Türkan Saylan yıllar önce FETÖ gerçeğini ve darbeyi madde madde anlatmış

Türkan Saylan yıllar önce FETÖ gerçeğini ve darbeyi madde madde anlatmış

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kurucusu Türkan Saylan 17 yıl önce FETÖ'nün devlette nasıl yapılandığını siyasetçilerin buna nasıl göz yumduğunu madde madde anlatıp, Özbekistan'daki darbede FETÖ'nün parmağı olduğunun altını çiziyor.

Yaşamının son günlerini Cemaat kumpası Ergenekon soruşturmalarıyla geçiren eğitim savaşçısı Türkan Saylan 17 yıl önce FETÖ'yü şu şekilde madde madde anlatmış:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ ELE GEÇİRİYORLAR

Ben bütün Türkiye'nin bizim değerlendirmemizin yanında, bu bantları dikkatle izlemesini ve değerlendirmesini istiyorum. Bu inanılmaz bir olay. Giyimiyle, kuşamıyla, ifadesiyle ben bir hekim olduğum için daha ciddi bir şekilde yorumluyorum. Ortada ciddi bir sağlık sorunu mevcut olan bir kişinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl ele geçirileceği konusunda talimatları var.

ÇOCUKLARIN BEYİNLERİ YIKANIYOR

Ben bir öğretim üyesi olarak bunun ürünlerini her zaman görmek zorundayım. Öğrencilerimizin nasıl çeşitli okullarda, çeşitli evlerde, nasıl beyninin yıkandığını ve böyle bilim-kurgusal olayın içerisine çekildiğini, en akıllılarının, en çalışkanlarının, nasıl kafasını farklı yönlere götürmüş bir takım çelişkiler içinde olan ve geleceğin dünyasını ele geçirmek için böyle bir insanın peşinden sürüklenen, değerli insanlarımız, çocuklarımız olduğunu görüyorum. 

Adeta şu anda düşündüm, belkide bütün Türkiye'de yaralı gençlerimiz, yaralı insanlarımız var. Bu cemaatin içine çekilmiş ve oralarda beyni yıkanılmış çocuklarımız. Belkide hani bir işkence rehabilitasyon merkezi gibi bu olay kapandıktan bittikten sonra bu gençlerin rehabilitasyonu için bir kurumun oluşması gerekir diye düşünüyorum.

KIZLAR ŞEYTANDIR, ONLAR OLMADIĞI İÇİN BAŞARILIYIZ

Şöyle bir örnek vermek istiyorum; Bundan uzun yıllar evvel önce biliyorsunuz önce FEN liselerine el attılar. Çünkü en akıllı çocuklar bunlardı. Ve özel bir özel FEN lisesine TÜBİTAK tarafından Atatürk konusunda konferans vermek üzere gönderilmiştim. Aradım buldum bu yeri. O zamanlar çok izbe bir yerdi ve hiç hazırlıklı değillerdi. Ben çocukları topladım ve Atatürk konusunda bazı şeyler söyledim. O sırada da hepsi erkekti bu küçük çocukların. Dedim ki; ama hepiniz erkeksiniz, karma okul değil burası ne yapacaksınız çocuklar üniversiteye gidince diye bir şaka yaptım. Konuşmamın sonunda bir çocuk geldi yanıma, böyle usulca sokuldu, adeta böyle sarılmak istercesine; "Hocam dedi güzel şeyler anlattınız ama biliyor musunuz siz, biz çok başarılıyız, çünkü hiç kız yok aramızda. Kızlar şeytandır, onlar aramızda olmadığı için biz başarılıyız." 

Şimdi kızların şeytan olduğunu öğrenen bir çocuğun, bilim kafası nasıl gelişebilir? Hayata nasıl uyum sağlayabilir? Nasıl Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş, laik, demokratik düzenine uyum gösterebilir? Ve nasıl kolaylıkla Cumhuriyet, Atatürk düşmanı olabilir... 

ASKERİYEYE GİRECEKLER

Yine öğretmen liselerinden bir tanesinde öğrencilerinin belli bir demokratik modern dershanelere kaydedildiğini öğrendik. Baktık ki bu çocuklar buralara para ödüyorlar, makbuz alıyorlar fakat oralara devam etmiyorlar. Allah Allah ne var bunun arkasında dedik. Meğerse bu çocuklar oralardan aldıkları makbuzları ilerde kullanmak üzere bu kuruluşun, bu cemaatin özel eğitim yerlerinde eğitiliyorlar. Çünkü askeriye girerecekler. Ve oraya başvurdukları zaman o makbuzları gösterecekler. 

BUNLAR GİZLİ ATATÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANLARI

Türkiye'nin her tarafının sarıldığını gözümüzün önünde görüyoruz. Bu dış ülkelerde de geçerli. Biz eğitim kanalıyla bu çocuklarla karşılaşıyoruz. Özellikle burs vermek için sorduğumuz ilk soru hangi okulda okuduğu, hangi dershaneye gittiği, dershaneden sonra yatılı mı okuduğu, kampa da gitti mi? Artık kampada gitmiş olan çocuğu biraz evvel burada dinlemiş olduğunuz kasetteki bilgilerle, ideolojilerle yetişmiş, gizli olarak Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı. Ama görünüşte bunların hiçbirini göstermeyen, kılık kıyafet itibariyle bir ipucu vermeyen haliyle karşımızda. Ama gerçekten kafaları son derece karışmış, her birinin eğer yapısında da varsa bir psikopatiyle zaman içerisinde ortaya çıkacağı bir durum var. Yani bu çok vahim.

VALİ, KAYMAKAM, POLİS OLUYORLAR

Bunlar doktor oluyorlar, bunlar vali, kaymakam, polis oluyorlar. Bunlar öğretmen oluyorlar. Onun için biz şimdi biliyoruz ki artık yılların deneyimiyle, öğretmen yetiştiren kurumlar, siyasetçi yetiştiren kurumlar, yönetici yetiştiren kurumlar son derece tehlike altında. Bu insanların kuşatması altında. Çünkü bu çocukların çoğu çok yetenekli, ta kaynaklarında bulunarak getirilen, özel eğitimden geçirilen, çok yoksul çocuklar. 

Dolayısıyla para açısından, yurt bulma açısından, kitaplarını alma açısından, böyle bir kuruma muhtaç. Kolaylıkla içine giriyorlar ve daha sonra bu ağbiler, hatta bazı yerlerde ablalar bu çocukları eğitiyorlar. Bu eğitmenin sırasında da öyle dayak, kötek, işkence falan yok. 

SİYASETÇİLER TEMAS KURUP GÖRMEZDEN GELİYORLAR

Tamamen dinsel öğeleri kullanarak yada din dogmalarını kullanarak, bu çocuklar bir şekilde yakalanıyorlar. Örneğin, yanlış yapan bir çocuk 'Allah tokadı' diye bir ceza görüyor. Bu Allah tokadı, elinden kaleminin düşmesi, ayağının sürtmesi, kapıya çarpması ve böylece kendisini, kötü işler yapmış, onlara uyum sağlamamış, cezalandırılmış çocuk olarak görüyorlar. Ve böylece ruhsal bunalımlar içerisinde yaşıyorlar. Böyle insanlarla sürekli biz karşı karşıyayız. Ve eğer Türkiyei çağdaş, laik bir ülkeyse ve eğer bu insanlarımızın hepsinde birazcık akıl varsa madalyonun ön yüzünü değil, arka yüzünü görmek zorundalar. Bu bilim kurgu olayının bir yerde durması gerekiyor. Ama en önemli zarar siyasetçilerden geliyor, çünkü siyasetçiler ne yazıkki Cumhuriyet'in temel ilkerini sadece bir yemin gibi okuyup daha sonra hangi tarikatten, hangi cemaatten oy alırız kaygısını taşıdıkları için her zaman bu insanlarla temas kurma yarışı içerisindeler. Bu sağcısıyla, solcusuyla her siyaset grubunda mevcut. Ve dolayısıyla iyi tarikatlerde vardır diyebilen siyasetçilerimizde karşımızda. Bunun bir şekilde çözülmesi lazım.

DARBEYE DESTEK VERDİLER 

Bu olayın ne boyutlara vardığının bilinmesi gerekiyor. Son olarak bizim birçok Özbekistanlı öğrencimizi, bir anda geri çektiler. 2 dersi kalmış, mezun olmaya yakın çocuklar , bildiğimiz gibi Özbekistan'da büyük darbe teşebbüsü oldu, oranın başkanına. Ve bunu Fetullahçılar desteklediler. Bin tane öğrenciyi geri çektiler anında. Özbekistan'da ki bütün Fetullah okullarını, ayrıca Türk okullarını kapattılar. Yani bu işte öylesine yanlışlar yapılıyor ki, bu sadece Türkiye'nin içini değil, Türkiye'yi dışardan da tehlikeye sokan bir örgütlenme şeması içinde sürüp gidiyor. 

Belki biraz abartı olacak ama bir zamanlar Rusya'da ki 'Grigori Rasputin'in (Doğaüstü yeteneklere sahip olduğu iddia edilen bir Rus mistik) davranışlarıyla paralellik görüyorum bu olayın içinde. Yani bir yerlere hakim olmak. Bu işin bir balon gibi sönmesini düşünüyorum. Çünkü bir sürü mağdur insan var ortada ve hiç kimse konuşamıyor. Herkes tehdit altında. Belki bugünkü konuşmadan sonra bizim başımıza ne gelecek onu da bilmiyorum.