YURT yazarı Erhan Baydar, “Sıkıyönetim Mahkemeleri’nin kararlarını özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. AKP bunu da başardı! Yeni hukuk düzeninde halkımıza sıkıyönetim mahkemeleri bile aratılmaya başlandı! Beterin de beteri varmış! Yıllar geçse de, zaman ilerlese de geriye gitmek mümkünmüş!” dedi.

Baydar, ‘Selahattin Demirtaş’ın yeri sokaklar’ başlığıyla yazdığı yazıda, 1987 yılında Ahmet Türk’ün, SHP’nin Mardin aday listesinde yer aldığını, ancak o dönem tutuklu olarak cezaevinde bulunduğunu belirtti. Baydar, “Sıkıyönetim mahkemesine müracaat edilir… -Adayımızın, cezaevinden seçim çalışmalarını yürütmesi mümkün değildir, tutukluluk haline son verilsin -diyen SHP nin müracaatı yerinde görülür ve TÜRK serbest bırakılır. Bu karar sıkıyönetim mahkemesinde alınır: Yıl 1987” ifadelerini kullandı.

2018 yılına gelindiğinde, bu kez HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, cumhurbaşkanı adayı ve tutuklu olarak cezaevinde bulunduğunu belirten Baydar, “6 adaydan biri… Ama cezaevinde olan tek aday! Demirtaş’ın seçim çalışmalarını yürütebilmesi, görüşlerini ifade edebilmesi için sokakta, meydan da halkın içerisinde olması gereklidir” dedi.

Erhan Baydar, Oslo ve Dolmabahçe görüşmeleri göz önüne alındığında, Demirtaş’ın ya da bir başka bireyin siyaset yapma hakkının, AKP’nin ihtiyaçlarına göre belirlenemeyeceğini kaydetti. Baydar, “Görüşlerine katılıp katılmamak bir yana, bu aday kendisini ifade edebilmelidir. Cezaevinden adaylık ülkemizin demokrasi tarihinde yer almamalıdır! Demirtaş’ın davalarından kaçması, hapisten korkması, ülkeyi terk etmesi mümkün olmadığına göre, yeri sokaklar, meydanlardır!” diye yazdı.

‘ERDOĞAN’A PARLAMENTER OLMA HAKKINI SAĞLAYAN DA CHP’DİR’

CHP’nin her görüşün ifadesi için üzerine düşeni yaptığını belirten Baydar,  şunları kaydetti:

“Ve CHP her zaman görevini adam gibi yapmıştır. Siirt ara seçimleri ile parlamenter olma hakkını Erdoğan’a sağlayan CHP’dir. Bir yandan demokrasinin gereğini CHP yerine getirilirken bundan yararlanan AKP, aynı imkânı diğer siyasetçilere sunmaktan kaçınmaktadır.

Demokrasi uzlaşı ve görüş ifadesi ile vücut bulacaktır.

Rakipleri Karamollaoğlu ve Akşener eşit yarış istiyor... Rakibimiz ile mertçe yarışalım diyorlar. İnce’nin tavrı zaten ortada! Sık sık kabadayıları ile meşhur Kasımpaşalı olmakla övünen AKP Genel Başkanı Erdoğan’a sormak gerekiyor: Kasımpaşa kabadayıları böyle yapar mıydı?”