'Zarrab'a dava açalım, son trenin son vagonuna bindirelim'

'Zarrab'a dava açalım, son trenin son vagonuna bindirelim'

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, “Bu davanın baş sanığı ise rüşvet verdiğini açıkça itiraf eden Zarrab olmalı. İlk treni kaçırdık ama en azından son trene son vagondan bindirebiliriz Zarrab’ı” diye yazdı.

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Türkiye’de de “rüşvet” alanlar için dava açılmasının şart olduğu görüşünü savunarak, ‘Bu davanın başsanığı ise rüşvet verdiğini açık açık itiraf eden Reza Zarrab olmalı. Bu konuda ilk treni kaçırdık, ama en azından son trene son vagondan bindirebiliriz Zarrab’ı” dedi.

 Altaylı, “Hiç değilse bir soruşturun” başlığıyla bugünkü köşesine taşıdığı yazıda, “Tamam hemfikiriz, Reza Zarrab şerefsiz. Tamam Reza Zarrab davası Türkiye’ye, belki Rusya’ya, hatta İran’a karşı kullanılan bir dava, orada da hemfikiriz. Ama hâlâ hemfikir olamadığımız, hâlâ aynı hizaya gelemediğimiz bir “tutum” var. O da “rüşvet” meselesi” dedi. Altaylı, özetle şu görüşleri dile getirdi:

“Zarrab davasının başsanığı haline gelen Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla ne diyor: “Rüşveti ben almadım. Ayakkabı kutuları içinde eski Genel Müdür Süleyman Aslan aldı.” Ne yani, “Bu da mı gol değil?”. En azından yardımcısının iddiasıyla ilgili Aslan hakkında bir soruşturma, yeni deliller ve itiraflar ışığında yeni bir dava açılmayacak mı? Bu rezalet soruşturulmayacak mı?

Dün Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesi, “Zarrab konuştukça rezil oluyoruz” diye bir başlık atmış. Katılmıyorum. Ama hiç katılmıyorum. Zarrab konuştukça rezil falan olmuyoruz.

İran’la gizli gizli ticaret yapmayanı mı var? Fransa’sı, İngiltere’si, Almanya’sı, İtalya’sı, İsviçre’si, hatta Amerika’sı İran’la ticaret yapmıyor mu? Hepsi yapıyor. Kimi yakalanıyor, cezasını ödüyor, kimi yakalanmıyor, yakalanması istenmiyor sıyırıyor.

‘ASIL REZİLLİK…’

Bizi rezil eden, İran’la iş yapılması değil. Bizi rezil eden, kimi bürokrat ya da siyasetçilerin rüşvet alması da değil. Bizi rezil edebilecek olan bundan sonrası. Rüşvet aldığı iddia edilen banka genel müdürüne soruşturma açar, adam gibi yargılarsan...

Bunları yapabilmek için gereken bilgileri, varsa belgeleri Amerikan adaletinden istersen..

Ve “Biz İran’la ticaret yaptık ve bunun legal olduğunu düşünüyorduk. Buraya illegalite sokan varsa hesabını sizden önce biz sorarız” dersen... Rezil falan olmayız. Asıl rezillik bu iddialar karşısında suspus oturmaktır.

Çünkü o zaman herkes, “Sükut ikrardan gelir” diyecektir!

ZARRAB’A DA DAVA AÇILMALI

Türkiye’de de dava açmak şart. Başka türlü arınmak mümkün değil gibi duruyor. Bu davanın başsanığı ise siyasetçi ve bürokratlara rüşvet verdiğini açık açık itiraf eden Reza Zarrab olmalı.

Bu konuda ilk treni kaçırdık, ama en azından son trene son vagondan bindirebiliriz Zarrab’ı.

Bu dava sonucunda Zarrab’ın mahkûm olması kesin. Ve tabii, Zarrab’ın Türkiye’deki tüm mal varlığına da el koymak mümkün olacak.

Tabii bunun büyük bölümünü çoktan BAE gibi ülkelere kaçırmadıysa. En azından kalanlara el koymak bile halk vicdanını rahatlatacaktır. Çünkü bu şerefsizin yalıları, uçakları, yatları ve eşinin sürdürdüğü ultra lüks yaşam herkesin içini acıtıyor.”