YURT yazarı 48'leri uyardı: Kapı arkasından konuşmayın

YURT yazarı 48'leri uyardı: Kapı arkasından konuşmayın

İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke’nin bildirgesi ile ilgili yazdığı yazıların ardından kapı arkası konuşanlar olduğunu belirten yazarımız Yurtseven, “Yurt Gazetesi’nde icazetle yazılmaz’ dedi. Yurtseven, “Meclis çalışmalarında yoksunuz, kamuoyu oluşturacak hiçbir çalışma da yoksunuz. Ama parti içi 3 satır yazı konusunda Maşallahınız var” dedi.

YURT Gazetesi yazarı ve Ankara Temsilcisi Mehmet Yurtseven, “Duydum ki, İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke’nin yayımladıkları “sol bildirge(!)” üzerine yazdığım iki yazıyla ilgili kapı ardından konuşanlar olmuş. Böyle bir yazıyı neden kaleme aldığımız merak edilmiş. Meraklılara söyleyeyim. İlhan Bey ve Selin Hanım ilham kaynağım” dedi.

YURT YAZARLARI İCAZETLE DE SİPARİŞLE DE YAZMAZ

Yurtseven, ‘Kapı arasından yarım ağız konuşmak’ başlığıyla kaleme aldığı yazıda, Yurt Gazetesi’nde yazarların icazetle de, siparişle de yazmadıklarını belirterek, “İnanmadıklarını da yazmazlar. Genel Yayın Yönetmeni Veysi Şahin der ki “İftira, hakaret olmadan ispatlayacağınız her iddiayı kaleme alabilirsiniz. Benim tek koşulum, ayağı yere basmayan o yazıyı yayınlamam.’ Ne güzel değil mi? O da hakları, canları sağ olsun. Haa bir de unutmadan söyleyeyim. İla da cevap hakkı! Cevap hakkını sonuna kadar kullandırıyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Bizim gazete olarak kişilerle ilgili hiçbir sorunumuz yok olamaz. Biz düşünceleri referans alırız. Yapılan açıklamaların ne kadar gerçekçi olduğuna bakarız” diyen Yurtseven, şöyle devam etti:

ATAMAYLA VEKİL OLDULAR

“Gelelim ‘niye yazdım’a…

Aslında bu tartışmayı açan İlhan Bey ve Selin Hanım’dır. Parti içi demokrasi diyorlar.

Hem de ‘Ya Türkiye savaşta, bu ne partizanlık. Türkiye’nin başka sorunu mu yok?’ dedirtecek cinsten...

Parti içi demokrasi diyorlar, sol diyorlar…

Ama kendileri ilk Milletvekili olduklarında atamayla Milletvekili oldular.

Emekten bahsediyorsunuz ama sizler, onlarca yıllarını partiye vermiş birçok parti emekçisinin yerine atamayla Milletvekili olmadınız mı?

Tüzüğün yönetmeliklerle yönetilemeyeceğini söylüyorsunuz.

Peki, 3 Kasım seçimlerine giderken tüzükte bulunduğu halde ön seçimi askıya alan yönetmeliğe neden karşı çıkmadınız?

3 Kasım seçimlerine giderken atama milletvekilliğini neden kabul ettiniz?

‘YILLARCA NEDEN SUSTUNUZ?’

Demokrasi Genel Başkanların gözünden düşenlerin yerlerini muhafaza edecek bir araç mıdır?

Genel Merkezin yönetim tarzını eleştiriyorsunuz ama yıllarca neden sustunuz?

Bu manifestolar yayınlanınca meclis tutanaklarına, komisyon tutanaklarına bir göz atma ihtiyacı hissettim. İki ismin de meclis çalışmalarında aktif bir çalışmalarına, iktidara yönelik kamuoyu oluşturacak bir çalışmalarına rastlayamadım.

Tam olarak söylemek istediğim bu.

Meclis çalışmalarında yoksunuz, kamuoyu oluşturacak hiçbir çalışma da yoksunuz.

Ama parti içerisinde yazılan 3 satır yazıyla partiyi gündeme taşıma ve kamuoyunda tartıştırma konusunda maşallahınız var.

‘KILIÇDAROĞLU SİZİ TANIMAZKEN…’

Sormak istediğim en önemli konu şu Kemal Kılıçdaroğlu sizi kimse tanımazken kontenjandan milletvekili yapmasaydı ya da CHP’den milletvekili olmasaydınız yine siyaset yapar mıydınız?

İlhan Bey MHP’li Oktay Vural ile görüşmesi konusunda henüz bir açıklama yapmış değil.

Merak ettiğim bir soru; her sade vatandaş istediği partinin Grup Başkanvekili ile dakikalarca görüşebilir mi? Şayet görüşürse, o görüşmede neler konuşabilir?

Bu gazetenin en büyük özelliği cevap hakkı veren gazete olmasıdır. Gazetenin her köşesi size açık olduğu gibi benim köşem de size açık. Bir cevap vermek isterseniz buyurun sizi hem gazetede misafir edelim hem köşemizde ne söylemek isterseniz yer verelim. Bu yazıyı yazan kimdir diye boş işlerle uğraşmayalım.

Solculuk doğru bildiğiniz her şeyi her zaman her yerde ifade edebilmektir.

Solculuk eleştirdiğiniz antidemokratik uygulamaları elinizin tersiyle itip yağlı bağlı milletvekili koltuğuna oturmamak, illaki ön seçim olacak yoksa beni aday göstermeyin diyebilmektir.

Solculuk bildirge yayınlamak değil, Meclis Komisyonlarında, Genel Kurulda dişe diş mücadele edebilmektir.

Solculuk ben değil, aslolan örgüttür diyebilmektir.

Kapı arkasından konuşmayalım.”