Yeni sistem küçük ortak: 'Bahçeli nereye koşuyor?'

Yeni sistem küçük ortak: 'Bahçeli nereye koşuyor?'

MHP ve Türk milliyetçiliği üzerinde 30 yıla yakın zamandır çalışan gazeteci-yazar Kemal Can, ‘Bahçeli’nin ne yapmayı ve nereye varmayı istediğini yazdı. Can’a göre, Bahçeli’nin bir hedefi de kongresine resmi iktidar ortağı olarak girmek.

Yaklaşık 30 yıldır "MHP" ve "Türkiye'de milliyetçilik" üzerine çalışan gazeteci - yazar Kemal Can, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "AKP - MHP ittifakının açıkça ve kendisi için maksimum avantajla tescil edilmesini" istediğini belirtirken, "Bahçeli, tescilin gecikmemesini ve kongresine resmi iktidar ortağı olarak çıkmak istiyor" dedi.

Can, Cumhuriyet'te "Devlet Bahçeli ne istemektedir?" başlığıyla yayımlanan yazısında, MHP Lideri Bahçeli’nin, 7 Haziran 2015 seçiminden sonra muhalefet partileriyle koalisyonlara katılmayacağını açıklayarak başladığı çıkışların küçük bir kronolojisini verdi.

MHP’nin başlattığı sürecin, 16 Nisan 2017 referandumu ile sonuçlandığını, Bahçeli’nin kendi seçmeninin çok azını ikna etse bile ‘evet’ oyu çıkmasında kritik bir süreç üstlendiğini yazan Can, özetle şu görüşlere yer verdi:

YENİ SİSTEM KÜÇÜK ORTAK

“Bahçeli, seçim yasalarındaki değişiklikler konuşulmaya başlanmadan yine hamle önceliği alarak, baraj tartışmasını gündeme getirdi. Açılan baraj tartışması, AKP-MHP seçim ittifakının zeminini oluşturdu, kolaylaştırıcı bir etki yaptı. Kendisini AKP’nin eski başbakanı ve cumhurbaşkanına cevap vermeye bile mezun gören Bahçeli’yle ittifak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “size ne” diyerek AKP’lileri bile karıştırmadığı konu haline geldi. Belki Erdoğan ittifaka zorlandı, belki de Erdoğan’ın eli rahatlatıldı.

Bu küçük kronolojide görüldüğü üzere, Bahçeli önemli hamlelerle başlatıcı ve yönlendirici bir rol oynadı. Bazen bir sürecin yolunu açarak, bazen önemli ihtimallerin önünü kapatarak. Bazen anahtar, bazen kilit, bazen tamamlayıcı, bazen bozucu fonksiyonlar üstlendi. Oy kaybını, partideki etkinliğini ve -birçok konuda kendi sözünü fena halde ezerek- siyasi tutarlılığını kaybetmesine rağmen, gündemdeki “ağırlığını” korudu. Bunun bir siyasi kurnazlığın mı, yoksa bir rol paylaşımının mı sonucu olduğu tartışması daha sürecek!

NE YAPMAK İSTİYOR?

Bahçeli ne yapmak istemekte” sorusuna dönersek: Öncelikle, Erdoğan iktidarının korunması “mutabakatı”nın parçası olma ve ismiyle müsemma bir görev yapma iddiasını sürdürüyor. İkinci olarak, AKP-MHP ittifakının açık biçimde ve kendisi için maksimum avantajla tescil edilmesinin gecikmemesini istiyor.

Üçüncü olarak, muhaliflerin kopmasına rağmen sıkıntıları bitmeyen MHP’nin bu yıl yapılacak kongresine, resmi iktidar ortağı olarak çıkmak istiyor. İktidar işbirliği içinde seçim gündemini sıcak tutma görevini üstleniyor. “Yeni sistemde” seçim ittifakından daha etkili bir mevki beklentisini ortaya koyuyor.

Peki, Bahçeli’nin siyasi gerekçeleri neler? Birincisi, “yüzde 60’lık ‘sağ’ çoğunluk blokunda” kalmanın, sosyolojik - ideolojik -retorik olarak tarihsel- bir zorunluluk olduğuna inanıyor. Olağanüstü kongre sürecinde de görüldüğü gibi, MHP genel başkanlığında kalmak için “bir desteğe” ihtiyacı olduğunu biliyor, görüyor. Üçüncü olarak, sağladığı desteğin “vazgeçilmezliğinin” nimetlerini önemsiyor. Son olarak da, oy kaybını durdurmayı, durduramasa bile “bildiği suların” daha güvenli olacağını umuyor. Kazanç-kayıp hesabını “değişik” yapması kadar, bilinçli olarak “köprüden önceki son çıkışı” geçmiş olması da başka bir gerekçe elbette.

MHP BİTER Mİ?

Uzunca bir süre AKP’liler ve iktidarı destekleyen liberal çevreler, özellikle “çözüm süreci” konjonktüründe, fonksiyonu kalmadığı için MHP’nin biteceğini iddia ettiler. 7 Haziran sonrası ve referandum sürecinde de muhalefet sözcüleri MHP’nin kendisini imha etmekte olduğunu dile getirdi. Son çıkışın ardından da, MHP’nin “dükkân kapattığı” söylendi. Fakat, bütün bu süreç boyunca Bahçeli, siyasi gücünün üzerinde bir siyasi etki yaratmayı, partisinin başında kalmayı becerdi. (MHP’nin 1970’lerde efsane lideri Türkeş’in liderliğinde, en fazla yüzde 7 oy almasına rağmen “cephe koalisyonlarıyla” çok etkili olabildiğini ve Bahçeli’nin iyi bir Türkeş öğrencisi olduğunu hatırlatalım.)

Siyasi tutarsızlık ve söylem değişikliği konusunda -şampiyon olamasa da- sıralamadaki iyi yeri garanti olan Bahçeli’nin, herkese “tuhaf” gelen hesaplamaları, “formülleri” şimdiye kadar bir biçimde işledi. Toplamda zarara uğrasa da “zararı (riski) küçültmeyi” başardı. Bahçeli’nin hesaplamalarının ve formüllerinin “değişik”, anlaşılmaz bulunması, çok karmaşık olmalarından değil, fazla “yalın” olmalarından. “Bittiniz siz”, “böyle bitersiniz” şeklinde parmak sallamalar, Bahçeli’yi etkilemediği gibi, MHP seçmenini de fazla hareketlendirmiyor. Bu bilgiye aşina isimlerin bulunduğu İYİ Parti bu yüzden yumuşak bir tepkiyle yetiniyor. MHP’nin bitip bitmemesi, Bahçeli’nin hamleleri kadar bütün diğer siyasi aktörlerin akıbetini de belirleyecek gelişmelere bağlı olacak. “