ODTÜ'lü öğrencilerden 'bahar şenliği' tepkisi: Devrimsiz şenlik olmaz!

ODTÜ'lü öğrencilerden 'bahar şenliği' tepkisi: Devrimsiz şenlik olmaz!

ODTÜ'de geleneksel bahar şenliklerinin bu yıl yasaklanmasına kamuoyunun tepkisi gittikçe büyüyor. ODTÜ öğrencileri ise yaşananları ve 'devrim'siz yapılması istenilen şenliğin önemini YURT'a anlattı.

Tolga Kaan Ateşli

ODTÜ'de her yıl düzenlenen geleneksel bahar şenlikleri, bu yıl Rektörlük eliyle, 'teknik ve maddi yetersizlik' gerekçe gösterilerek iptal edildi. Yetersizlik gerekçesinin bir sonucu olarak öğrencilere şenliğin otopark alanında yapılmasının önerilmesi düzenleyici topluluk tarafından kabul görmeyince, Rektörlük şenliğin iptaline karar verdi. Üniversitenin mevcut teknik ve idari olanaklarıyla şenliği gerçekleştiremeyeceğini iddia eden Rektörlük, 22 Şubat'tan beri süren şenlik toplantı ve görüşmelerine dair "Söz konusu önerinin, otopark alanında Rektörlük olanakları ile kurulacak sahnede müzik topluluklarının sahne alması, Avusturya Elçiliği katkıları ile Avusturya’dan gelecek sanatçıların konseri, uluslararası öğrenci standlarının kurulması ve kermes talebinde bulunan toplulukların hazırlayacakları yiyecek standlarını içermektedir" açıklamasında bulunmuştu.

Açıklamaya çok kısa süre içinde tepki yağarken; ODTÜ öğrencileri, gençlik örgütleri ve akademisyenler tarafından yapılan açıklamalara, aydın ve sanatçılar da sosyal medya üzerinden paylaşımlarıyla destek verdi. Sanatçıların, 'maddi yetersizlik' nedeniyle iptal edildiği belirtilen şenliğe, karşılıksız olarak katılım sağlayacaklarını ve gerektiğinde icra edecekleri işleri kendi bütçelerinden karşılayacaklarını duyurmaları büyük yankı buldu. 

'DEVRİM'SİZ ŞENLİK
Rektörlük gelen tepkiler üzerine, 15 Nisan'da öğrencilere ve ODTÜ çalışanlarına gönderdiği mail ile tekrar bir açıklama yaparak, şenliğin iptal olmayacağını, destek açıklaması yapan sanatçıların da gönüllü katkılarıyla gerçekleştirilebileceğini ifade etti. Ancak şenliğin Devrim Stadyumu'nda yapılmasına yönelik taleplere yanıt verilmedi. Açıklamada "ODTÜ Uluslararası Bahar Şenliği’nin 24, 25, 26 Nisan 2019 tarihlerinde, önerilen çerçevede ve mekanlarda gerçekleşmesini yürekten temenni ederiz” denildi.

Tepkilere verdiği yanıtlarda, muhatap aldıkları toplulukla diyalogları üzerine "Öncelikle biz şenlikleri iptal etmedik. Tam aksine biz UGT'li öğrencilerle Devrim Stadı konserleri de dahil her konuda anlaştık. Ancak sonra bu grup LGBT, Marksist, aşırı sol, HDP gruplarla toplantı yapıp bu karardan vazgeçtiler. Tüm alanları istediler. İsteklerinin toplam maliyeti 1 milyonun üstünde. Traktör bile istediler. Hiçbir zaman yasakçı bir tutumumuz olmadı yönetimce. Bizler sizlerden daha fazla ODTÜ'lüyüz. Mesela ben 35 senedir ODTÜ'deyim. Neyin ne olduğunu herkes kadar bilirim. Bu arada daha önce de şenlik yapılmadı ODTÜ'de" ifadelerini kullanan ODTÜ Rektörü Mustafa Verşan Kök'ün bu yaklaşımı da yoğun tepki topladı. Açıklamanın hemen ardından #DevrimsizŞenlikOlmaz etiketi Twitter'da gündem oldu, bazı öğrenci ve akademi örgütlerinden de tepki açıklamaları geldi.

Son yaşanan tartışmaların ardından Türkiye Komünist Gençliği ve Öğrenci Kolektifleri'nden öğrenciler YURT'a açıklama yaptı.

> Merhaba arkadaşlar. Öncelikle sizi tanıyalım ve hangi nedenlerle ODTÜ'yü tercih ettiğinizi sorarak başlayalım?

Necati Ege Keklik (Türkiye Komünist Gençliği): Adım Necati Ege Keklik. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü, üçüncü sınıf öğrencisiyim. Türkiye Komünist Partisi üyesiyim. Türkiye Komünist Gençliği, TKP saflarında adaletsizliğe, gericiliğe, yoksulluğa ve işsizliğe karşı işçi sınıfının yolunda sosyalizm mücadelesi veren ilerici gençliğin örgütüdür esasen. Türkiye’de plazalara ve fabrikalara, oradan atölyelere ve AVM’lere, en nihayet kampüslere ve liselere varana değin, ülke sathında sosyalist devrim mücadelesi veren halkın kendi örgütü Türkiye Komünist Partisi’nin gençlik örgütüdür dersem de doğru bir tanımlama yapmış olurum sanıyorum. ODTÜ’yü tercih etme nedenlerime gelirsek; Gezi Direnişi’nin yarattığı dalgayla politikleşen biri olarak, zaten o dönemde de sol–sosyalist mücadelenin içerisindeydim. Bu nedenle, ODTÜ’yü tercih etmemde, ODTÜ’nün sosyalist devrim mücadelesiyle kurduğu özel bağın kendisi birinci derecede etkili oldu. Buna binaen kampüste gelişen kültürün kendisi de kişisel olarak dikkate aldığım bir şeydi açıkçası.

Tankut Serttaş (Öğrenci Kolektifleri): Ben Tankut Serttaş. Makina Mühendisliği Bölümü’ndeyim. Üniversitedeki ilk yılımdan beri Öğrenci Kolektifleri’nde örgütlü mücadele içerisindeyim. Öğrenci Kolektifleri, tamamen üniversitelilerden oluşan, faşizme, gericiliğe ve piyasacı zihniyete karşı üniversite perspektifiyle mücadele veren bağımsız bir öğrenci örgütüdür. Makine Mühendisliği tercih edeceğimden ve Türkiye’de en iyi eğitimi veren üniversitelerden olduğundan; ODTÜ tercih ettim. Tabii ki en önemli tercih sebeplerimden diğeri de kampüs kültürünün, aktif bir sosyal yaşantısının olması, ilerici bir siyasal atmosfere sahip olmasıdır.

> ODTÜ'nün öğrenci gençlik ve emek hareketi açısından tarihsel öneminden biraz bahsedelim isterseniz... Ve Bahar Şenlikleri ODTÜ'lüler için neyi ifade ediyor?

N.E.K.: ODTÜ, Türkiye’de aydınların ve ilerici gençlerin menbaı oldu daima. Sadece yaşadığı alanı değil, sadece kendini değil, tüm memleketini ve emekçi halkını düşünen aydın bir neslin, bir kuşağın yetiştiği, buluştuğu, mücadele verdiği en önemli yerlerden biri ODTÜ. Hocasından öğrencisine, ODTÜ’lülerin 68 ve 78 Kuşakları içindeki rolleri, Türkiye işçi sınıfının sosyalizm mücadelesinde verdikleri cepheden kavga… Esas itibariyle ODTÜ’lülerin, ODTÜ’yle öyle ya da böyle bağı olmuş veyahut Türkiye’de devrimci mücadeleye omuz vermiş birçoklarının bildiği bu onurlu mücadele tarihini tüm detaylarıyla tekrar etmeye gerek yok ama ODTÜ, ODTÜ’lülerin mücadelesi ekseninde memlekette sol değerlerle özdeşleşti. Türkiye, ODTÜ’ye baktığında aydınlığı, bilimi, sanatı, sosyalizmi görüyor. Kampüsten çıkıp şehre gittiğinizde ya da bir dönem arasında memleketinize döndüğünüzde, ‘’ODTÜ’lüyüm’’ dediğinizde; insanların size yaklaşımlarından bile bunu anlamanız mümkün. ODTÜ tarihsel olarak böyle devrimci bir rolü üstleniyor. Son dönemde yaşanan ve ODTÜ’nün değerleriyle bağdaşmayacak birçok hadiseye rağmen bu böyle. Esasen bu ‘’kan uyuşmazlığı’’ üzerine ODTÜ’lüler olarak bizler kendi değerlerimize sahip çıkmak için bir araya geliyoruz. Bahar Şenlikleri’ne gelirsek… ‘’Üniversite Şenliği’’ deyip geçmemek gerek. Bu şenlikler ODTÜ’de otuz iki senedir gerçekleştiriliyor ve ODTÜ’nün az önce saydığımız o geleneğinin bir parçası konumunda. ODTÜ’lüler, kendi şenliklerini otuz iki senedir dayanışma kültürüyle, bir araya gelerek, kolektif emek vererek gerçekleştiriyor. Aslında şenlikler ODTÜ kültürünün somut çıktılarından biri. Tam da bahsettiğimiz ODTÜ kültürü, sermaye düzeninin ve onun siyasi temsilcisi olan AKP’nin temsil ettiği her şeyle taban tabana zıt bir konumda durduğundan, bu kültürün ürünlerini somut bir şekilde karşılarında görmekten büyük bir rahatsızlık duyuyorlar. Bu tavrı tutarlı buluyoruz, böyle devam etsinler!

T.S.: Türkiye’de gençlik hareketi tarihine baktığımızda göze en çok çarpan üniversitedir desek yanlış olmaz sanırım. 68’in ruhunu Türkiye’ye üfleyen ODTÜ’dür denilebilir bence. Sonrasında 1980 öncesinde ÖTK deneyimiyle, Türkiye tarihindeki en nitelikli demokrasi deneyimlerinden biri gerçekleşti. Bahar şenliklerine gelirsek, bu üniversitedeki kampüs kültürünün gelişiminde belki de en büyük paylardan biri şenliklere aittir. Öğrenci topluluklarının, bağımsız öğrencilerin veya gençlik örgütlerinin kendi üretimlerini sergiledikleri, kendilerini tanıttıkları, eğlenirken üretip üretirken eğlendikleri bir ortamdır şenlikler. Gerek toplulukların etkinliklerinde gerekse konserlerde pek çok sosyalleşme imkanı binlerce öğrenciye sunulmaktadır. Ayrıca şenliğin en önemli parçalarından olan Devrim Yürüyüşü ve son sekiz yıldır yapılan Onur yürüyüşüyle, üniversitenin politik atmosferinin dışa yansıtılıp memleketin dört bir yanına, umudun tükenmediği gösterilmektedir.

> Rektörün 'maddi imkansızlıklar' açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz, samimi buluyor musunuz? Şenliğin rektörlükçe Devrim Stadı'nda düzenlenmesinin istenmeme nedeni nedir?

N.E.K.: Maddi imkansızlıklar açıklamasını gerçekdışı ve gerçekdışı olduğu ölçüde de samimiyetsiz buluyoruz. ODTÜ, binlerce mezunu, mensubu ve öğrencisiyle toplumda bir kesiti teşkil ediyor. Bu veriye bakıldığında ODTÜ, kendi şenliğini kendisi yapabilme yeteneğine fazlasıyla sahip bir üniversite. Öte yandan, bugüne kadar yapılmış şenliklerin tamamının finansmanı büyük ölçüde yine ODTÜ’lüler tarafından karşılanmaktaydı. Bugün de durum bundan farklı değil. Bu anlamda, şenliklerin düzenlenmesinde aktif özne konumunda olan Uluslararası Gençlik Topluluğu’nun geçmiş yıllara dönük birçok farklı sanatçıya borcu olduğunu da eklemek isterim. Tüm bu nedenle rektörlüğün maddi imkansızlık iddiasının gerçekliği yok. Elbette şenlikler süresince rektörlük de belli harcamalar yapıyor ve fakat bu miktarlar kesinlikle iddia ettikleri gibi ‘’astronomik boyutlarda’’ değil. Yaptığımız şenliklerin içeriklerine bakılırsa bu çok net bir şekilde görülür. Kaldı ki, kamuoyu baskısı oluştuktan sonra Verşan Kök’ün yaptığı son açıklamalar malumun ilanıdır; maddi imkansızlıklar iddiasının yerini, rektörün kendince ‘’marjinal gruplar’’ tarafından engellenme iddiası aldı biliyorsunuz. Yani maddi imkansızlıklar iddiasının arkasında kendileri de duramıyor, duramazlar. Bunu hepimiz kadar onlar da çok iyi biliyorlar. Geçerken şunu da eklemek istiyorum: ODTÜ’yü ODTÜ yapan, ilerici, aydın ve devrimci değerlerle kurduğu sağlam ilişkilerdir. ODTÜ’deki asıl ‘’marjinaller’’ bu gelenekle kavgaya tutuşanlardır. Rektörlüğün, 33. Bahar Şenlikleri için önerdiği son tabloya baktığımızda Devrim Stadyumu’nun etkinlik alanları dışında tutulduğunu gördük. Bu teklifin hemen arkasından ‘’Devrim’siz Şenlik Olmaz’’ dedik ve tepkimizi ifade ettik. Gerçekten de, ODTÜ’de şenlik denildiğine akla ilk gelen, ana alan olarak tarif edilebilecek yer Devrim Stadyumu’dur ve Devrim’siz bir şenlik tam da bu nedenle mümkün değildir. Ek olarak, Devrim Stadyumu yasağı, Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut siyasi atmosfere bakıldığında kendi içinde oldukça tutarlı bir yere oturuyor aslında. Biliyoruz; siyasi iktidar, kendisine karşı gelişecek her türlü hareketlenmeye, kendisine yönelebilecek her türlü tepkiye karşı baskı, yasaklama ve şiddet yollarına başvuruyor. Sermayenin içinde bulunduğu kriz ortamında, AKP iktidarı kendi siyasetine yönelebilecek tepkileri de yine bu yollarla bastırmaya çalışıyor. ODTÜ’nün ise burada özel bir önemi var: Hepimizin bildiği gibi tarihsel olarak ODTÜ, bilimin, aydınlanmanın, ilericiliğin ve sosyalizmin bayrağının en önde taşındığı alanlardan biri ve buradan başlayacak bir tepkiselliğin ülke sathında yayılmasından duyulan bir korku var. Hiç kuşkusuz, Devrim de tarihsel konumu itibariyle buradaki sembol alanlardan biri. Şöyle söyleyeyim: Devrim Stadyumu’nun ODTÜ’yü de aşacak şekilde temsil ettiği şey, Türkiye devrimci geleneğidir ve sosyalist devrim iddiasıdır. Bu engelleme girişimi, mevcut siyasi iktidarın bu geleneğe dönük hazımsızlığının bir sonucu. ODTÜ’de de mevcut idare, bu siyasi hattın kampüsteki temsilciliğini üstlenmiş durumda. Dolayısıyla bu yasağa şaşırmıyoruz fakat boyun eğmeyeceğimizi de bir kez daha ilan ediyoruz.

T.S.: Maddi imkansızlık tamamen sunulan bir bahanedir. Zira yakın zamanda yayınlanan faaliyet raporuna bakıldığında 10 milyon TL’nin üzerinde “tanımlanamayan gider” bulunmakta. Bu kadar büyük bir meblağı tanımlayamayanların maddi imkansızlıktan bahsetmesi en naif tabirle tutarsızlıktır. Ayrıca geçmiş yıllardan daha fazla bir şey de istenmemektedir. Sahne ekipmanlarının taşınması için okulun traktörünün birkaç saatliğine kullanılma talebi dahi “Traktör bile istediler” denilerek büyütülmektedir. Devrim’e gelirsek, ODTÜ tarihinde bir semboldür Devrim. 68 kuşağının umutlarının, arzularının okulun en görünür yerine kazınmış halidir. Aslında o umutların, arzuların ve azmin hala sahiplenilmesi tehlikeli geliyor Rektörlük’e. Hala Devrim yürüyüşlerine binlerce öğrencinin katılıyor olması rahatsız ediyor. Hala Devrim yürüyüşlerinde “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganlarının o stadyumda yankılanıyor oluşu rahatsız ediyor. Ayrıca bunca gerici baskının olduğu bir ortamda Türkiye’nin en iyi üniversitelerinin birinde coşkulu konserlerin yapılması, alkollü içecek tüketiminin normal olarak karşılanması rahatsız ediyor iktidarı. Atadığı rektörle de bu geleneği bitirmeye çalışıyor.

> Sanatçılardan ve toplumun birçok kesiminden ciddi bir destek geldi ODTÜ öğrencilerine. Bu destek ve dayanışma mesajları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

N.E.K.: Her şeyden önce bu mesajlar bize güç verdi. Gelen mesajlar gösteriyor ki, bu tek başına bir şenlik ya da ODTÜ meselesi de değildir. Şenlikler, bir kimliğin değerlerini yansıttığı ölçüde sahipleniliyor. Bunun görülmesi lazım. Tam da bu nedenle ODTÜ Türkiye’de temsil ettiği aydın ve ilerici kimliği ile Türkiye’de birçok şeye öncülük edebilecek bir konumda duruyor. Akademisyeninden sanatçısına, ilkokul öğrencisinden emeklisine, gelen bu mesajlar bunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

T.S.: Özellikle AKP’nin seçim yenilgisinden sonra Türkiye’deki siyasal atmosferde nispi bir rahatlama mevcut. Bir de tam böyle bir ortamda iktidarın dili, sözü, iktidarın hegemonyasının en zayıf olduğu yerlerden birinde dillendirilince yoğun bir tepki ve bu tepkinin de geniş bir meşruiyet zemini doğdu. Gerici politikalara karşı laiklik özlemidir bence dile gelen. Memleketin 17 yıldır uğradığı tahribata karşı yükselttiği sestir. Patlama noktasıdır bir nevi. Çok da anlamlıdır. Umut vericidir. Bu arzunun ne kadar geniş bir zeminde karşılık bulduğunun göstergesidir.

> Son olarak ODTÜ öğrencilerine ve topluma söylemek istediklerinizi alalım.

N.E.K.: ODTÜ’lüler, üzerinde durdukları devrimci mirasın farkında fakat bu mirasın güncel mücadele pratiğimizde daha fazla karşılık bulması gerekiyor. Bu mirastan aldığı güçle sosyalizm bayrağı altında bir araya gelen aydın ODTÜ’lüler, bugün ODTÜ’de yahut ODTÜ dışında yaşadığımız birçok akıl almaz olayın baş müsebbibi olan sermaye düzenini değiştirebilirler. Sermaye düzeni yıkılmadığı müddetçe, bu tarz olaylarla karşılaşmaya devam edeceğimiz açık. Tüm okul arkadaşlarımı adil, eşit, özgür ve bağımsız bir ülke için verdiğimiz sosyalizm mücadelesine omuz vermeye davet ediyorum. Bugüne kadar bize destek olan herkese teşekkür ederken, aynı çağrıyı emekçi halkımıza, işçi sınıfına yapmış olayım: İçinde bulunduğumuz kriz koşullarında, bize yoksulluğu, işsizliği, gericiliği reva gören bu düzeni, işçi sınıfı mücadelesine katılan, ilericiler, aydınlar ve öğrenciler yıkacak. Selam olsun Türkiye işçi sınıfına!

T.S.: Bu desteğin bizim için anlamı çok büyük. Kimsenin şüphesi olmasın, umutları boşa çıkarmayacağız. O şenlik, rektör istese de istemese de yapılacak. Rektörün ayrıştırıcı diline rağmen, medyadaki manipülatif mesajlarına rağmen yapılacak. Memleketin dört bir yanından gelen mesajlar ODTÜlülere umut oldu. ODTÜlüler de memlekete umut olacaktır.