Suriyelilere yardımı sözleşmeye bağlayan AB'ye Ankara'dan yanıt

Suriyelilere yardımı sözleşmeye bağlayan AB'ye Ankara'dan yanıt

AB'nin, Türkiye'ye Suriyeli sığınmacılar için taahhüt ettiği 3 milyar euro'nun tamamını sözleşmeye bağladığını açıklaması, Ankara'yı kızdırdı: AB zaten çok yavaş; kaynağın aktarılması, sahada kullanılması anlamına gelmiyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmelerin ardından iki yıl önce Avrupa Birliği ile Türkiye arasında varılan sığınmacı anlaşması, Ankara ile AB arasındaki gerilimden etkileniyor. 27 Aralık'ta AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger'in AB'nin Türkiye'ye Suriyeli sığınmacılar için sağlamayı taahhüt ettiği 3 milyar euro'nun tamamının sözleşmeye bağlandığını duyurmasının ardından AB Bakanlığı'ndan yazılı açıklama geldi.

'MAALESEF…'

İlk 3 milyar euro'nun sözleşmeye bağlanması ve kaynağın bir kısmının projelerin uygulamasından sorumlu uluslararası kuruluşlara aktarılmasının bu kaynağın henüz sahada Suriyelilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kullanıldığı anlamına gelmediğini belirten AB Bakanlığı "Maalesef, AB mali yardımlarının kullandırılma mekanizmaları hızlı işlemiyor" dedi.  2011'den beri Türkiye'ye gelen ve sayıları 3 milyonun üzerinde olan Suriyeliler için Türkiye'de yapılan harcamanın 30 milyar doların üzerinde olduğunu kaydedilen açıklamada, 29 Kasım 2015 tarihinde düzenlenen Türkiye-AB Zirvesi'nde, Türkiye ile külfet paylaşımı kararı çerçevesinde, Türkiye'de geçici korumadan yararlanan Suriye vatandaşlarına yönelik AB'nin 3 milyar euro mali yardım sağlamayı taahhüt ettiği, 18 Mart 2016 Türkiye-AB Zirvesi'nde söz konusu kaynağın kullanımının hızlandırılması ve 2018 sonuna kadar 3 milyar euro tutarında ilave bir kaynağın harekete geçirilmesine karar verildiği hatırlatıldı.

'SURİYELİLERİN İHTİYAÇLARI GÖZ ÖNÜNE ALINDIĞINDA'

"Taahhüt edil bu mali yardımlar Türkiye için değil, doğrudan Suriyeliler içindir" vurgusu yapan AB Bakanlığı, "Türkiye'deki Suriyelilerin ihtiyaçları göz önüne alındığında, taahhüt edilen mali yardımın miktarı kadar ve belki de bundan daha önemlisi bu mali yardımların hızlı bir şekilde bu ihtiyaçları karşılayacak şekilde kullandırılmasıdır'' ifadesini kullandı.

'AB HEP RÖTARLI'

''Geldiğimiz aşamada bu kaynağın hızlı kullandırılmakta olduğunu söylemek mümkün değildir. Taahhüt kararının üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen, ancak daha yeni bu 3 milyar euro'nun tamamının hangi proje ve programlarda kullanılacağı belirlenebilmiş ve sözleşmeler imzalanmış durumdadır'' eleştirisni getiren bakanlık şu bilgileri verdi:

'YARISINDAN FAZLASI ZATEN AKTARILDI'

''Sözleşmeye bağlanan ilk 3 milyar euro'nun ise 1.78 milyar avrosu AB tarafından ilgili kuruluşlara harcanmak üzere aktarılmış durumdadır. Aktarılan 1.78 milyar euro'nun yaklaşık 1.3 milyar euro'su projelerin uygulamasından sorumlu uluslararası kuruluşlara, 402 milyon euro'luk kısmı ise ilgili bakanlıklarımıza aktarılmıştır. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı'na 120 milyon, Milli Eğitim Bakanlığı'na 270 milyon ve İçişleri Bakanlığı'na 12 milyon aktarılmış durumdadır. "

'SURİYELİLER DAHA UZUN YILLAR BEKLER'

Bakanlık ''Kasım 2015 tarihinde AB tarafından taahhüt edilen 3 milyar euro'luk kaynağın halen önemli bir kısmı fiili olarak sahada kullanılabilmiş değildir. Suriyeliler için AB mali yardımlarının bu hızla kullandırılması, taahhüt edilen toplam 6 milyar euro'nun kullanılması için Suriyelilerin daha uzun yıllar beklemesi gerekeceğini göstermektedir. Suriyelilerin ihtiyaçları göz önüne alındığında AB'nin taahhütlerini daha hızlı yerine getirmesi gerektiği çok açıktır'' çıkışını yaptı.

'SÖZLEŞMEYE BAĞLAMA İLE SAHADA HARCAMA KARIŞTIRILIYOR'

''Son zamanlarda bazı çevrelerden mali yardımlar konusunda yanıltıcı açıklamalar yapılması üzerine bu açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur'' diye devam eden bakanlık, ''AB adına yapılan bazı açıklamalarda 'sözleşmeye bağlama' ile 'sahada harcama' birbirine karıştırılacak şekilde ifade edilmektedir. Suriyeliler için AB'nin taahhüt ettiği mali yardımlar sadece mali bir mesele değildir. Ülkelerindeki iç karışıklıklardan ve ölümden kaçan insanlara karşı insani bir sorumluluktur. Bu konuda insani hassasiyeti ön planda tutan açıklamalar yapılmasında her zaman fayda vardır'' tavsiyesinde bulundu.

'TÜRKİYE'YE ADAYLIK YARDIMLARINDA KESİNTİ VİZYONSUZLUKTUR'

Buradan AB-Türkiye ilişkilerindeki sorunlara geçen bakanlık şu ifadeleri kullandı: ''Ayrıca, AB'nin sadece Suriyeliler için taahhüt ettiği mali yardımlar açısından değil, Türkiye'ye sağlamakta olduğu Katılım Öncesi Mali Yardımlar konusunda da yaklaşım yanlışlığı içerisinde olduğunu söylemek doğru olur. Türk demokrasisine karşı 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen hain darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ve FETÖ terör örgütüne karşı yapılan mücadeleyi anlamaya çalışmak yerine alınan tedbirleri eleştirmesi ve üyeliğe hazırlık amacıyla kullandırılan Katılım Öncesi Mali Yardımlarda 105 milyon euro kesintiye gitmesi bir vizyonsuzluktur. AB'den sağlanan Katılım Öncesi Mali Yardımlar, bir yandan aday ülkenin farklı alanlarda AB'ye uyum sürecini hızlandırırken, diğer yandan da kamuoyunda AB'ye ilişkin olumlu bir algı oluşmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla mali yardımlar, yani AB projeleri, hem somut çıktılar üreterek ülkemizin AB'ye uyum sürecini artırıyor, hem de Türk halkı bu projeler aracılıyla kendini AB'ye daha yakın hissediyor ve bu süreci sahipleniyor.''

'TÜRKİYE'Yİ SOĞUTMASI, AB AÇISINDAN BİR ÇELİŞKİDİR'

Açıklama şöyle son buldu: ''Bir yandan Türkiye AB'den uzaklaşıyor derken bu tür kararların alınması, adeta Türkiye'yi AB'den soğutması, AB açısından bir çelişkidir. AB yetkililerinin bunu göremiyor oluşu önemli bir vizyonsuzluk ve stratejik bakış eksikliğidir."