Gazeteci Muharrem Sarıkaya, partilerin kampanyalarını Seyr-i Sabah programında değerlendirdi. Sarıkaya, parti adaylarının mütedeyyin (dindar) olmasının, halk nezdinde eski önemini kaybettiğini dile getirdi.

Habertürk yazarı Sarıkaya, şunları kaydetti:

‘İNCE YÜKSEK YERDEN BAŞLADI’

"Muharrem İnce, ilk çıkışını yüksek perdeden yaptı. İnce, kampanyasını bununla başlattı ama arkasında iyi metin yazıcılar kamuoyu oluşturucu ve yönlendiriciler gerekiyor. CHP uzun süredir AKP'nin ürettiği politikaların üstüne politika inşa ediyordu. Ama son dönemde CHP'nin ürettiği politikalar üstüne AKP politika üretmeye başladı. Muhalefet ittifakı kurulması buna iyi bir örnek.

CHP dinamik bir süreç yaşıyor. Muhalefette sık rastlanmayan bir şey bu. Ama bunun sürdürülebilir olması gerekiyor. Eğer sürdürülemezse yüksek perdeden başlayan olay çöker. CHP'de bu dağıtma işi sıkça görülüyor. Adalet yürüyüşü sonrası kongreye gitmesi gibi.

‘TAMAM BOT HESAP DİYORLAR AMA…’

İktidar tarafı ‘Tamam' mesajlarının yurt dışından geldiğini, bot hesaplarla yapıldığını söylüyor. İstediğiniz kadar bu etkiyi kaldırmaya çalışın toplumda bir iz bırakır. Muhalefet ilk kez ciddi bir strateji gerçekleştirdi. Bu strateji de ittifak içindekilerle kol kola ilerliyor. Muharrem İnce, Demirtaş'ı ziyaret ederken Saadet Partisi Kürt açılımını açıklıyor mesela.

‘AKP HIZLA DEĞİŞEN TALEPLERE YÖNELMEKTE ZORLANIYOR'

AK Parti çok uzun süredir tamamen milliyetçi söylemlere yer veren ve öne çıkaran bir yöne yöneldi. Böyle bir söylemi varken Kürt seçmene şirin gözükecek söylemler olamayabilir. Ama milletvekili aday gösterme sürecini iyi takip etmek gerekiyor. Kürt seçmene sıcak gelecek adaylara yönelebilir.

AK Parti uzun süredir toplumsal tabanının hızla değişen taleplerine yönelmekte zorlanıyor. Bir köye yol yapması, okul yapması çok önem arz etmiyor. İlginçtir bunu da onlara AK Parti öğretti. Bunun başka bir aşamaya geçilmesinin zamanı geldiğini AK Parti de görüyor. Başı secdeye değmiş bir cumhurbaşkanı ve mütedeyyin kesimden bir iktidarın olması artık halk için o kadar önemli değil. AK Parti'nin en son hafta sonu yapılan açıklama toplantısındaki dil ve söylemi yanlıştı.

‘ERDOĞAN MANİFESTO SIRASINDA SALONDAN ŞİKAYETÇİ OLDU’

Erdoğan, manifesto sırasında salondan şikayetçi oldu, herkesi kaldırıp oturttu. Metin içindeki sıralanmış vaatler yanlış bir temele oturtuldu. Yaptıklarına dayalı bir politikanın ötesine gitmeye çalıştı ama geçmişe dayalı politikaya gitti, bu olmadı. Manifestolar hükümetlerin olmaz. Bunlar bir düzenin yıkılmasının metinleridir. Kendi düzenlerini yıkan metinler okunması yanlış oldu. Bence bunu yazanlar, bu aklı verenlere karşı kaşlar çatılacaktır."