecek kuşakları ve bizden başka canlıları da ilgilendirmektedir. Korunması gereken ve kirlilik konusunda uyarılar bulunan Van Gölü gibi doğal yaşam alanlarının kıyısında yapılacak düzenlemeler, çok güzel bile olsa, insanlar için çok fazla önem taşımayacaktır. Bunun yanı sıra, karadaki hayatın bir benzerinin hatta daha da çok sayıda canlı türü ile sulak alanlarda da sürmekte olduğu unutulmamalıdır. Üstelik bu alanlar biz hiç bir şey vermeden bizler için besin, su ve iklim üreten, yaşam fabrikalarımız gibi çalışan ekosistemlerimizdir. Bu nedenle kıyının korunması, gölün korunmasıdır. Yapılacak düzenlemeler Van Gölü ile barışık olmalıdır."

'VAN GÖLÜ İÇİN ÖZEL HÜKÜMLER ÇIKARILIP UYGULANMALI'
Anayasa Mahkemesi’nin 3621 sayılı Kıyı Yasası’nın "kıyı kuşağı" tanımını yeterli bulmayarak iptal ettiğini anımsatan Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, mahkemenin iptal kararının gerekçesinde kıyı kuşağı düzenlemesinin çevre koşulları ve kamu yararını gözetecek, kişilere sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama olanağı vermeye yetecek bir derinlikte olmadığının belirtildiğine işaret ederek, “Yüksek Mahkeme, kıyılardan yararlanmak için yalnızca kıyı alanlarının belirlenmesini yeterli bulmayıp, kıyıların devamı olan sahil şeritlerinin derinliğinin de kamunun yararlanmasını engelleyecek ya da ortadan kaldıracak ölçüde dar tutulmaması gerektiğine hükmediyor. Van Gölümüz, doğal bir göldür. İnci Kefalleri ve bu canlıların göç biyolojisi uluslar arası öneme sahiptir. Van Gölü Havzası’nın ekolojik, hidrolojik ve topografik doğal yapısının korunması, havzada neyin nereye yapılacağı, gölün kullanımı ve nasıl korunacağıyla ilgili olarak mutlaka Van Gölü özel hükümleri çıkarılmalı ve uygulamaya konulmalıdır” diye konuştu.