Prof. Aşıçıoğlu'ndan Meclis'te tartışma yaratan Madonna Sözleri

Prof. Aşıçıoğlu'ndan Meclis'te tartışma yaratan Madonna Sözleri

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu, TBMM Madde Bağımlılığını Araştırma Komisyonu’na yaptığı sunumda tartışma yaratacak ifadeler kullandı.

"Bakın, Madonna dünya turnesi kapsamında Türkiye'ye geldi dört beş yıl önce. Madonna'nın içindeki sesli harfleri çıkartın lütfen 'm' ilk harfi -'a'yı çıkartın- ikinci harf 'd' üçüncü harf 'n' dördüncü harf 'n' 'mdnn'. 'MDMA' diye bir madde var ya 'ecstasy', 'mdnn'… Bir bakın turne kapağına, böyle kafası bulanmış, madde keyfinde olmuş bir kadın yüzü. Bakın, bu, gizli subliminal mesaj. Bakın, Louis Armstrong’un 'muggles' diye bir şeyi vardır. Caz üstadı, hakikaten onun sanatçı kimliğine bir şey demiyorum ama o caz albümünün içinde hep maddeyi öven laflar var. Bunları dahi hesap edecek bir birim lazım. Madonna'yı o albümle sokmayacaksınız Türkiye'ye ya da en azından, girdiyse belli yaş grubuna izin vereceksiniz." diyen Aşıcıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mesela, ben şu anda çok isterim, İstanbul'da Hezarfan Havalimanı'nda her sene yapılıyor 'Red Bull Festivali' Ben inanıyorum ki orada uyuşturucu maddenin dib ine vuruluyor. Mesela, orada mobil tuvaletler kuruluyor. Siyasi erk bana versin, ben korkuyorum, gidip böyle bir analiz yapsam, vilayet izin verse, ondan sonra… Bu analizi yapalım, anonim analizler bunlar, kimseyi stigmatize etmeyeceğiz, yaftalamayacağız. Hatta bunu hiç medyayla paylaşmayız, sadece devlet erki bilir, görürüz o tür toplantılarda ne tür maddeler kullanılıyor. Korkmayalım, ölçülebilir veri tabanlı veriler elde edelim ama bunun için de mutlaka siyasi otoritenin kurduğu kurumsal bir yapının “Yapabilirsiniz, hukuka uygundur.” demesi lazım."

SOMALİ FAHRİ BÜYÜKELÇİ'SİNDE UYUŞTURUCU MADDE

Aşıcıoğlu, Somali Fahri Büyükelçisi'nin de uyuşturucu gat bitkisiyle yakalanmasını şöyle anlattı:

"Lütfen, eğer 'Bu hocanın da hiç freni yok.' diyorsanız söyleyin ama ben içimdekileri buraya söylemeyeceğim nereye söyleyeceğim diye düşünüyorum. Bakın işte, gidin o ülkelere, adamlar bir kirli torbası, bir temiz torbası gibi, alıyor ağzına gatı, somuruyor somuruyor, tükürüyor öbür tarafa, temizi alıyor, bütün günü böyle geçiyor. Bakın şu gördüğünüz pazarları, maydanoz satılır gibi pazarda gat pazarları var. Ve bakın ülkemize yansıması. Bundan beş yıl önce işte beni bir cumhuriyet savcısı aradı Bakırköy’ün, 'Aman hocam, Somali Büyükelçisi -fahri büyükelçilikmiş- benim sırtımda boza pişiriyor.' 'Niye?' 'Gat bitkisi yakalandı. Bu adam İngiltere'den Türkiye binmiş, telefon trafiğine yakalanmış ama diyor ki Somali Büyükelçisi ‘Bu bunların memleketinde suç değil, bizde suç mudur?’' Tabii o dönem 'catha edulis'tir bunun içindeki maddesi, şu anda 'katinon' dediğimiz maddelerin etken maddesi. O dönem bizde suç değildi. 657’de bir memur olarak çalışıyordum o zaman, doçenttim ama Adalet Bakanlığı'ndaydım, buna rağmen cesaret ettim, savcı beye bir sayfalık bir bilimsel mütalaa hazırladım, böyle elden de verdim ama tabii savcının yapacak bir şeyi yok, sonuçta o, yasa ve mevzuatla bağlı ve bu kişi çıktı. Bereket ki bu madde, mesela ülkemizde üretimi hiç olmadı, biraz herhalde iklimi de müsait değil, taşınamıyor da çünkü hemen buruşuyor pırasa gibi, ıspanak gibi ve etken madde yok oluyor."

YARGIDA SAHTE UYUŞTURUCU KRİZİ

Aşıcıoğlu, sokakta satılan uyuşturuculardan bazılarının sahte olduğunu ve bunun sonuçlarını ise şöyle anlattı:

"Yani öyle bir yapılanma var ki sokak satıcısı sattığı maddenin ne olduğunu bilmiyor. Mesela bana öyle raporlar geliyor tablet formunda, üstünde 'extacy'e benzer logolar var. İşte bu uyuşturucu satıcıların taktiği bu, üzerine mesela eros logosu çekiyor, işte 'Mercedes' logosu koyuyor satışı artırabilmek için. Mesela böyle logolu ürünler geliyor, analiz yapıyoruz, içinde un ve nişasta çıkıyor sadece ama satarken onu 'extacy' diye satmış. Bu, o kadar tehlikeli bir süreç ki ben arıyorum hâkimini -çünkü sıkıntı duyuyorum, diyorum ki: 'Hâkim bey, hakime hanım, böyle bir şey çıktı.' 'E, ne yapayım, iyi olmuş işte, hiç olmazsa zarar görmemiş kişi.' diyor. 'Ama öyle olur mu, bakın şimdi attı nişastayı, plasebo etkisiyle biraz hafif kafası bulandı ama bir şey olmadı, yarın gerçek extacy geldiğinde 'Ya bana bir taneyle bir şey olmuyor.' deyip üç tane attığında ölecektir o kişi."