Laiklik için Anıtkabir’e yürümek isteyen öğretmenlere polis engeli

Laiklik için Anıtkabir’e yürümek isteyen öğretmenlere polis engeli

3 Mart Devrim Yasalarının Kabulü'nün 95. yıl dönümünde Meclis'ten Anıtkabir'e yürümek isteyen Eğitim-İş Sendikası öğretmenlerine müdahale tehdidinde bulunuldu.

Yurt Haber Merkezi

Eğitim-İş sendikası, 3 Mart Devrim Yasalarının Kabulü'nün 95. yıl dönümünde Ulus’taki ilk Meclis’ten Anıtkabir'e yürümek istedi. Polis, Anıtakabir’e yürümek isteyen öğretmenlere müdahale tehdidinde bulundu. Meclis bahçesi boşaltılırken, güvenlik şube amiri valilik tarafından kesin olarak yürüyüşün yasaklandığı bilgisini verdi. 

Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım ve CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, polisle konuşarak yürüyüşe izin verilmesini talep etti. Döviz, pankart ve önlüklerle Anıtkabir'e girilmesine izin vermeyen polis ve öğretmenler arasında tartışma yaşandı. Sendikanın söz konusu engeli kabul etmemesi üzerine, pankartların kaldırılması şartı ile alana giren öğretmenler Anıtkabir'e yürüdüler. 

Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım önderliğinde bir araya gelen grup, "Öğretmene değil, tarikata barikat" sloganları attı.

Anıtkabir'de bir araya gelen öğretmenler basın açıklaması yaptı. 

Eğitim-iş öğretmenleri, "3 Mart Devrim Yasalarının Kabulü'nün 95. yıl dönümünde, laik, bilimsel, çağdaş, ulusal eğitime ve cumhuriyet devrimlerine sahip çıkma kararlılığımızı haykırmak için buradayız." dedi.

95 yıl önce çıkarılan 3 devrim yasası ile İslam copğrafyasındaki ilk laik ülkeyi kurararak ülkemizin bulunduğu bölgede örnek olduğunu hatırlatan öğretmenler, "İktidarın laikliğe ve cumhuriyet devrimlerine karşı antidemokratik uygulamaları ile karşı karşıyayız." uyarısında bulundu. 

'BİRÇOK GERİCİ DÜZENLEME İLE LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİME DARBE VURULMUŞTUR'

"Eğitim alanında çıkarılan birçok gerici yasal düzenleme yanında, 4+4+4 olarak adlandırılan yasa ile laik ve bilimsel eğitime darbe vurulmuştur" diyen öğretmenler açıklamanın devamında şunları söyledi:

"Siyası iktidarın eğitim alanındaki uygulamaları, cumhuriyet atılımlarını tasfiye etmeye, eğitimimizin temel niteliklerini değiştirmeye yöneliktir. Değiştirilen müfredat, hazırlanan ders programları ve kitaplar, bilimsellikten uzak; çağdaş ve laik ölçütlerden yoksundur. Eğitim sistemini kendi siyasal amaçları ile düzenleyen iktidar, imam hatip okulları aracılığı ile kendisine oy ve seçmen devşireceği bir yapıyı oluşturmaktadır. Eğitim sisteminin tamamına etki eden ve son derece liyakatsiz kadrolar eliyle eğitim bürokrasisini eline geçiren siyasal iktidar, iş bilmez yöneticiler vasıtasıyla okulları bir kargaşa ortamının içine sürüklüyor. Öğrencilerin dini inancına göre ayrışlmasına fırsat tanıyan yasal düzenlemeler yoluyla toplumsal barışı bozmayı amaçlayan politakalar dayatılmakta ve öğretim birliği açıkça zedelenmektedir.

'KARMA EĞİTİM ORTADAN KALDIRILMAYA ÇALIŞILMAKTADIR'

Ulusal değerlerimiz, eğitim sistemimiz içerisinden yasa ve yönetmelikler aracılığı ile çıkarılmakta, karma eğitim ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Karma eğitime son verilmesi durumunda, Atatürk'ün liderliğinde kurulan cumhuriyetin en önemli kazanımlarından olan ve milli eğitimde birliği esas alan Tevhid-i Tedrisat ortadan kaldırılacak ve tekrar çok başlı eğitim sistemine dönülecektir."

'ÖĞRETMENLERİN SAYGINLIĞI İKTİDARIN ELİYLE ZEDELENMEKTE'

Eğitim emekçilerinin çalışma koşullarının ve ekonomik durumlarının da her geçen gün gerilemekte olduğunu vurgulanan açıklamanın devamında şunlar söylendi:

"Eğitimcilerin alım gücü ve iş güvenceleri tehdit edilmektedir. Tüm bunların yanında özellikle öğretmenlerin saygınlığı devletin en üst kademesinde bulunanların eliyle zedelenmektedir. Bu durum ise öğretmenlere şiddeti olaylarını artırmktadır. Öğretmenlere ek ders  ücretleri yıllardır yerinde saymakta ve anlamlı hiçbir artış yapılmamakta. Bunun yanında ciddi bir kayba neden olan gelir vergisi matrah limitinin dar gelirlilerin aleyhine belirlenmiş olması yaşanan mağduriyeti daha da artırmaktadır. Eğitim sistemi içerisindeki emek sömürüsünün en önemli göstergesi olan ücretli kölelik uygulamasına devem edilmekte, yüz binlerce öğretmenimiz ise atama beklemektedir."

'EŞİTLİKÇİ EĞİTİME SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Açıklama şu sözlerle son buldu:

"İktidarın toplumu kutuplaştırıcı, öfke empoze eden politikaları maalesef her geçen gün meyvesini vermektedir. AKP'nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Alinur Aktaş'ın Uğur Mumcu ve cumhuriyet aydınlarına yönelik 'Devlete ve bayrağa savaş açmış, dinle diyanetle problemi olan' şeklindeki sözlerini kınıyoruz. 

Atatürk ilke ve devrimlerine, cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz!"