‘Sapkınlık devlet politikasıyla besleniyor’

‘Sapkınlık devlet politikasıyla besleniyor’

Önce küçük Eylül, ardından Leyla…Çocuk istismar ve ölümleri, gündemin ilk sırasında yerini alırken, toplumda geniş yankı uyandırıyor. Artık kaybolan çocuklar için ‘ölü bulunsa da tecavüze uğramamış olması’ umudu bile dile getiriliyor.

Dilan ERDEMİR / YURT

Hukukçular,  bazı kesimlerde dile getirilmeye başlanan idam isteklerinin, bu cinayetlerin önlenmesinde çözüm olmadığı görüşünde. Eğitimin kilit rol oynadığının altını çizen hukukçulara göre, iktidarın kasıtlı politikası, insanları bilinçsizleştiriyor.

Leyla Aydemir ve Eylül Yağlıkara cinayetleri, geniş yankı uyandırırken, toplumun birçok kesiminde öfke yarattı. Medyanın da gündeminde bulunan çocuk istismarları ve taciz haberlerinden sonra bazı kesimlerde ‘idam’ haykırışları yükselmeye başladı. Ancak hukukçular, idamın çözüm olamayacağını, meselenin kökenine inilmesi gerektiğini ve eğitimin bu noktada kilit rol oynadığının altını çizerken,  mevcut iktidarın uyguladığı politikaları da eleştiriyorlar.
Avukat Taciser Ülkü Levent,  ‘Topluma sosyolojik, psikolojik eğitim vermek gerekiyor. Ancak bu bilinçlenme şu anki iktidarın işine gelmediği için yapmıyor. Az okuyan, biat eden, köle gibi bir toplum onların işine geliyor” dedi. İdamın insan haklarına temelden aykırı olduğunun altını çizen Avukat Tuba Torun ise, ‘Kişi suçlu da olsa da yaşam hakkına sahiptir. Sadece çocuk istismarı için öngörülen idamın başka suçlar için de uygulanabilir olma durumu var ve biz bunu 60’lı 70’li yıllarda gördük’ diye konuştu. 

Çocuk istismar ve tecavüzlerinde iktidarın, siyasilerin, hakimlerin, savcıların, eğitimcilerin, ailelerin ve toplumun ne yapması gerektiği konusunda Avukat Taciser Ülkü Levent ve Avukat Tuba Torun ile konuştuk. 
Kadın, çocuk ve toplum sorunlarıyla yakından ilgilenen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Avukat Taciser Ülkü Levent, istismar ve çocuk tacizlerinin önüne nasıl geçilebileceği hakkındaki önerilerini şöyle açıkladı:

‘BU SAPKINLIK DEVLET POLİTİKASIYLA BESLENİR’

“Ana mesele toplumda farkındalığı yükseltip, eğitimi yaygınlaştırmak. Şu anda bu hükümetin politikasında anormal sıkıntılar yaşanıyor. Eğitimde erkeklerin ve kızların ayrılması, erkek yurdu kız yurdu diye ayrımın yani tek cins üzerine kurulu yurtların ortadan kaldırılması gerekiyor. Özellikle dini muhafazakar kesimlerin çocuklarını yolladığı ücra köşelerdeki yurtlarda sapkınlıklar yaşandığını çok iyi biliyoruz. Ana mesele toplumda cinselliği normal gören bireylerin yetişmesini sağlamak. Televizyona çıkıp da bir müftü veya devlet görevlisi asansördeki kadından tahrik olma, küçük çocuktan tahrik olma gibi cümleler kullandığı sürece bu sapkınlık devlet politikasıyla beslenir hale geldi. Bu nedenle son 10-15 yılda bu istismarlar artıyor.
 
‘HAYVANA İSTİSMARIN SONRAKİ ADIMI PEDOFİLİDİR’

Yasalar yetersiz diyoruz ama aslında uygulayıcılarda sıkıntılar var. Öncelikle hayvan haklarıyla ilgili sorunların çok acil çözülmesi gerekiyor. Hayvana istismarında bulunan kişinin bir sonraki aşaması, Pedofili çocuğa istismardır. Adam hayvana tecavüz ediyor, 200 lira para cezası ödeyerek bu işten sıyrılıyor. Takip edin bu tip tecavüz olaylarında sanık olan kişilerin geçmişinde ya bir taciz olayı vardır kendisine ya da bir hayvana taciz vardır. Çünkü cinsellik o kadar anormal yaşanıyor ki ülkede eşekle ilişki yaşamanın normal olduğu toplumsal bir yapı söz konusu.

İNSANLARIN MEYDANLARI DOLDURMASI GEREKİYOR

Annelerin ve kadınların da bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Yani babandır kızım helalindir diyen anneler var. Ensest ilişki çok arttı. Bunların hepsi sapkın ruh halleri. Bu suçları engelleyecek tedbirler alınmalı. Bu anlamda siyasi iktidara da çok iş düşüyor. Aslında bu o kadar basit bir şey ki. Sosyolojik, psikolojik eğitim lazım. Bence bu bilinçlenme şu anki iktidarın işine gelmediği için yapmıyor. Az okuyan, biat eden, köle gibi bir toplum hükümetin işine geliyor. Ahlak anlayışı çok değişti. Dolayısıyla bu bilinçsizliğin kasıtlı olarak yapıldığını düşünüyorum. Ivır zıvır olaylarla Dünya ayağa kalkıyor ama bizde küçücük bir çocuk öldü ve sadece Facebook’ta yazıyorlar bunu. İnsanların meydanları doldurması, saray önünde olaylar çıkarması lazım.  Sivil Toplum Örgütleri Türkiye’de çok sıkıntılı.  
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatı, Sosyal Haklar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Çocuk Hakları Koordinatörü olan Tuba Torun ise hükümetin yeni tasarısı hakkında açıklama yaparak tasarının sakıncalarından bahsetti:

‘12 YAŞ SINIRLAMASINDA SIKINTI VAR’

İktidarın çocuk istismarı konusunda bir takım yasal düzenlemeleri var fakat yürürlüğe girmedi daha. Bizler bu tasarıya karşı çıkıyoruz. Karşı çıkmamızın sebebi kimyasal hadım süreci ve cezada 12 yaş sınırıdır. Kimyasal hadıma karşı çıkmamızın sebebi hadım olgusunun insan haklarına aykırı olması. Öncelikli olarak istismar önleminde erkek egemen zihniyetin, çocuk istismarını meşru gören zihniyetin ortadan kalmasıdır. Kimyasal hadım kimi kaynaklarda tedavi olarak görülüyor bu da cinsel istismarın bir suç değil de hastalık olarak görülmesini sağlar. Dolayısıyla biz istismarın çok ağır bir suç olduğunu ve bunun cezalandırılması gerektiğini savunuyoruz. Bunun dışında özellikle yeni tasarıda 12 yaş sınırlamasında sıkıntı var.  12 yaşın altındaki çocuğa istismar varsa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi gibi bir ceza var ama sanki 12-15 çocuk istismarı normalmiş gibi bir etki uyandırıyor. 

 ‘CEZALARIN ARTTIRILMASI SUÇU ÖNLEYİCİ DEĞİL’ 
Cezaların artırılması çözüm değil. Çünkü ceza arttırmak suçu önleyici değil de suçlu yargılanırken mahkemenin bir şüphe halinde beraat etmesini yönlendiren bir durum. İsterseniz cezaların 100 yıl yapın o suçluların temelini kökenini kazımadıkça bu suçlar son bulmayacak. Toplumda inanılmaz bir idam isteği var fakat bu doğru değil. İdam insan haklarına temelinden aykırıdır. Sadece çocuk istismarı için öngörülen idamın başka suçlar için de uygulanabilir olma durumu var ve biz bunları 60-70 yıllarında gördük. Biz bu tür suçlarda iyi hal indiriminin kaldırılmasını istiyoruz. Mümkün olduğu kadar indirimden kaçınılması gerekiyor. Özellikle cinsel dokunulmazlık konusunda haksız tahrik ve iyi hal indirimi konusunda özel bir hüküm konabilir.  Özel ve kamu kurumlarında toplumsal cinsiyet eğitiminin verilmesi, aileden başlayarak bazı eğitimlerin verilmesi gerekiyor.