Uğur'u istifaya götüren süreçte perde aralandı

Uğur'u istifaya götüren süreçte perde aralandı

AKP’li Edip Uğur, 30 Ekim 2017 günü, hem belediye başkanlığını hem AKP’yi bıraktı. Açıklamasından sadece ‘tehditler’ kısmı öne çıkarıldı. Aslında istifaya götüren süreçte farklı bir iddia gündemde.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur’un istifasıyla ‘Metal yorgunluğu’ eleştirisi sürecinde bir dalga kapandı. Uğur, 30 Ekim günü hem belediye başkanlığı hem AKP’yi bıraktığını açıklarken, o açıklamanın şifreleri de gündeme getirildi. O konuşmada Uğur’un da ipuçlarını verdiği istifa sürecinde,  iddiaya göre, önceki Balıkesir, şimdinin Mardin Valisi Mustafa Yaman ve Balıkesir Milletvekili Sema Kırcı ile yaşadığı tartışmalar etkili olmuş.

Hürriyet gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, ‘Edip Uğur niye gitti’ başlığıyla yazdığı bugünkü yazıda, Uğur’un istifa açıklamasında, tartışmalı iddialar ortaya attığını, kendisine ve hatta ailesine ulaşan bir baskı ve tehdit ortamından söz ettiğini kaydetti.

AKP’nin, Uğur’un açıklamalarından sadece “tehditler” kısmını ciddiye alıp yanıt verdiğini, oysa Uğur’un baskıdan da söz ettiğini, baskının partiden geldiğini imasında bulunduğunu hatırlatan Zeyrek, ”Uğur’un açıklamalarını tekrar hatırla(t)mamın nedeni şu: Ankara’da konu hakkında bilgi sahibi olan kime “Edip Uğur neden bıraktı(rıldı)” diye sorsam aynı yanıtı aldım. İddiaya göre Uğur, önceki Balıkesir (şimdiki Mardin) Valisi Mustafa Yaman ile ciddi sorunlar yaşamış. Kamuya açık yerlerde Vali Yaman hakkında çok ağır suçlamalar yöneltmiş. Uğur’un sorun yaşadığı bir başka isim ise Balıkesir milletvekili Sema Kırcı olmuş. Uğur ile Kırcı’nın kavgası parti toplantılarına aleni bir şekilde yansımış” diye yazdı.

Ankara’dan bu konuda defalarca uyarı gittiğini, Uğur’un ise haklı tarafın kendisi olduğunu anlatmaya çalışmışsa da başarılı olamadığını ifade eden Zeyrek, özetle şöyle dedi:

‘Açıklamanın şifreleri’

“Uğur’un “Bürokrasi devletin, devlet milletin, sadakat liyakatin önüne mi geçti” sorusunu biraz önce paylaştığım bilgiler ışığında okuyunca siz ne düşündünüz? Belli ki bu bir soru değil, soru formatında bir tespit. Uğur, bir bürokratı, yani valiyi hedef alıyor. Kendisini devletin önüne koyduğuna, devlet temsilcisi olarak da milletin, yani halk tarafından seçilmiş belediye başkanının önüne geçtiğine inanıyor. İkinci önemli detay ise “otofaji” sözcüğü. Uğur, bu sözcüğü AK Parti’nin yenilenme sürecini tanımlarken kullanıyor. Otofajide bir hücre içindeki lizozomlar hücrenin önemli yapıtaşlarını sindirir. Kimya mühendisliği okumuş bir isim olan Uğur’un bu analojiyi kullanması, büyük ihtimalle parti içindeki başka bir kişinin ya da yapının, bir parti mensubu olarak kendisini sindirdiğine inanmasından kaynaklanıyor.

Zeyrek, başkanlık sistemine daha tam olarak geçilmediğini, ancak partili başkanlar ile partili olduklarını saklamayan mülki amirler arasında şimdiden bir “otorite” tartışmasının başladığını kaydetti.