Nuriye Gülmen’den mektup: Son günlerin işkencesi bu

Nuriye Gülmen’den mektup: Son günlerin işkencesi bu

Açlık grevindeki tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen, cezaevinden gönderdiği mektupta, gece yarısı hücresine giren gardiyanların kendisini ‘Ölmüş mü, yaşıyor mu?’ diye kontrol ettiğini yazdı.

Gülmen, OHAL KHK’sıyla ihraç edildikleri işlerine iade talebiyle 142 gün önce öğretmen Semih Özakça’yla birlikte başladıkları açlık grevlerinin 76’ncı gününde tutuklanmıştı.

Cezaevinden mektup gönderen Gülmen, 10 günden uzun bir süredir gündüz ve geceleri gardiyeanların hücresine gelip kendisini kontrol ettiğini belirterek, “Yatağın dibine kadar girip, ölmüş müyüm, yaşıyor muyum diye kontrol eden gardiyanla gecenin bir yarısı gözümü açar açmaz karşılaşmak! İşte son günlerin işkencesi bu” diye yazdı.

Açlık grevindeki tutuklu akademisyen, gardiyanların kontrolünü mektubunda şu sözlerle anlattı: “Bir süredir geceleri yapılan ‘Ölmüş mü?’ kontrolleriyle uğraşıyorum. Sanırım haber de olmuş bazı haber kaynaklarında. Benim ulaşabildiklerimde yoktu. Demem o ki, sizin haberiniz olmuştur şimdiye dek.

Bilmeyenler için: Yaklaşık 10 gündür, -belki de daha uzun süre oldu- gündüzleri ve geceleri belli aralıklarla hücreme gelen gardiyanlar tarafından kontrol ediliyorum. Gündüzleri için bile çok rahatsız edici bir uygulama. Burası, tercih etmemiş olsam da benim yaşam alanım. İsteyen istediği gibi içeriye doluşuyor. Bana bakıp gözlem yapıyorlar. Soru soruyorlar: ‘Nasılsın?’ Ona göre bir çizelge dolduruyorlarmış. Üstelik sağlığım açısından da oldukça riskli. Bağışıklık sistemim çöktüğü için enfeksiyon kapma riskim çok yüksek. Ama benim sağlığım kimin umurunda. Herkes görevini yapıyor. Çünkü bakanlık talimatı var. Asıl mesele gece kontrolü. Gece saat 03.00’te geliyorlar. Hücrenin dış kapısı büyük bir dangırtıyla açılıyor. Sonra benim yattığım hücrenin kapısına geliyorlar. Sevinç kalkmış oluyor kapı sesine. Onları hücrenin içine girmemeleri için ikna etmeye çalışıyor. Bazıları giriyor, bazıları kapıdan bakıp gidiyor.

Ben bazen kapı sesine uyanmamış oluyorum. O zaman da içeri giren garidyanların sesine uyanıyorum. Yatağın dibine kadar girip, ölmüş müyüm, yaşıyor muyum diye kontrol eden gardiyanla gecenin bir yarısı gözümü açar açmaz karşılaşmak! İşte son günlerin işkencesi bu.”

Mektubun tamamı şöyle: