O kalemden flaş sözler: “AKP’de endişeden fazlası dışarıya yansıyor”

O kalemden flaş sözler: “AKP’de endişeden fazlası dışarıya yansıyor”

Gazeteci- yazar Fehmi Koru, “Parmak hesabıyla seçime bir ay ve birkaç gün kaldı; iyi de seçimin favorisi sayılan Cumhur İttifakı ve özellikle AKP saflarında hemen fark edilen telaşın sebebi ne?” sorusunu yönelttikten sonra seçimler için çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gazeteci Yazar Fehmi Koru, “Parmak hesabıyla seçime bir ay ve birkaç gün kaldı; iyi de seçimin favorisi sayılan ‘Cumhur İttifakı’nda, özellikle de AK Partisi saflarında, hemen fark edilen telaşın sebebi ne?” dedi. Koru, AKP’nin 24 Haziran seçimleri için endişeden daha fazlasının dışarıya yansıdığını öne sürdü.

Koru, “AK Parti’de bir telaş var. Sebebi üzerinde düşündüm. Bu yazıda irdelediğim konu o” başlığıyla kişisel blokunda yayınlanan yazısında, Cumhur İttifakı içinde yer alan iki büyük partinin (AKP-MHP) 1 Kasım seçimlerinde aydıkları toplam oyun yüzde 60’ın üzerinde olduğunu belirtti. “AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da, 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan ve ilk kez halkın oy kullandığı cumhurbaşkanlığı seçiminde iki rakibine fark atmış, yüzde 52’ye yakın oy alarak ilk turda seçilmeyi başarmıştı” diyen Koru, bu seçimlere de favori olarak girdiklerini kaydetti. Koru, özetle şu görüşleri dile getirdi:

“Elbette favori olarak girilen seçimlerden yenik çıkmak da mümkün. Bizim yakın siyasi tarihimizde bunun birden fazla çarpıcı örneği vardır.

Seçmenin sürpriz yapma alışkanlığı başka demokrasilerde de varlığını çokça hissettirmiştir.

İktidar partileri dıştan kendilerinden emin görünseler bile, bu sebeple, içlerinde hep bir endişe taşırlar. Ancak bu defa AK Parti’den endişeden daha fazlası dışarıya yansıyor.

SEBEP YORUMCULAR MI?

Peki de, telaşın kaynağı ne?

Bu soru üzerinde düşünürken, aklıma gelen seçenekleri birer birer eledikten sonra elde tek bir gerekçe kaldığını fark ettim: AK Parti kesiminin itibar ettiği yorumcular… Gazetelerde köşesi olan, televizyonlardaki tartışma programlarında görüş açıklayanlar AK Parti sözcüsü kadar seçimlerin sonuçlarından emin görünmüyorlar.

Kalemlerinde ve ağızlarında hep aynı terane: ‘‘Türkiye’ye karşı olanlar AK Parti’yi iktidardan etmek için elbirliği halindeler; hemen her alanda görülen olumsuzluklar onların eseri; halkımız seçimde kumpasçılara tokatını vuracak ve liderine sahip çıkacak…’’

Hayır, yanlış anlaşılmasın, bu söyleme itiraz etmek niyetinde değilim, ancak siyaseti yakından gözlemekle geçen uzun yılların alışkanlığıyla seçmenlerin hangi güdülerle oy kullandığına dair bilgilerim, bu tür savunma tarzının ikna için yeterli olmayabileceğini bana düşündürüyor.

KONDA’NIN ARAŞTIRMASINDAN…

AK Parti seçmenlerinin partilerine sadakati diğer partiler seçmenlerinden daha fazla. Diğer partiler seçmenlerinden bir başka farkları da, AK Parti’ye oy verenlerin büyük çapta lider ve ideoloji tercihinde bulundukları gerçeğidir.

Bunları en son şu günlerde sonuçları açıklanan KONDA araştırma kurumunun AK Partili seçmenlerle ilgili 131 sayfalık ayrıntılı raporunda okudum. O raporda parti yöneticilerini endişelendirecek bazı değerler var; bunlardan biri ‘her durumda, şartlar ne olursa olsun AK Parti’ye oy vermekten vazgeçmeyeceklerini’ söyleyenlerin oranıdır: Yüzde 71…

Yaklaşık yüzde 30’luk bir seçmen kitlesi her an partisini terk edebilecek demek oluyor bu.

‘AH BU YÜZDE 30 AH’

Raporda (s. 94) ‘‘AK Parti seçmenleri arasında eğitim ve gelir seviyesi arttıkça parti sadakatinin azaldığı görülmektedir’’ deniliyor ve ‘‘Her durumda oyum AK Parti’ye’’ diyenlerin eğitimli orta sınıf AK Partili seçmenler arasındaki oy oranının yüzde 58’e düştüğü de ayrıca belirtiliyor.

7 Haziran 2015 genel seçiminde AK Parti’nin oyunun yüzde 40’lar seviyesine (40.8) inmesini de açıklamış oluyor raporun bu tespiti.

‘AKP ÇİZGİSİNDEKİ KALEMLERİN DAVETLERİ İŞE YARAMAMIŞ’

AK Parti çizgisinde olduğu bilinen kalemler ile yorumcuların ‘sadakat’ kavramı üzerinde bolca durmaları, ‘uluslararası kumpas’ söylemiyle safları sık tutmaya davetleri 7 Haziran seçiminde fazla bir işe yaramamış, raporda altı çizilen özelliklere sahip seçmen kitlesi oyunu esirgemekte tereddüt göstermemişti.

O kitle önümüzdeki seçimde ittifaklar sebebiyle kendini daha da serbest hissedebilir. Özellikle de AK Parti seçmeni için hem genel seçimde hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde kolayca farklı tercihte bulunabilecekleri farklı seçenekler bulunuyor.

Sorum şu: AK Parti yöneticilerinin itibar ettiği, yazılarını okuyup yorumlarından mutlu olduğu yazarlar ve yorumcular o kaçışı zorlaştırıyor mudur, yoksa kolaylaştırıyor mudur?

Bu sorunun cevabını bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var: Telaş, daha çok onların yaklaşımından kaynaklanıyor…”