Yeni Şafak yazarı AKP’yi uyardı: ‘Aman ha bu tuzağa düşmeyelim’

Yeni Şafak yazarı AKP’yi uyardı: ‘Aman ha bu tuzağa düşmeyelim’

Bir dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşma metinlerini yazan Aydın Ünal, “Bizim en büyük düşmanımız rehavettir. Sanki Abdullah Gül karşımıza muhalefetin ortak adayı olarak çıkmış gibi uyanık olmalıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem konuşma metinlerini de yazan Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, “Bizim en büyük düşmanımız rehavettir, zafer sarhoşluğudur. Aman ha bu tuzağa düşmeyelim” dedi.

Ünal, ‘Erken zafer duygusuna dikkat’ başlıklı yazısında, hem Recep Tayyip Erdoğan’ın, hem de AKP’nin 24 Haziran seçimlerinden zaferle çıkacağının netleştiğini savunurken, “Ancak, mücadelede, ‘erken zafer duygusundan’ daha tehlikeli bir duygu yoktur” uyarısında bulundu.

Muhalefetin, Abdullah Gül için çatı aday arayışı ve sonrasını değerlendiren Ünal, “Siyasette mantık ve matematiğin kurallarının her zaman işlemediğini belirterek, özetle şunları yazdı:

“Böyle bir denklemin hesap edilemeyen değerleri olacaktı. Örneğin “vefasızlık” ya da “ihanet” değerleri denkleme eksi değer katacak ve sonucu etkileyecekti. Kazanan yine Erdoğan olacaktı. Ancak yine kabul edelim ki, böyle bir denklem, böyle bir strateji, süreci zorlaştıracaktı.

Muhalefetin “makul” stratejisi kendi kendine dağıldı. Buradan erken bir zafer çıkarmak yanıltıcı olacaktır.

Ayrıca, “asla durmayacaklarını”, “asla vazgeçmeyeceklerini” her an akılda tutmak gerekiyor.

‘REHAVETE SEVK ETMESİN’

Muhalefetin ve stratejisinin çökmüş olması bizi rehavete sevk etmesin. Erken zafer duygusu bizi mahmurluğa yöneltmesin. “Nasıl olsa kazanıyoruz”, “ezip geçiyoruz”, “seçimi çok rahat alıyoruz” hissiyatı aman ha teşkilatımıza uğramasın.

Biz zaferle değil, seferle mükellefiz.

Yaşananlardan da ders çıkarıp daha çok çalışmak, Cumhurbaşkanımızın deyimiyle “kapı kapı dolaşmak”, zaferi de zaferin sahibinin takdirine bırakmak zorundayız.

Sanki Abdullah Gül karşımıza muhalefetin ortak adayı olarak çıkmış gibi, sanki muhalefetin tamamı ittifak yapmış da üzerimize geliyor gibi, sanki 15 Temmuz gecesi irademize saldırılıyor gibi uyanık, dinç, heyecanlı ve kararlı olmak durumundayız.

Unutmayalım ki bizim derdimiz seçim kazanmak değil; bizim meselemiz bu ülkeyi büyütmek, bu milleti yüceltmek. Yükleneceğimiz mesuliyetin en yüksek olduğu bir seçime giriyoruz. Hiç durmadan, aralıksız çalışacağımız bir sürece adım atıyoruz. Adımlarımız hızlandıkça ok yağmurlarının da kesifleşeceği bir döneme yaklaşıyoruz.

Şu birkaç haftada yaşananları iyi okuyamazsak, bugün olmasa bile bir başka gün bocalarız. Biz ki, vakaları iyi okuyabildiği için, hatalarından ders çıkarabildiği için ayakta durabilen ve ilerleyebilen bir hareketiz. Bizim en büyük düşmanımız rehavettir, zafer sarhoşluğudur. Aman ha bu tuzağa düşmeyelim.”