Suudi Arabistanlı kardeşlerin kaderi Türk yargısının elinde

Suudi Arabistanlı kardeşlerin kaderi Türk yargısının elinde

Suudi Arabistan'da ailelerinden gördükleri şiddet nedeniyle Türkiye'ye kaçtıklarını iddia eden kız kardeşler Avşak Hamud ve Areej Hamud oturum izni almaya çalışırken, babalarının haklarındaki "Suriye’de terör örgütlerine katılacakları" ihbarı sonucu 16 Mayıs'tan beri gözaltına tutuluyor. Kız kardeşlerin avukatı, Suudi Arabistan'a iade edilmelerinin tehlikeli olacağını öne sürüyor.

Suudi kardeşler ilk olarak Yeni Zelanda’ya gitmeye çalışmış, sığınma başvurusunda bulunmalarından şüphe edilmesi nedeniyle söz konusu ülkeye girişleri engellenmişti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından kısa süre önce yazılan bir raporda, 30 yaşındaki Aşvak Hamud ve 28 yaşındaki kardeşi Areej Hamud’un şubat ayında aile bireylerinden gördükleri şiddet sonucunda Türkiye’ye kaçtıkları bildirildi. Genç kadınların babasının, kızlarının Suriye’de radikal örgütlere katılacağı yönünde bir ihbarda bulunması üzerine mayıs ayında Suudi kardeşler Türk yetkililer tarafından gözaltına alındı. Kardeşlerin güvenlik açısından nerede tutuldukları açıklanmıyor.

AYM’YE İTİRAZDA BULUNULDU

İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu ve Kuzey Afrika sorumlusu Sarah Leah Whitson, şu açıklamada bulundu: “Kadınların Suudi makamlara teslim edilmesi durumunda, ülkelerinden kaçan (ve teslim edilen) diğer kadınlara benzer bir kadere sahip olmalarını bekliyoruz. Yetişkin kadınların kendi evlerinde ya da ‘koruyucuları’ izin vermediği için serbest bırakılmadıkları gözaltı merkezlerinde zorla tutulduğu birkaç vakayı kayıt altına aldık. Bildiğiniz gibi, bu kadınlar fiziki ve ruhsal şiddet gördüklerini iddia ediyor.”

Suudi kardeşlerin avukatı Serdarhan Topo ise Suudi kardeşlerin ülkeye iade edilmesini engellemek için ilk etapta İstanbul İdare Mahkemesi’ne dava açtıklarını, davanın reddedilmesinin ardından ani bir iadenin gerçekleşmemesi için Anayasa Mahkemesi’nden tedbir kararı alındığını anlattı. Anayasa Mahkemesi’nin Aşvak Hamud adına yapılan bireysel başvuruyu reddetmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne tekrar bir itirazda bulunuldu. Avukat Topo ülkelerinde halihazırda mevcut katı kurallara bakıldığında kardeşlerin ülkelerinde ciddi bir tehlike ile karşı karşıya oldukları çıkarımının yapılabileceğini aktardı. Topo, Aşvak ve Areej kardeşlerin babasının kızların terör gruplarına katıldıkları ve kayboldukları bahanesiyle yaptığı şikâyetin ardından gözaltına alınmalarına rağmen, haklarında herhangi bir tutuklama ya da adlî kontrol kararının olmadığını aktardı.

YENİ ZELANDA ALMADI

Aşvak ve Areej Hamud, Türkiye’de oturum izni almaya çalışırken, 16 Mayıs tarihinde gözaltına alınmıştı. Suudi kardeşler ilk olarak Yeni Zelanda’ya gitmeye çalışmış, sığınma başvurusunda bulunmalarından şüphe edilmesi nedeniyle söz konusu ülkeye girişleri engellenmişti. 16 Mayıs’ta gözaltına alındıktan sonra sosyal medyada bir video paylaşan Suudi kardeşler, geri gönderilmeleri durumunda ülkelerinde öldürüleceklerini, haklarında arama kararı olduğunu öğrendiklerini ancak bunun gerçek olmadığını anlatmıştı.

SONLARI DİNA ALİ GİBİ OLABİLİR

Avukat Serdarhan Topo, kız kardeşlerin geçmişte yaşanan benzer bir olay sonucu ülkesine gönderilen ve kendisinden tekrar haber alınamayan Dina Ali vakasına benzer bir akıbete uğramaları konusunda endişesi olduğunu savunuyor. Topo, “6458 Yabancı ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 55’inci maddesinin 1-a bendine göre, “Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda emareler bulunanlar sınır dışı edilemezler. Ayrıca anayasal yaşam hakkı ve uluslararası mevzuat da bu durumu doğrular niteliktedir. Dikkat edildiyse sadece emare bulunması yeterlidir” yorumunda bulundu.