Tarikat liderleri arasında çok sert tartışma: Kimsin ulan sen?

Tarikat liderleri arasında çok sert tartışma: Kimsin ulan sen?

İsmail Ağa Cemaati'nden Cübbeli Ahmet ile Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah arasında çok sert tartışmalar yaşanıyor.

Tarikatlar arasındaki kavga 'İsmailağa'cı Cübbeli Ahmet'in, Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah'ı hedef alan konuşmasıyla iyice kızıştı. Cübbeli Ahmet, kendisine Arapların söz konusu ismi sorduğunu, kendisinin ise "bırakın şunu" diye yanıt verdiğini söyledi.

Cezaevindeyken "ağa paşa takımı"nın Aziz Yıldırım'ı, garip takımının ise kendisini ziyarete geldiğini söyleyen Cübbeli, kendisini ziyarete gelen Fatih Nurullah'a çıkmadığını söyledi. Fatih Nurullah'ın Muaviye'yi FETÖ'ye, Şam'ı Pensilvanya'ya benzetmesine kızan Cübbeli "böyle şeyhlik mi olur, böyle tarikat mı olur, böyle tasavvuf mu olur, şeriatsız dinsiz tarikat mı olur" dedi. "Millet bunlara mürit oluyor" diye kızan Cübbeli, "millet kapılmasın" ifadelerini kullandı.

'KİMSİN ULAN SEN'

Cübbeli'nin sözlerine ise Fatih Nurullah Efendi son sohbetinde isim vermeden yanıt verdi. Kendilerinin Ehli Beyti, Hazreti Hüseyinleri gücendirmemek için Muaviye'yi övmediklerini söyleyen Fatih Nurullah Efendi, "Kimsiniz ulan siz, hangi dinin sahibisiniz, nasıl bir meşrebiniz var, nasıl bir itikadınız var sizin yazıklar olsun" dedi. İsim vermeden İsmailağa'ya ve Cübbeli'ye "terbiyesizler", "hayasızlar", "müptezel alimler" sözleriyle yüklenen Fatih Nurullah Efendi, İsmailağa'nın peygambere muhalif olduğunu iddia etti. 

ABDÜLHAMİT NE YAPTI? OTURUP KIZIYLA PİYANO DERSLERİ YAPTI

“Altı yaşındaki kızlar evlenebilir” dair fetvasıyla bilinen Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız’ın Sultan Abdülhamit hakkında söylediği belirtilen sözleri tartışma yarattı.

“Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, konuşmasında Nurettin Yıldız’ın Abdülhamit açıklamalarını hatırlatıp tepki gösterdi. Ahmet Mahmut Ünlü, Nurettin Yıldız’ın “ … Abdülhamit ne yaptı kendisi kızıyla oturup piyano dersleri yaptılar orada. Ama Aziz Mahmut Hüdai’yi çağırdı İstanbul’a tarikatını ihya etti. Kendisi girmediği tarikattan insanların istifade etmesini istedi. Aziz Mahmut’u İstanbul’a getiriyorsun piyano nasıl çalıyorsun. Aziz Mahmut Hüdayi piyanocu mu? Sarayda oturup piyano çal… Tarikat erbabı bir adamın piyanoya vakti olur mu?” dediğini aktardı.

“HEM KOCA SULTANA İFTİRA ATACAKSIN HEM DE KILIFINA DA HAZIRLAMAYACAKSIN”

Aziz Mahmut Hüdai ile Abdülhamit arasında 250 sene olduğunu söyleyen Ahmet Mahmut Ünlü, “Tarih bilen bir çocuk bile Aziz Mahmut Hüdai zamanında Abdülhamit olmadığını bilir yani. Hem koca sultana iftira atacaksın hem de kılıfına da hazırlamayacaksın ortada kalacaksın yani. Abdülhamit Han Hazretleri bazı alimlere göre bütün padişahlardan daha üstün” dedi. Bu haber Odatv'den çalınmıştır.

“Çok ağır ithamlar yapmış Nurettin Yıldız” diyen Ünlü şöyle devam etti:

“Sarayda ‘fiskü fücur’ varmış, asla sarayda ‘fiskü fücur’ olmaz. O kadar edep terbiye, her şey disiplin, namaz, abdest, vakti vaktine saati saatine, nasıl ‘fiskü fücur’ olacak ya. Bunlar yanlış konuşmalar.”

ÜLKEMİZ DİN İSTİSMARI PAZARINA DÖNÜŞMEKTEDİR

Nakşibendi İsmailağa Tarikatı ile Nurcu Uşşaki Tarikatı liderleri arasında geçtiğimiz hafta yeni gelişmeler yaşanmıştı. İsmailağa'nın Hocalarından Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'yle, Uşşaki Tarikatı Lideri Fatih Nurullah Efendi, yaptıkları açıklamalarla birbirlerini hedef almıştı.

Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan ise bugünkü köşesinde, Cübbeli'ye ve Nurullah Efendi'ye sitem etti. "Dinimizle, dini duygularımızla fütursuzca, insafsızca, vicdansızca oynuyorlar" diyen Kılıçarslan, "Güya biri Ehli Beyt’i savunuyor, güya diğeri de Efendimiz(sav)’in tüm sahabelerini sevmemiz gerektiğini" diye belirtti.

Kılıçarslan, Cübbeli'ye ve Nurullah Efendi'ye seslenerek, "İnsanları dinden soğutmaktan, uzaklaştırmaktan başka hiçbir şeye hizmet etmiyorsunuz" dedi.

Kılıçarslan, Nurullah Efendi için, "'Elimi öpen cennete gidiyor' diyor. Cennet o kadar mı düştü ayağa? Efendimiz(sav)’in değil kızının, kendisinin dahi gireceğinden emin olmadığı cennet senin kıllı ellerinde mi be" derken, Cübbeli için ise, "Fetoş’a toz kondurmayan bu adam, Mehmet Görmez Hoca’ya ağız dolusu sövmedi mi yahu? Hepimiz mi yutacağız dilimizi" dedi.

Kılıçarslan, "Ülkemiz, giderek bir 'din istismarı pazar'ına dönüşmektedir" diye belirtti.

Kılıçarslan'ın yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

"Dinimizle, dini duygularımızla fütursuzca, insafsızca, vicdansızca oynuyorlar. Güya birisi âlim, güya diğeri de şeyh efendi. Birinin adı Cübbeli bilmem kim, diğerinin adı Nurullah bilmem ne.

Mahalle kahveleri şöyle dursun, mahalle karılarının performansını aratmayacak bir sosyal medya kavgası yürütüyorlar. Güya biri Ehli Beyt’i savunuyor, güya diğeri de Efendimiz(sav)’in tüm sahabelerini sevmemiz gerektiğini… Türkçe yok. Kendilerini ifade edebilme kabiliyeti yok. Nezaket yok. Letafet yok. Kibarlık yok. Üslup yok. Yerine mahalle karıları gibi lakırdı var. Hakaret var. Alay var.

Hani insanın ağzını doldura doldura 'siz bir şeyi savunmayın ulan' diyesi geliyor. 'Ne Allah’ın dinini savunun, ne Ehli Beyt’i savunun, ne sahabe efendilerimizi savunun, ne Sünniliği savunun. Çünkü sizin ‘savunma biçimi’niz tam bir felaket. İnsanları dinden soğutmaktan, uzaklaştırmaktan başka hiçbir şeye hizmet etmiyorsunuz. Bütün hayatı karşınızda oturan yahut videolarını seyreden insanlardan ibaret sanıyorsunuz' diye isyan edesi geliyor insanın.

Yahu, hangi birinizle nasıl mücadele edelim bilemedik ki! Mesela bu Nurullah bilmem kim 'elimi öpen cennete gidiyor' diyor. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz(sav) kızına 'ey Fatıma, sakın babana güvenme, insanı cennete güzel amelinden başkası götürmez' buyururken bu toraman 'elimi öpen cennete gidiyor' diyor. Cennet o kadar mı düştü ayağa? Efendimiz(sav)’in değil kızının, kendisinin dahi gireceğinden emin olmadığı cennet senin kıllı ellerinde mi be?

Ya ötekine ne demeli? Yakmayan kefen satıyor yahu adam. İşine gelince her şeye takır takır 'helaldir/haramdır' yaftası yapıştıran adam, işine gelmeyince 'biliyorsunuz nassen haramlar vardır, hükmen haramlar vardır' diyerek nefsinin hoşuna gideni legalleştirmekten de geri durmuyor. İşi gücü Müslümanları tekfir etmek… Fetoş’a toz kondurmayan bu adam, Mehmet Görmez Hoca’ya ağız dolusu sövmedi mi yahu? Hepimiz mi yutacağız dilimizi? 'The Cemaat'e övgüler dizen bu adam önüne gelen İslâm âlimine 'kâfirdir' demedi mi yahu? Hepimiz mi saklanacağız kovuklarımıza? Allah’ın dinini, O’nun hükümlerini savunmak konusunda bu kadar mı düştük acze?

'Ne yapalım, bu hocalarımız da böyle işte' mi diyeceğiz? Allah’ın dinini paçavraya çevirirlerken bakışlarımızı mı kaçıracağız sağa sola? Yakışacak mı bu bize? Yarın hesap günü 'benim dinim kendisine hoca, şeyh, bilmem ne diyenler tarafından paçavraya çevrilirken neredeydiniz' diye sorarsa Rabbimiz, ne cevap vereceğiz? 'Yaşadığınız ülkede bu madrabazlar yüzünden insanlar dinden soğudu, imanlarını kaybettiler, siz ne yaptınız?' derse Rabbimiz, ne diyeceğiz?

Hadi kanalı değiştirelim.

İstismarın en kötüsü, en çirkini, en aşağılığı din istismarıdır. Ve ülkemiz, giderek bir 'din istismarı pazar'ına dönüşmektedir. Adının önünde 'İslâmî' ibaresi olan bazı televizyon ve radyolar bir 'madrabaz sirki'ne dönmüş durumdadır."