Temel Karamollaoğlu’ndan zehir zemberek: 'Korku imparatorluğu oluşturuldu'

Temel Karamollaoğlu’ndan zehir zemberek: 'Korku imparatorluğu oluşturuldu'

‏Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu, ülkede bakanların, dekanların, aydınların konuşamadığını belirterek, Osmangazi Üniversitesinde dört akademisyenin katledildiği olayın, bir OHAL travması olduğunu kaydetti. FETÖ ile mücadelenin psikolojik ve sosyal yönünün gözardı edildiğini, sürecin bir cadı avına dönüştürüldüğünü savunan SP Lideri, "Fikirlerin, düşüncelerin, insanların konuşamadığı yerde silahlar konuşur" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Fetö ile mücadelenin psikolojik ve sosyal yönünün hep gözardı edildiğini, oluşturduğu bireysel ve toplumsal tahribatın dikkate alınmadığını belirterek, “Siz insanların birbirini ispiyonlamasını, ihbar etmesini teşvik eder ve devletin yapması gerekeni vatandaştan beklerseniz bu sonuç kaçınılmaz olur. Bu süreç, bir cadı avına dönüştürülmüş ve bir korku imparatorluğu oluşturulmuştur” dedi.

Sosyal medya hesabı Twitter’dan açıklamalarda bulunan Temel Karamollaoğlu, ülkede bu hafta bir trajedinin de Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaşandığını, ruh hastası bir akademisyenin, kendi fakültesindeki dört meslektaşını hunharca katlettiğini kaydetti.

ONLARCA SORU ORTADA DURUYOR

Üniversite yönetiminin “Akli dengesi bozuk ve psikolojik sorunları var” dediği bu saldırgana dair onlarca sorunun ortada durduğunu ifade eden Karamollaoğlu, şu paylaşımlarda bulundu:

“Ruh hali bozuk birine silah ruhsatı nasıl verildi? Bu hali bilinmesine rağmen meslekte nasıl tutuldu ve buna kim göz yumdu?

Akli dengesi bozuk birinin ihbarıyla yüzlerce kişi hakkında uzaklaştırma ve ihraçlar nasıl yapıldı ve böyle birine neden itibar edildi?

Bu kişinin ihbarı dikkate alınırken onun hakkındaki uyarı ve şikayetler neden görmezden gelindi?

OHAL TRAVMASI

Olayın aydınlatılabilmesi için bu soruların cevabı önemlidir; ama ondan daha önemli olan şu ki bu hadise bir “OHAL Travmasıdır.”

Fetö ile mücadelenin psikolojik ve sosyal yönü maalesef hep göz ardı edildi. Oluşturduğu bireysel ve toplumsal tahribat dikkate alınmadı.

Siz; insanların birbirini ispiyonlamasını, ihbar etmesini teşvik eder ve devletin yapması gerekeni vatandaştan beklerseniz bu sonuç kaçınılmaz olur.

‘CADI AVI’

Bu süreç, bir cadı avına dönüştürülmüş ve bir korku imparatorluğu oluşturulmuştur.

Bakanlar konuşamıyor.

Dekanlar konuşamıyor. Gazeteciler, milletvekilleri, bürokratlar konuşamıyor.

Aydınlar konuşamıyor.

Alimler konuşamıyor.

Hocalar konuşamıyor.

Çok net söylüyorum: Fikirlerin, düşüncelerin, insanların konuşamadığı yerde silahlar konuşur.

Mürekkebin akmadığı yerde kan akar.”